'Anneler ve Çocukları.'

1.3K 115 31
                                    

Bütün gecem gündüzüm Nira ile dolup taşarken evin beyleri bir an olsun yardımlarını eksik etmemişlerdi. Bu süreçte kızım artık neredeyse 3 aylık olmuştu. Onun büyümesini izlerken şahit olduğum şeyler o kadar büyüleyiciydi ki hep anda kalmak istiyordum. 

Nira oldukça akıllı ve uslu bir bebekti. Kolay kolay asla ağlamıyordu. Aksine yaptığı tek şey bol bol gülmekti. Arada sırada gülerken çıkarttığı sesler ise hepimizi mest ediyordu. Babamlar, Toprak ve Yalın abi eve geldikleri gibi ilk iş Nira'yı alıyorlardı kucaklarına. Biraz pabucum dama atılmış gibiydi yani.

Sabah Toprak'ları işe yolculadıktan sonra Emine abla arayıp kahvaltıya davet etmişti. Nira'nın müsaade ettiği kadar bir sürede kısacık bir duş alıp hemen hazırlandım. Ardından kızımı hazırladıktan sonra bebek çantalarından birini çıkartıp bütün malzemeleri oraya yerleştirdim.

Erdem baba ve İdris dede bir süreliğine yurtdışına çıkmak zorunda kalmışlardı. Her sabah ve akşam muhakkak Nira'nın resmini onlara atıyordum. Fotoğraf işi de hallolduktan sonra işimiz bitmişti. Tamamen hazır olduğumuzda kızımı kucağıma alıp, çantayı omzuma taktım. Aşağı indiğimizde arabayı açıp ilk iş kızımı bebek koltuğuna oturup kemerlerini onu rahatsız etmeyecek şekilde bağladım. Doğum yaptığımdan beri ilk Nira ile tek başıma yolculuk yapıyordum ki bu beni biraz korkutuyordu. Bol bol dua ettikten sonra direksiyon başına geçip arabayı çalıştırdım. 

Emine ablaya doğru giderken yol üzerinde gördüğüm marketin önüne arabayı park edip aşağı indim. Nira'yı kucağıma aldıktan sonra cüzdanımı alıp içeri girdim. Aldığım market arabasını güç bela sürerken unlu mamüllerin olduğu kısma geçip kahvaltı için bir şeyler alıp Leyla içinde küçük bir pasta aldım. Birkaç küçük şey daha aldıktan sonra kasaya geçip ödemeyi yaptım. Arabaya geri döndüğümde bu sefer direkt olarak eve sürmüştüm. Yarım saati bulmadan vardığımda Hande'ye mesaj atıp aşağı çağırdım. Saniyeler sonra apartman kapısı açılınca Hande yanıma geldi.

''Nerede benim pamuğum?'' Arka koltuğu işaret ettiğimde Hande, Nira'yı ve çantasını aldı. Market poşetlerini de ben aldıktan sonra arabayı kilitleyip binaya girdik. Asansöre binip yukarı çıktığımızda bizi karşılayan Emine abla olmuştu.

''Hoş geldin hayatım.''

''Hoş bulduk Emine abla.'' Emine ablaya sarılıp öptükten sonra bacaklarıma sarılan Leyla'yı görüp gülümsedim. 

''Bebeğim?''

''Hala.'' Leyla kollarını açınca ayakkabımı çıkartıp hemen onu kucağıma aldım. Hep birlikte salona geçtiğimizde koltuklardan birine oturdum.

''Eymen nerede?''

"O içeride uyuyor hayatım ama birazdan uyanır."

''Hala bana ne aldın?'' 

''Çok ayıp kızım. Böyle şöyle sorulmaz.''

''Ama o benim halam.'' Leyla bilmiş bilmiş konuşurken güldüm.

''Aynen öyle kuşum. Sen annene bakma bana istediğin kadar sorabilirsin.'' Ayağa kalkıp poşetlerin yanına geçtiğimde onun için aldığım pastayı çıkarttım.

''Pasta mı aldın?'' Sorusuna lafa salladım.

''Uğur böcekli değil mi?''

''Evet. Ama annen ne zaman izin verirse o zaman yiyeceksin. Anlaştık mı?''

''Anlaştık. Anne, kahvaltımı yaptıktan sonra yiyebilirim değil mi?'' Leyla, ellerini çenesinin altında birleştirmiş Emine ablaya bakarken bir an kucağımda küçük Hande'yi gördüğümü sandım.

MAHALLE ARASINDA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin