Herkese merhaba...
Sonunda tamamlayabildiğim için çok mutluyum... Birkaç gündür sadece bölümle uğraşıyorum... Uyumayarak nihayet tamamlayabildim...
Umarım beğenirsiniz...
Lütfen oy bırakmayı ve yorumu unutmayın. Benim için aşırı aşırı aşırı önemli...
Bir Trabzonlu olarak uğurlu sayı 61 bini devirdik. Bunun için herkese teşekkürler efendim!
Güpgüzel okumalar dilerim... 🐟
🔴🔵🔴🔵🔴🔵
‘’Abiciğim Allah aşkına azıcık öteye kayar mısın? Kamerada görüneceksin diye omzumu çürüttün yüklenmekten!’’ dedi Yusuf abim sinirine hakim olmaya çalışırken.
‘’Dedi boncuk Ayşe’nin en nazlı oğluşu!’’diye karşılık verdi Yavuz da. ‘’Şurada bir şeyi anlamaya çalışıyorum. Az müsaade edersen sevgili abiciğim!’’ diye ekledikten sonra abimin elinden telefonu aldı.
‘’Lan Yavuz!’’ diye araya girdi Ali abim. ‘’İkizimi aradım, seni değil. Telefonun ona ver çabuk. Hoplatmayayım şimdi seni oraya gelip.’’ dedi Ali abim de sigarasının külünü düşürürken. Bir yandan da bana bakış atıyordu.
Gözlerimi avucumun arasında tuttuğum kupadan ayırmıyor, abilerimin konuşmalarına da karşılık vermiyordum. Bu hallerimin abimi işkillendirdiğinden emindim fakat ruh halimi kamufle edebilecek kadar da güçlü değildim. Son bir haftadır adeta ruhum çekilmiş gibiydi…
‘’Boşver abi şimdi Yusuf abimi. Sen Meryem’e versene bir telefonu. Yarım saattir laf sokuyorum hiçbirine karşılık bile vermedi. Hadi kot kafalı olduğunu bilirdim. Zekasını ben bir şekilde kabullendim. Şimdi duyu organlarına bir şey mi oldu ki onlar da görevini yerine getiremiyor o fındık beyni gibi? Alooo! Duymuyor musun kızım beni!’’ diye bağırdığında odağıma girmişti gözleri. Benimkilere tıpatıp benzeyen o gözleri gördüğümde içimde saatlerdir tuttuğum tüm duygular galeyana geliyor gibiydi. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde konuştu.
‘’Bak bakayım gözlerime!’’ diyerek sesini yükseltti. ‘’Kaçırma o gözlerini. Bir şeyler olmuş belli! Altına işediğinde de kaçırırdın böyle gözlerini…’’ dedikten sonra bir an duraksadı. ‘’Ay yok bu o bakış değil. Altına işeme bakışı değil bu…’’
Ali abimin uzattığı telefonu elime aldıktan sonra arkama yaslandım. Sokak lambasının ışığı yüzüme daha az vuruyorken konuşmak daha iyi olacak gibiydi.
‘’Yusuf abi… Baksana abi. Doğada danalar böyle baktığında ne anlamalıyız bundan? Hazımsızlık olabilir gibi de geldi bana…’’ dedikten sonra görüntüye Yusuf abimi de dahil etti.
‘’Hey Allah’ım ya… Doğada danalarmış…’’ diye sinirle çıkıştı Yusuf abim. Araya girdim.
‘’Bir şey olduğu yok Yavuz…’’ dedikten sonra gözlerimi sıkıca yumdum. Sesimin titrediğini fark etmemiş olmamalarını diledim.
‘’Sen onu külahıma anlat.’’ diye karşılık verdi Ali abim kül tablasında sigarasını ezerken.
‘’Üzgün görünüyor kardeşim üzgün…’’ dediğinde Yusuf abim, Yavuz abim duraksadı.
‘’Ne bileyim abicim… Onu hiç üzgün görmedim ki ben…’’
Bu cümle o kadar dokunmuştu ki…
İçimde gümbürdeyen tüm hislerin önündeki engel kalkmış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Damarı
Humor"Yeter..." dedim göz yaşlarım yanaklarından süzülürken. "O, benim hiçbir şeyim değil. Neden bu kadar sorguluyorsun?" Sorduğum soru karşısında duraksadı. "Bende senin bir abinim. Ortada böyle bir durum varsa tabi ki sorgularım." dedi uygun cevabı bul...