6.Bölüm:Acı Çekmek

3 4 1
                                    

Soğuk su bedenimeyken rahatladığımı hissettim. Soğuk suyu severdim ben. Sıcak su boğuyordu beni. Duşta işimi bitirdikten sonra çıkıp aynaya baktım. Yüzümde makyaj yoktu. Mavi gözlerim su geldiği için kızarıktı. Dudaklarım soluktu. Güzel hissetmiyorum kendimi böyle. Eksik geliyordu bu halim bana.

Hemen saçımı kurutmaya başladım. Eve geldiğimde zaten sırılsıklam olmuştum. Annem ile babam bugün iş yemeğine gitmelerine gerekiyormuş. Yani akşam evde tek başımaydım. Aman ne güzel! Akşam yemeğine inmeyecektim. Odama getirirlerdi yemeğimi.

Banyoda saçımı kuruttuktan sonra oturup makyajımı yaptım.Yaklaşık iki, üç saat uyucak olmama rağmen makyaj yapmam beni rahatsız etmiyor aksine güvende hissediyordum. Saçlarımı tarayıp at kuyruğu yaptığımda yatağıma geçip sosyal medyaya baktım. Zaten günümün yarısı sosyal medyada geçiyordu. Kim napmış, kim ne giymiş falan filandı.

"Ne dolu bir hayat" diyen içsesime tepki vermedim

Saat dokuz olmuştu ve benim canım gerçekten canım çok sıkılmıştı. Ayağa kalkıp hemen dolabı açıp içinden siyah mini elbisemi aldım. Giyinmeden önce Çiçeğe mesaj attım.

Giden:Çiçek
Çiçek dışarı çıkalım mı? diye mesaj attım. Anında mesaj geldiğinde giydiğim elbisenin fermuarını kapattım.

Gelen:Çiçek
Yaa ne güzel olurdu ama teyzemin yanındayız, bebeğe alışamadı
Mesajı okuduğumda makyajımı tazelemeye devam edip bir elden mesaj yazdım.

Giden:Çiçek
Çok üzüldüm. Neyse başka zaman yaparız. Diye mesaj atıp telefonu çantama attım. Saçlarım yapılıydı zaten. Makyajımı tazelemeye bitirip aşağı indim.

Çalışanlar ayaktaydı hala. Gül abla beni görünce gülümsedi. "Kızım," dediğinde ona yaklaştım. "Nasıl olmuşum Gül Sultan? " dediğimde "Maşşalah kızım, ama babangilin haberi var mı?" dediğinde boy aynasından kendime baktım.Ruju biraz daha koyu seçebilirdim.

"Yok ama geç gelirler onlar. Gelirim ben onlardan önce" dediğimde kadın endişeli bir şekilde bana baktı.

"Kızım bu saatte... bari Salih ağabeyin ile git" dediğimde gidip yanaklarını sıktım.

"Giderim ben, hadi size iyi geceler" diyip çıktım.

Evime bir buçuk saatlik uzaklıkta bara gidecektim. Yoldan geçen ilk taksiyi çevirip arabaya bindim. Taksiciye adresi tarif edip geriyr yaslanıp cama baktım. Yağmur yine atıştırıyordu. İstanbul en hareketli olduğu saatlerdi.Ya da İstanbul hep hareketliydi.

...

Bara geldiğimde alışkın olduğum alkol kokusunu içime çektim. Gerçekten iğrenç kokuyordu. Kokudan nefret etmeme rağmen bar taburesine oturup bir viski istedim. Dans eden çiftler, birbirine sürüntünenler, klasik bardı.

İçkimi veren kadın barmene teşekür edip içkimi kafamı diktim. Müzik hareketliydi. İçtikce içesim geliyordu. Ne derdim vardı da bu kadar içiyordum. Her şey elimde değil miydi? Para, zenginlik, saygınlık hepsi elimde değil miydi? Neye üzülüyordum? Yaşadığım hayat herkesin yaşamak istediği hayat değil miydi?
Ama doğru şımarık olmak bunu gerektirirdi.Bütün dünya benim olsa benim başka gezegenleri istemem gerekirdi.

Bardağı kafama dikip geri uzattım. Doldurması bekliyordum. Yanıma birisi gülümseyerek geldiğinde ona arkamı döndüm. "Güzelim çok olmadı mı?" dediğinde ona cevap vermeden kapıdaki güvenliğe elimi kaldırdığında yanıma geldiler.

"Rahatsız ediyor alın şunu yanımdan?" dediğimde barın korumaları, adamı konuşup ikna etmeye çalışıyorlardı. Sonunda adam gittiğinde viskimi kafama diktim.

Kaybetmeye Hazır  Mısın? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin