bazı şeyler gizli kalmak ve duyulmamak için vardır

1K 94 49
                                    


5 Seconds of Summer- if walls could talk

"Taehyung dün gece seninle miydi?" Jisoo'nun sesini seçebiliyordum ancak kafam burda değildi aklım tamamen zihnimden geçen cümlelerdeydi. Neredeyse iki gündür zihnimi asla terk etmiyordu.

"Öyleyse Park Jimin. Bu gece yanında kalacağım."

"Hayır dedim ya Jisoo! Basketbol maçları var ona hazırlanıyorlar."

"Basketbol maçım olacak üç gün sonra gelir misin?" Min Yoongi zihnimi tamamen ele geçirmişti. Etkileyici adamın tekiydi sizi kendine çekince hayatınız artık bir fırtına gibi oluyordu. Neden sürekli onu düşündüğümü bile bilmiyordum ama birinin hayatına birini bu şekilde almasıyla devamlı düşünmesi bence oldukça normaldi ancak benim çevremdeki insanları bile duymayacak kadar onu düşünmem ise...

"Abim, maçı kazanırlarsa takımın büyük bir parti vereceğini söyledi. New York'taki partiler gibi olacakmış-" devamını duymamıştım bile çünkü bunları iki gece önceden biliyordum. Yine zihnimi ele geçirmişti, ufak bir kelimeyle bile zihnim yine tamamen ona ait olmuştu.

"Maçı kazanırsak güzelim büyük bir parti vereceğim New Yorklu gençlerin verdiklerinden de daha büyük olacak ve seni o partinin en özel davetlisi yapacağım."

"Jimin sana diyorum!" Omzumu hafifçe sallamış ve dokunuşu karşısında düşüncelerimden hızlıca çıkmama ve affalamama sebep olmuştu.

"Gider miyiz partiye?" Gözlerim karşımdaki Jennie'ye döndü oldukça istekli duruyordu. "Yoongi düzenliyormuş eğlenceli olur."

"Gideriz." Demiştim kafamı sallarken gözlerim çaprazımda oturan Jisoo ile kesiştiğinde gözlerini iki kez kırpmıştı anlaması, bir şeyleri bilmesi çok iyiydi çünkü beni anlayacak birinin olması iyi hissettiriyordu.

"Taehyung ile nasıl gidiyor?" Demiştim yan tarafımdaki Jeongguk'a dönerken durgun gibiydi bu aralar ve nedenini bilmek istiyordum, hem aklımdakilerden biraz uzaklaşmak için hem de aralarındaki ilişkinin nasıl olduğunu merak ediyordum çünkü son olaylardan sonra Taehyung bana güven vermiyordu.

"İyiyiz ama bu aralar bir şeyler çeviriyor gibi ve ben ne olduğunu çok iyi biliyorum." Demişti çenesi seğirirken sinirli gibiydi. Jeongguk zeki biriydi, yalan söyleyeni veya bir şeyleri hemen anlayacak kadar zekiydi ve konu özellikle Taehyung olduysa daha da fazlalaşıyordur siniri.

"Ne gibi?" Demişti Jennie, sanki o da abisinden habersizdi. Jennie'de son zamanlarda Jisoo'nun dediği gibi bir şeyler karıştırıyor gibi bir hali vardı. Son zamanlarda ortam epey gergin gibiydi, hepimizin bir sorunları vardı ve nedense bu gerginliklerin hepsi bir anda oluşmaya başlamıştı.

"Sen daha iyi bilirsin Jen." Jeongguk bir şeylerin farkındaydı. Ve eğer bizim -ben ve Jisoo'nun- de farkında olduğumuzu öğrenirse sinirlenirdi.

"Ne demeye çalışıyorsun?" Aralarındaki gerilim artarken derin bir nefes almış ve yanımdaki Jeongguk'a fısıldamıştım "Sakin ol."

Jeongguk çantasını asılı olduğu sandalyeden almış ve kafeteryanın çıkışına ilerlemişti. Ben de kızlara yanına gideceğimi söylerek çantamı almış ve yanına gitmiştim. Uzun zamandır onu bu kadar sinirli veya gergin görmüyordum ve bu şekilde olmasının sebebinin boşa olduğunu da düşünmüyorum.

Kampüsün bahçesindeki basketbol sahasının yakınındaki bir ağacın altında oturduğunu görünce yanına doğru ilerlemiştim. Çantamı yanına fırlatılarak bırakırken kendimi yere bırakmıştım.

"Sorun ne?"

"Sorun yok."  Demişti omuzlarını silkeleyip toprağın üstünde çıkan otları birer birer koparırken gergindi bir sorunu vardı ve korkuyordu. Taehyung'u kaybetmekten deliler gibi korkuyordu.

pillowtalk|yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin