BÖLÜM 25 YALAN MI GERÇEK Mİ

932 44 13
                                    

Keyifli okumalar

"Rose, artık uyanmalısın." Genç kadın duyduğu sesle irkilerek gözlerini araladı. Üzerindeki ağırlık hissinden esneyerek kurtulduğunda Marcus'a döndü." Saat kaç oldu?" diye konuştu yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle.

"Dokuza geliyor." dedi Marcus saatine baktıktan sonra." İstersen duş al, sonrasında da çıkarız."

"O kadar yorgunum ki, ayağa kalkacak halim yok." Rose, Marcus'un dediklerini duymazdan gelip arkasını döndüğünde genç adamın gülme sesini işitti." Pekala." diye mırıldandı Marcus, kolunu Rose'un beline koyup, genç kadını kendine çektiğinde." Biraz daha uyuyalım öyleyse."

*******

Marcus çalan kapının sesiyle uyandı. Yüzüne vuran güneş yüzünden gözlerini açmakta zorlansa da kısık gözlerle ayağa kalktı. Üzerine dün nereye attığını bile bilmediği gömleğini ararken Rose'un ağızından çıkan sessiz mırıltılara gülümsedi. Odanın girişinde bulduğu gömleğinin düğmelerini ilikledikten sonra kapıyı açtı.

"Günaydın Bay Porte. Rahatsız edilmek istemediğinizi biliyorum fakat büyük bir gelişme oldu ve bunu bilmenizin gerektiğini düşündüm."

Marcus uykulu halinden anında sıyrılırken kapıyı Rose'un uyanmasını istemezcesine kendine doğru çekti." Birazdan geleceğim." dedi adama bakarak.

Leonardo başını sallayıp uzaklaştıktan sonra Marcus yeniden odaya girdi. Rose'un yarı açık gözlerini görmesiyle," Biraz işim var." dedi yanına oturarak." Sen bu sırada kahvaltı söyleyebilirsin ya da uyuyabilirsin tamam mı?"

"Bir sorun mu var?" dedi Rose kuşkuyla.

"Merak etmen gereken bir şey yok." diye cevapladı Marcus genç kadının dudağına hafif bir öpücük kondurmadan hemen önce." Olabildiğince hızlı geleceğim."

"Tamam o zaman. Kahvaltıya seni beklerim."

"Nasıl istersen." Marcus üzerini değiştirip odadan çıktıktan sonra hızlıca Leonardo'yu aradı. Genç adamın nerede olduğunu öğrendikten sonra asansöre doğru ilerledi. Otelin çıkış kapısına geldiğinde kendisini bekleyen arabaya bindi.

"Merhaba Bay Porte." dedi Leonardo." Bilmenizi istediğim şey James Russo'yu bulduk. Şu an kendisini uzaktan izliyoruz. Sizin yönlendirmenize göre hareket edeceğiz."

Marcus vücudunu ele geçiren sinir dalgasına zorlukla karşı çıkarken," Asla gözünüzden ayırmayın." dedi." Bir planı varsa onu öğrenmeye çalışın ve orada hazır bir grup bulundurun. En geç bir hafta içinde ben de oraya gideceğim."

"Pekala Bay Porte."

Marcus arabadan indikten sonra cebindeki sigara paketini çıkarttı. Ne kadar içerse içsin rahatlayamayacağını biliyordu ki burada olmasının asıl sebebi sigara değildi. Rose'un yanına gidemiyordu. Çünkü gitse ona James ile ilgili bir gelişme olmadığını söyleyerek, genç kadına büyük bir yalan söylemiş olacaktı. Bunu istemiyordu. Rose kendini yeni yeni toparlarken James'i bulduklarını söyleyerek ona yaşadıklarını hatırlatmak istemiyordu.

Telefonunun çalmasıyla oturduğu banktan kalkarken çağrıyı cevapladı." Efendim Rose."

"İyisin değil mi Marcus?" dedi Rose telaşla." Sana bir şey oldu sandım."

"Telefonu kapatma, yanına geliyorum." Marcus sigarasını yanındaki sigaralığa attıktan sonra aceleci adımlarla otele girdi. Rose'un telaşlı çıkan sesi onu korkuturken odalarına doğru yürüdü. Yanına aldığı kartını okutup odaya girdikten sonra telefonu kapattı." İyi misin?" dedi Rose'u baştan aşağı tarayarak.

Sicilya MafyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin