"Ömer aklım o kadar karışık ki! Yanımda seni, Yıldız Ablayı ve birkaç arkadaşımı istiyorum sadece. Kuzenlerimde görüşürüm arada ama o kadar. Annem benim için mücadele etmemiş gibi hissediyorum. Baba konusu karmaşık. İkisi içinde baba sayabilceğim birşey hissetmiyorum. "
" İkis içinde mi?! Emin abi de dahil mi? "dedi
" Evet "
" Olmamalı. O seni büyüttü. Zaten onun da kanından canından bir parçasın. "dedi
" Hep Sergen amcamın yanındaydın sen"
"Hayır. Ben zaten Emin abiyle aran iyi diye onunla ilişkini birşey demedim." dedi
"Neyse sonra konuşuruz bu konuları. Sen bana Aslı'nın numarasını versene. Bu gece yemeğe davet edicem. Belki bana inatyan gelir Sinan'da onu görmüş olur."
"Gelmez zaten" dedi ve telefonundan numarayı gösterdi.
Yaşanan herşeye rağmen kibar ve misafirperver bir mesaj attım kendisine.
Akşam yemeğini annem ve Ömer hazırladı çoğunlukla. Beni şu an el üstünde tutuyorlardı ama bundan rahatsız olamaya başlamıştım.
"Oturmaktan sıkıkdım. Yardım etmek istiyorum." dedim
"Tamam kızım. Sen evi süpür." dedi annem.
Oturmaktan daha eğlenceliydi. Ömer annemle çok iyi anlaşıyordu. Zaten Ömer'e ve İlayda'ya annem çok uzun süre bakmış. Benle annem arası ne kadar uzaksa Ömer'le o kadar yakındı.
Evi süprüdükten sonra mutfağa girdim yine.
" Ömer canım dondurma çekti"
"Tamam hemen alıyım. Neyli istiyorsun?" dedi
"Dışarıda yiyelim. Yemekleri bırakın artık. Üçümüz gidelim dondurmacıya"
"15-20 dakikaya biticek işimiz. Sen hazırlan beraber çıkarız" dedi annem.
"Tamam" diyip odaya gittim. Rahat bir elbise giydim
Canım bir şey çekmemişti. Sadece kafamoz dağılsın diye dışarı çıkmak istedim.
Dondurmacıda otururken gözlerim etraftaki çocuklardaydı.
"Bizim kızımızın kıvırcıl saçlı olma ihtimali var mı? Baksana şurdaki kıza çok tatlı"
"Baban kıvırcık saçlı ya" dedi Ömer.
Sergenden bahsediyordu.
"Bükre ablam da öyle." dedi annem
"Var yani ihtimal. Kıvırcıklık zaten baskın gendir."
Evde işler olduğu için hemen geri döndük. Masayı hazırladık. Yemekleri ısıttık.
İlk başta Dilruba ile Ege geldi. Sinan ile Onur beraber geldi. Buseler oğulumu anneannesine bırakıp geldikleri için geçiktiler.
Herkes gelince yemeğe oturduk. Tam o esnada kapı çaldı.
"Ben bakarım" diyip koştum kapıya. Aslı gelmiş olmalıydı
Kapıyı açıtığımda tahmin ettiğim şey oldu. Aslı geldi.
"Hoşgeldin"
"Girebilir miyim?" dedi
"Tabiki, zaten davetliydin."
İçeri girip üstündeki hırkayı askıya astı.
"Senin için geldim. Senle konuşmam gerken şeyler var ama bugün değil." dedi
"Tamam o zaman lavabo burda ellerini yıkayabilirisin"
Lavabodan geldikten sonra yine yanıma geldi.
"Herkes içerde mi?" dedi
"Evet. Senden haberleri yoktu"
Elini karnıma koydu.
"Kızınız kendini belli etmeye başlamış" dedi
Gülümsedim ona. Sonra beraber içeri geçtik.
"Aslı?!" Sinan hemen ayağı kalktı.
"Merhaba, Zümra beni yemeğe davet etti. Onun için geldim." dedi
"Ne yüzle? Sen hala ne yüzle Zümra'nın karşısına çıkabiliyorsun?" dedi Buse
"Aslı benim misafirim sayıları. Güzelce yemek yiyelim bu akşam. Sonra konuşursunuz" diyip aslı iöe yan yana oturdum.
Aslı baya garipti. Yüzü çökmüştü. Gözlerinin altı morarmıştı. Çom yorgun gözüküyordu.
Yemekten sonra hepsinin yardımı ile masayı topladık. Aslı'nın ağzını bıçak açımıyordu.
"Aslı biz senle biraz balkona çıkalım mı?" dedi Sinan.
"Hayır" dedi Aslı.
Mutfakta üçümüz vardık sadece.
"Aslı lütfen. Bu halinin sebebi ne?" dedi Sinan.
Aslı'nın göz yaşları düştü yanaklarına.
"Söylüyemem" dedi
Ben mutfaktan çıktım. Odaya geçtim.
"Neden çağırdın onu?" dedi Dilruba.
"Belki gelir ve sizle konuşur diye"
"Neden hala onu düşünüyorsun?!" dedi Dilruba.
"Bilmiyorum."
"Bu kadar iyi niyetli olmamalısın" dedi Buse.
"Çok kötü gözüküyordu" dedi Onur.
"Evet, bence siz onun yanında olun. Belliki birşey var. Ondan dolayı uzaklaştı sizden de"
Sinan ve Aslı arka arkaya odaya girdi.
Ortam yumuşasın diye havadan sudan konular açıp muhabbet ediyorduk.
Tatsızlık devam etsede muhabetle yunuşamıştı. Aslı karşımızda ses çıkarmadan ölü gibi oturuyordu. Sinan'ın da ağzını bıçak açmıyordu.
Tatlılardan somra Buseler hemen kalktılar. Bebekleri olduğu için erkenden gittiler.Dilruba ve Ege'de hemen arkalarından çıktı. Dilruba çok gerilmişti Aslı'nın burda bu halde olmasına
"Aslı bir tek biz kaldık. Ne oldu sana?" dedi Onur.
"Çok şey" dedi
"Yalvarırım anlat." dedi Sinan
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"neyle alakalı?" dedim
"2 şey var. Biri birçok kişiyi etkiliyor. Diğerin beni, beni ve biraz Sinan'nı" dedi çekinerek.
"Söyle bilelim." dedi Sinan
"Anlatamam." dedi
"Neden? Ya biz en yakınların değil miyiz?" dedi Onur.
"Yakınlıkla alakalı değil. Bazı sırları sır olarak kalmalı." dedi Aslı
"İyi o zaman ben gidiyorum. Çünkü dayanamıyorum." diyip çekip gitti Onur.
"Hepinizden özür dilerim." dedi Aslı.
"Biz özür değil gerçekleri istiyoruz." dedi Sinan.
Ne kadar ısrar etsekte anlatmadı. En sonunda ağlıyarak çıktı evden Sinan da onun peşinden gitti.
Etrafım topralarken cebimden bi kağıt çıktı.
Ben zamanı geldiğinde bulurum seni
-Aslı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra -BAŞLANGIÇ
Novela Juvenilİlk gözünü açtığın andan itibaren birilerine güvenerek başlarsın hayata. İlk elini tuttuğun kişi hep yanında olucak zannedersin. Büyürken yakınlarına tutuna tutuna ayakta kalırsın. Bir şekilde birilene güvenir, sırtımızı yaslar ve onlara inanırız. İ...