Yepiss yeni bir bölümle burdayım yine. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar. (:
***
1 Ay Sonra
"Dayy, Dayy," diyerek dayısının boynuna sarılan Ela'yı sıkıca sardı Selim.
"Dayısının her şeyi, güzelim benim."
"Kıskanıyorum ben ama," diye sitem eden Bahar'a güldüğümde Selim de gülerek konuştu.
"Tamam sen de her şeyimsin,"
"Seni kıskanmıyorum ki, minik ördeğimi kıskanıyorum ben."
Şaşkınlıkla kala kalan Selim'e bu sefer hep birlikte gülmüştük. Selim'in boşluğundan faydalanıp kızımı kucağına kaptığı gibi kaçırdı Bahar. "Teyzecim be bir bana demedin, herkes dedin bir bana demedin. Hadi kuzum, söyle bakayım. Tey-ze!"
Şaşkın şaşkın bakan kızım yine dayı dediğinde Bahar söylenmeye başlamıştı hemen.
Kızım gerçekten de artık Bahar hariç hepimize söylemişti. İki hafta önce bir akşam evde oturup televizyon izlerken bana ilk defa anne diye seslenmişti ve o an yaşadığım mutluluğu tarif bile edemezdim. Hemen kucaklayıp öpücüklere boğmuştum. Ağlamama da engel olamamıştım tabi. Miniğim gerçekten de büyüyordu.
Anne dedikten sonra da dayı demeye başlamıştı. Kendisine teyze demeden önce Selim'e dayı dediği için çok içerlemişti Bahar. Zeliha ablaya da bir süre sonra teyze diye seslendiğini anlattığımda ise hepten bozulmuştu. Çünkü benim kızım teyze kelimesini artık telaffuz edebilse de Bahar'a öyle seslenmemekte ısrarcıydı. Bahar ise minicik çocuğa trip bile atıyordu artık.
"Al yeğenini dayısı, benim kucağımdayken bile seni sayıklıyor baksana."
Tekrar dayısının kucağına giden kızıma gülerek baktım. Yüzünde güller aça aça gitmişti. Gerçekten Selim'i bir başka seviyordu. Ne zaman onu görse yüzünde güller açıyordu miniğimin.
Biten çayımı doldurmak için mutfağa gittiğimde Bahar da elinde boş tabaklar ile arkamdan geldi.
"Ali ile konuşmadınız mı hala?"
"Konuşmadık. Dünden beri aramız limoni. Suyum yavaştan ısınmaya başladı sanırım."
"Ne ısınması kızım, su çoktan kaynadı. Adam haklı soğuk yapmakta. Ne olduğunu bilmediği için sen anlatana kadar kafasında kurmaya devam edecek."
"Şu doğum gününü bir atlatalım. Bu sefer kararlıyım, konuşacağım. Kendimi gerçekten hazırladım artık."
2 gün sonra 27 Ekim'di, yani Ela'mın doğum günüydü. Tüm zorluklara rağmen kızımı kucağıma aldığım günün ilk yıl dönümüydü. Kızım 1 yaşına girecekti 2 gün sonra. Zeliha abla, Selim ve Bahar ile küçük bir kutlama yapacaktık o akşam. O günü atlattıktan sonra da artık Ali ile konuşmayı planlıyordum.
Bu bir ayda o kadar zorlanmıştım ki. Ali ile çoğu zaman öğle yemeklerimize beraber çıkmıştık. Biri onun evinde olmak üzere, birkaç kez akşam yemeği yemiştik beraber. Ama ona kalsa her akşam beraber vakit geçirelim istiyordu. Bunu ben de çok istiyordum ama her akşamımı onunla geçirmem mümkün değildi. Gün boyu evde değilken akşam da kendimi kızımdan mahrum edemezdim. Aynı şekilde ben de kızımdan mahrum kalmak istemiyordum. Ama tabiki kızımdan bir haber olan Ali bu durumu yanlış anlayıp bozuluyordu artık. Zeliha ablaların hala bizde misafir olarak kaldığını zannediyordu çünkü çoğu zaman onları bahane ederek onu erteliyordum. Birkaç kez Zeliha abla ve Ela'yı da alıp ona yemeğe gitmemizi teklif etse de tabiki kabul etmeyerek bahaneler üretmiştim. Biz onun davetini kabul etmediğimiz için o da bize gelmeye cesaret edemiyordu. Bunun farkındaydım. İçten içe benden davet bekliyordu fakat bir şey de diyemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana İhtiyacım Var
RomanceZeynep & Ali *** Yanımıza gelen Mehmet'e sinirle bakış atıp bagajın kapağını hızla indirdiğinde bana döndü. "Sana bir daha karşıma çıkma dedim. Dinlemek istemiyorum seni." "Bak her şeyi yanlış anlıyorsun. O adamın söyledikleri gibi değil hiçbir şey...