Dünki yaşananlardan sonra bir daha Sanha'nın yüzünü görmemiştim.Açıkçası görmek de istemiyordum.Sırtımın ağrısı biraz olsun geçmişti.Kütüphanede oturmuş öylece kitabımı okurken önüme bırakılan bir şeyle kafamı kaldırdım.Gördüğüm yüzle getirdiği şeyin ne olduğunu önemsemeden önüme döndüm.Bu çoçuk Sanha'nın etrafında gördüğüm çocuklardandı.Ancak o da pek önemsemeyip paketteki şeyi bırakıp gitti.Her ne kadar gizlemeye çalışsamda paketteki şeyin ne olduğunu merak ediyordum.İçini açıp baktığımda mavi renkli ağrı bantları olduğunu görmüştüm.Aklı sıra incittiği için bir özürmüydü bu?.Elbbette gönderdiği şey umrumda değildi.Kitabımı ve paketi alıp sınıfıma gidecektim.Koridorlardan geçerken karşıma çok tatlı bir çocuk çıktı "Şey Merhaba!" Dedi neşeli sesiyle.Gülmeden edememiştim. "Merhaba! Bir şey mi istediniz?" Biraz yeni yeni konuşuyor olmanın mahçubiyetiyle "Şey ben Jeongin,Umm Hyunjin'in kardeşiyim okulda onu bulamadım.Bunu ona verebilir misiniz acaba diyecektim de" Bende bu çocuk kime benziyor diyordum.Açıkçası Hyunjin'in bir kardeşi olduğunu bilmiyordum. "Nedir bu?" Dedim kaşlarımı çatarak.O da mahçupça "Şey.Resim yarışmasında üçüncü oldu ya.Evdekiler bilmiyor.Bende bunu ona verecektim ancak onu bulamadım" Bunlar ayrı mı yışıyor yahu "Aynı evde değil misiniz?" Biraz başını eğdi "Ee...Evet ama birbirimizi pek göremiyoruz.O Hep odasında ders çalışıyor ve bana vakit ayırmıyor.Bu sabah erkenden gidip almıştım bunu ama çoktan çıkmıştı" Nasıl bir aileydi böyle? "P-peki veririm.Ama sen?Sen bu okulda değilsin değil mi?" Başını sallayıp "Ben lise üçe gidiyorum" Anladım der gibi başımı salladım ve vedalaştım.
Doğrusu çok tatlı bir çocuktu.Aynı Hyunjin gibi.Ailelerinin ne kadar katı olduğu çok belliydi.Belki de gerçekten ders çalışmaktan birbirlerinin yüzünü görmüyorlardır.
Derin bir iç çekip yoluma devam ettim.Ne olursa olsun onun kardeşiydi.Onunla zor da olsa ilgileniyordu.Benim de bir kardeşim olsaydı belki de daha güvende hissederdim.Kardeşim benim yüzümden ölmüştü.Daha doğrusu annem ve babam eskiden böyle söylerdi.Sonraları ne kadar pişman olduklarını dile getirmiş,af dilemişlerdi.Evet onları afetmiştim,ancak hala kendimi suçluyordum.Çünkü...Ne bileyim işte,onlar hep benim yüzünden öldüğünü söyleyip durmuşlardı.Bu istemeden de olsa kafama yerleşmişti.
Tüm bunları bir kenara bırakıp yoluma devam edecektim.Ancak Hyunjin'in yanına uğrayıp hediyesini vermeliydim.Kafeteryaya uğradığımda bizimkileri görmüştüm.Yanlarına gülümseyerek gittim.
"Merabaa!" Hepsi gülümseyerek cevap verdi.Soobin kaşlarını çatıp elimdeki süslü paketi göstererek "O elindeki nedir Tae?" Yeni hatırlamış gibi "Ah!Şey bu Hyunjin'in" Chan kaşlarını çatıp dişlerini sıkarak "Ne demek Hyunjin'in?" Deyip ayağa kalktı.Bu çocuk benden gerçekten hoşlanmıyordu ya.Hediyeyi benim aldığımı sanıyordu herhalde "Aşkım sakin ol" deyip oturttu Chan'i .Chan bana hala delici bakışlarıyla bakarken,Hyunjin ellerini çırpıp "Bana ne aldın Taehyungiee?" Dudaklarımı büzüp "Aslında ben almadım tatlım" dedim umursamazca "Kim aldı lan öyleyse kim cesaret eder buna?" Yine hiddetle ayağa kalkınca "Ya bi dur be!İzin verirsen anlayacağız!" Bu sefer Chan'i oturtan Yeonjun'du.
Hediyeyi vermeye bir türlü fırsatım olmamıştı.Çünkü o sırada tatlı surat Minjun gelmişti "Aaa o nedir Tae kime aldınnn?" Dedi coşkuyla.Sanırım ben hariç bütün arkadaşlarım hediye görünce heyecanlanıyordu. "Aay!Yeter bi susun ya!" Yeonjun bağırınca Minjun ürküp Bosung'a sarılmıştı.Yeonjun ayağa kalkıp "Afedersin korkuttum mu?" Minjun başını gömdüğü yerden çıkarıp başını usluca iki yana salladı.
"Neyse Hyunjin!Bu hediyeyi sana Jeongin almış seni bulamayınca bana verdi" Hyunjin önce kaşlarını tuhafça çatıp daha sonra gülümseyerek "Gerçekten mi?A-ama neden evdeyken vermemiş ki?" Jeongin'in söylediklerini tekrar edecektim "Sabah erkenden almış sana yetiştirebilmek için,ancak sabah seni görememiş ve muhtemelen okulda da göremeyince bana verdi " Hyunjin yüzünü büzüştürüp "Seni nerden tanıyor ki" Yeonjun'da ekledi "Ayrıca cep telefonuyla arasaydı" Hyunjin omuz silkip "Onun cep telefonu yokki" Soobin hayretle "Hangi devirde yaşıyoruz yaa bu kadar da üzerine gidilmez ki insanın" Soobin'e susması için işaret yaptım.Çünkü Hyunjin fazlasıyla üzgün görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Know I'm The One(Vkook)
Fiksi Penggemar"Nefret ediyorum;Beni görmezden gelmenden,ağladığımı görmemenden,seni özlememden.En kötüsü senden nefret edemememden nefret ediyorum.Hiç hoş değil ama,biraz olsun bile değil.Hiç nefret edemememden"💔 "Taehyung ve Jeonguk,sevgililer ancak yasak bir i...