Yukarı bıraktığım parçayı dinleyerek okursanız daha etkili bir okuma deneyim olur sizler için,umarım hoşunuza giden bir bölüm olur. Yorumlariniz beni çok motive ediyor,okumaktan zevk alıyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ
Dila Erdem'in arkasından baktı. Erdem gitmişti. Dila'nın kalbine diken batmış gibiydi. Dikeni çıkarmıştı ama şimdi daha çok acı veriyordu.
Dila arabada birkaç dakika kendini toplamak için bekledi. Gözünden yaş akmadı ama burnunun direği sızlıyordu. Ağlamamaya çalışmak ağlamaktan daha zordu. Tüm yüzü sızlıyordu,gözleri içinde hapis duran yaşları akıtmak istiyordu.
Ama Dila izin vermedi. Ağlamayacaktı.
Zaten çok fazla ağlamıştı.Arabayı sürdü. Eve doğru yola koyulacakken biraz yalnız kalmak istediğini hissetti.
Arabayı sahile sürdü.
Sahilde vardığında arabayı park etti ve indi. Yüzüne çarpan sert rüzgarı önemsemedi. Saçları dağılıyordu,önünü göremiyordu ama önemsemedi. Hiçbir şeyi dert etmek istemedi. Hiçbir şeyi umursamak istemedi. Sadece unutmak istedi.
Havanın sıcaklığı gittikçe düşerken Dila ağlamaya başlamıştı. Ama bir yandan da kahkaha atıyordu. Duygularını kontrol edemiyordu ve dışarıdan bir kaçık gibi göründüğünden emin oldu.
Ama bunların hiçbiri umrunda değildi. Kahkahası hıçkırıklarını bastırırken insanların dönüp dönüp onu incelediğini anlıyordu.Dila önüne gelen saçları geriye attı ve kahkahası daha da güçlendi.
Bir süre daha kahkaha attıktan sonra bastırmaya çalıştığı hıçkırıklarını özgür bıraktı. Denizin önünde dizlerini göğsüne çekmiş deli gibi ağlıyordu. Artık kahkaha atamıyordu,hıçkırarak ağlıyordu.
Çığlık atmak istiyordu ama bu dürtüyü bastırdı. İnsanlar azalmıştı. Neredeyse tek tük insan vardı. Kaç saattir oradaydı bilemiyordu.Uzun zamandır ağlıyordu. Kafasını kaldırdığında havanın çoktan karardığını fark etti. Ayağa kalktı. Rahatlamış hissedemiyordu.
"Aptalım.''diyordu kendi kendine.
"Aptalım.''Ayağa kalktı ve birkaç adım ötesinde duran denize baktı.
İlerledi.
Bir adım.
"Erdem şerefsizi yine beni yıkmaya çalışıyor,aklımı karıştırmak istiyor.''
Bir adım daha.
"Ama hayır. Buna izin verecek kadar enayi değilim. Onun dokunuşuna kanacak kadar saf değilim.''
Bir adım daha.
"Artık yoluma bakmalıyım,önüme bakmalıyım. İlerlemeliyim.''Ve bir adım daha attı.
Kendini soğuk denize bıraktığında doğrudan dibe batıyordu.
Yüzmeye çalışmadı.
Yüzeye çıkmak istemedi.
Öylece batıyordu.
Çabalamadan kendini denize bırakıyordu.
"Özgür bir kelebeğim ama bu sefer mutlu değilim. ''
Gözlerini kapattı.Birden bileğinde bir el hissetti. Ama gözlerini açmak istemedi. Bileğini saran el onu yukarı doğru çekiyordu. Ne olduğuna bakmak istemedi.
Dila boğuluyordu ve bunu hissetiyordu.
Ciğerlerine dolan su içini yakıyordu.Suyun yüzeyine çıktığında Dila baygındı. Bedenini saran güçlü kollar arasında yüzeye çıkmıştı. Dila yuttuğu suyu çıkarıp kendine geldiğinde karşısında onu inceleyen kişiye baktı.
Daha önceden aşina olmadığı mavi gözler ona bakıyordu. Dila kim olduğunu anlamak için baktı ama daha önceden gördüğü ya da tanıdıği biri değildi. Mavi gözlü bu adam oldukça yakışıklıydı. Dila'nın uyandığını anlayınca ona dikkatle baktı.
Dila yavaşça kalktığında adama sorgulayan gözlerle baktı. Sonra neler olduğunu anımsadı. Kendini denize attığında bu adam onu kurtarmıştı. Adamın tüm kıyafetleri ve saçları ıslaktı. Adam Dila'ya baktı.
"Yaşamak için direnen onca insan varken hayata son vermek bu kadar kolay olmamalı. Ne garip,bazı insanlar yaşamayı hak etmiyor,yaşamak istemiyor ama yaşıyor. Bazıları da yaşamayı herkesten çok hak ediyor ama...''
Adam sözlerine devam etmedi. Dila'yı süzdü. Dila titriyordu.
Adam üzerinden çıkardığı ceketi Dila'nın üzerine geçirdi. Dila ne olduğunu anlamamış gibi etrafa bakıyordu.
"İyi misiniz?"dedi adam az önce Dila'ya nefret bakışları atmamış gibi.
"İyiyim ama siz kimsiniz?''
Adam sırıttı.
"Sizi kurtaran kişi. Pamir ben.''
Dila somurttu.
"Beni neden kurtardın,kendim çıkardım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet(tamamlandı)
RomansaBir insanın canı ne kadar yanabilirdi en fazla? Bir insan ne kadar çok göz yaşı dökebilirdi? Uğradığı ihanetin şokunu nasıl atlatabilirdi?Denize sığınmak isterken onu da kurtaran deniz olacaktı da haberi yoktu...