12. "Sana İhtiyacım Var"

293 8 0
                                    

Ayy önceki bölüm verdiğim söz bu bölüme kısmetmiş meğer :d

Herkesee merhabaaa (:

Önceki bölüm o kadar güzel ve bana göre heyecanlı bir yerde bitmişti ki, dayanamadım ve uyumayıp yeni bölümü tamamladıım.

Benim çok çok içime sinen bir bölüm oldu. Çok severek yazıp severek okudum birkaç kez. Umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar. (:

***

2 Hafta Sonra

İçim giderek kızımın güzel yüzünü inceledim son kez. Her ne kadar gitmek için can atsam da, bir yanım da burada kalıp kızımla vakit geçirmek istiyordu.

"Bir gün tüm bunlara gerek kalmayacak canımın içi," diye fısıldadım başına öpücük kondururken. Dediklerimi anlarmış gibi sesler çıkarıp elindeki diş kaşıyıcısını uzattığında son kez de minik eline öpücük kondurup uzaklaştım hemen. Öpüp kokladıkça daha da zorlaşıyordu sanki.

Aslında bakıldığında hafta içi gün boyu ayrı kalıyor, hatta bazen akşam da işlerim olduğunda  gece de geç saate kadar birbirimizden ayrı kalıyorduk. Normal şartlarda pazar günü birkaç saatimi ondan ayrı geçirmemde bir sorun olmazdı fakat hafta içi tamamen ondan uzakken bir de üzerine hafta sonu kısa süre için bile olsa ayrı kalmamıza ister istemez içerlemiştim. Saçma olduğunu kalbul ediyorum. Ama kabul etmem üzülmemi engellemiyordu.

"Ben çıkıyorum Zeliha abla," dedim ayakkabılarımı giyerken.

"Tamam kızım, dikkat edin kendinize."

Muzip bir tavırla sözlerini bitirdiğinde olduğum yerde doğrulup gülen yüzüne baktım.

İmasını göz ardı edip, "Görüşürüz ablacım," dedim. "Ela çok huysuzlanırsa bana mesaj at, erken gelmeye çalışacağım ben."

Asansörü beklemeyip merdivenlere yöneldiğimde arkamdan hala gülerek birşeyler söylese de cevap vermemeye devam ettim.

Son 3 gündür, Ali'den bahsettiğimden beridir ağzı kulaklarına varıyordu ablacığımın. Bahsettiğim şey de beni pazar günü kahavaltı için dışarı davet etmesiydi yani. Evine gidip yediğimiz akşam yemeğini, her gün öğle yemeği yiyişimizi ve daha birçok olanları anlatmadığım haliydi bu bir de.

Kötü bir niyeti olmadığını çok iyi bilsem de ortada olan net bir şey yokken kendi kendime yükselmek istemiyordum. Bahar'a kalsa ortada olan şey çok büyüktü ama yine de ben emin olamıyordum. Daha doğrusu olmak istediğimden emin değildim.

O geceki sözleri adeta uykularımın katili oluvermişti. O kadar samimi ve içten bir şekilde ifade etmişti ki, üzerine diyecek bir şey bulamamıştım.

Sonrasında da ister istemez değişmişti sanki bir şeyler. Mesela bu iki haftada, geçen haftaların aksine arada bir gelmek yerine her gün öğle molasında yanıma gelmiş ve beraber öğle yemeğine çıkmıştık. Ve ne hikmetse her seferinde Gökhan Bey bir şekilde bu yemeklere katılamıyordu. 2 haftanın her günü mü işi çıkardı bir insanın?

Her yemekte, her sohbetimizde ona dair daha fazla şey öğreniyordum. Kendim hakkında ise olabildiğince az bilgi vermeye çalışıp çoğu zaman geçiştiriyordum. Bu durumdan memnun olmadığının farkındaydım ancak şu an için başka çarem yoktu. Ne kadar detay verirsem bir o kadar devamı gelecekti ve ben her yeni bir detayda daha da çıkmaza girecektim. Bu yüzden şimdilik ona istediği bilgileri veremiyordum ama bir gün o da olacaktı elbet.

Bu aramızdaki her ne ise sanki her geçen gün daha da büyüyor daha da güçleniyordu. Bu durum biraz gözümü korkutsa da içten içe mutlu da ediyordu.

Sana İhtiyacım VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin