Y.N: Herkese selamlar. 🤍 Bu hesabımda Kore'de geçen ve Koreli karakterlerin yaşadığı hikayelerimi yazıyorum. Sevgili arkadaşım, Aslı'ya Sehun'un main cast olduğu bir hikaye armağan etmek istedim. İyi ki varsın, aslımte. 💜 Bu bölüm hikayeye ufak bir giriş olsun istedim ve kısa tuttum. Bir ilk niteliğindeki konsept, bu hikayede de yer alacak. Yakın zamanda hikayenin Türk versiyonunu da morbulutlaradavet adlı hesabımda bulabilirsiniz. İyi okumalar dilerim, yorumlarınızı eksik etmeyin. 🤍
👠
Sabah telaşına boğulan ofisteki her çalışan işine konsantre olmuş durumdaydı. Patronları, her zamanki gibi yüzündeki donuk ve sarsılmaz ifade ile içeri girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktılar. Genç kadının önlerinden geçip gitmesinin ardından herkes işine döndü.
Havada dedikodu kokusu solunmaya başlanmıştı. Kadın çalışanlardan biri yanındaki arkadaşına yaklaşmak niyeti ile sandalyesini çekiştirdi. Odasına giriş yapan patronunu izlerken fısıldadı.
"Henüz bir asistan bulamadı değil mi?" derken sesi keyifliydi. Soruyu sorduğu arkadaşı da kafasını iki yana salladı. Patronun kapanan kapısının ardından meslektaşına baktı.
"Hayır, kafayı yemek üzere. Bugün birkaç mülakat daha var." O da arkadaşı gibi fısıldayarak konuşmayı tercih etmişti.
"Bakalım, kim seçilecek?"
Bakışları bilgisayar ekranlarına dönerken ikisi de aynı anda cevap verdi.
"Yazık ona."
Gülüşüp işlerine dönerlerken patronlarını çekiştirmeleri ikisini de daha iyi hissettirmişe benziyordu. İş yüklerini arttıran patronlarından bu şekilde hınçlarını çıkarmışlardı.
👞
Bu sırada, Gangnam'da bir kafede arkadaşıyla oturan Lee Chul umarsızca saçlarını kaşıyordu. Ne zaman düşünecek bir şeyleri olsa yaptığı bir hareketti bu. Onu tanımayan insanlar onun uyuz gibi bir hastalığı olduğunu düşünebilirdi.
"Sevdiği kahveyi tutturursan senden iyisi yok, işi kaparsın."
Lee Chul, sabahtan beri kafasını ütüleyen arkadaşının artık susmasını istiyordu.
"Ne saçmalıyorsun?"
Lee Chul, soğuk meyveli içeceğindeki buzlarla oynamaya başladı. Sabahtan beri, sorununun tek çözümü bu işmiş gibi konuşulmasından sıkılmıştı.
Kara kraliçenin asistanlığını yapmak. Hem de kendinden yaşça küçük kara kraliçeye...
"Hadi ama, benim kovulmamı boş ver. Yeni birisine ihtiyacı varken bu fırsatı tepemezsin."
Lee Chul, açıkçası kara kraliçeyi hiçbir zaman görmemişti. Kısa bir zamana kadar arkadaşının iş vereniydi. Birkaç kez onu ofisten almaya gittiğinde siyahlara bürünen bir siluet gördüğüne yemin edebilirdi.
"Nasıl seçildin ve nasıl kovuldun, sebepleri beni ikna ederse..."
İlgisini plastik ve şeffaf bardaktan çekip arkadaşına verdi. Ardından cümlesini sakince tamamladı.
"O iş görüşmesine gideceğim."
Kız arkadaşı turuncuya boyadığı uzun saçlarıyla oynamaya başladıktan sonra kıkırdadı.
"Şimdiki aklım olsa ilk görüşmeye gittiğimde de ondan sonraki günler de siyah giyinirdim."
Lee Chul kaşlarını kaldırdı.
"Onun gibi mi?"
Han Yeul tereddüt etmeden cevap verdi ona.
"Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OFİS AŞKI 오피스 러브 (Oh Sehun x Joy)
RomanceYeni bir asistan arayan, çalışanları tarafından siyah kraliçe olarak adlandırılan genç bir iş kadını. Park Hye Bora. İş arayan, umarsız ve yalnız genç bir erkek. Lee Chul. Bu sefer patron bir kadın. Asistan ise bir erkek. Anlaşmazlıklar, egolar, en...