Titrek ellerle kaşığı kavrayıp soğumuş çorbayı ağzına götürdü.
Pek yavan,ekmekle dolu bir yayla çorbası...Yutkundu.
Her akşam Gediz ile yerdi yemeğini. Televizyondaki haberlere göz gezdirirken esmerin Mert ile uğraşmalarını dinler bazen kendisi de katıla katıla gülerek eşlik ederdi onlara.
Şimdi dudaklarında mührü olan adam sevgilisinin koynunda gezinirken yalnız bir akşam yemeği yiyordu Erberk.
Yavan çorba ve pilavla.O karnıyarığı yiyecek kadar aklını kaçırmamıştı henüz.
"Erberk?"dedi arkasından omzuna dokunan Egemen tek kaşını havaya kaldırıp.
Sarı saçları lüle lüle yanaklarına düşerken tebessümle süzdü oğlanı Egemen.
"Yalnız mısın?""E-evet."dedi Erberk telaşla.
"Neyin var?"dedi Egemen beti benzi solan oğlana bakıp.
"Hasta mısın?""Yok."dedi Erberk korkudan dolan gözlerle.
Egemen'e sarılıp "bu gece beni yalnız bırakma" diye yalvaracak konuma gelmişti üstelik.
Ya da derdini anlatmak...Ama kimseye anlatmak yok demişti X...
Kimseciklere..."Erberk?"dedi Egemen şüpheyle.
"Gel bizimle yesene tek başına napıyorsun garip garip. Gel beraber yiyelim.""A-aç değilim."diye mırıldandı Erberk kasığı bırakıp..
"Gediz nerede?"dedi Egemen kuşkuyla.
"G-gitti."dedi Erberk duraksayıp.
"Sevgilisiyle bulaşacakmış.""E mesaj atsana bana?"dedi Egemen tersce.
"Erberk iyi misin sen cidden su falan alayım mı?""Egemen.."dedi Erberk korkudan çarpan kalbiyle.
"Tek kalma o zaman bu gece."dedi Egemen merakla.
"Bizim çocuklarla odada oturacağız biz. Sen de gel. Film falan açarız.""Olur."dedi Erberk korkuyla yutkunurken.
"Tamam al tepsiyi gel hadi yemek yer çıkarız. Kantinden atıştırmalık alırız biraz."
Egemen hala Erberk'i incelerken Erberk telaşla başını iki yana salladı.
"Tamam.""E hadi?"
"Bi...Bir arkadaştan defter almam lazım. Yurda geceyim."dedi Erberk telaşla titrek elleriyle tepsiyi kavrayıp kaseyi devirmek üzere.
"Ben..."dedi Erberk acıyla.
"Ödev yetiştireceğim...""Erberk sen iyi değilsin. Bırak ben toplarım."dedi Egemen telaşla oğlanı süzüp.
"Seni arkadaşına götürmemi ister misin? Kim bu arkadaş.""A...Ahmet."dedi Erberk aklına gelen ilk isimle.
"Ahmet?"dedi Egemen kuşkuyla.
Zira ne Gediz'in ne kendinin öyle bir arkadaşı vardı.
Sınıfta da Ahmet yoktu ki.
Egemen tanımadığı isimle Erberk'in yüzünü süzdü kanı çekilmiş gibi duran."Siz...Tanımazsınız. Alt sınıftan."dedi Erberk yutkunup.
"Ben akşam senleyim.""Erberk?"dedi Egemen şüpheyle oğlanın omzunu kavrarken.
"Bir sorunun mu var?""Yo."dedi Egemen başını iki yana savurup.
"Emin miyiz?"dedi Egemen kendisini çağıran arkadaşlarına "Bir dakika!"diye kükrerken.
"Egemen..."dedi Erberk inlercesine.
"B-ben...""Tamam üstelemeyeceğim."dedi Egemen omuz silkip burukça yüzünü çevirirken.
"Ama derdini anlatabilirsin biliyorsun...""Tamam."dedi Erberk tepsiyi kavrayıp aceleyle yemekhanenin bulaşıkhane girişine bırakırken.
Egemen huzursuz bir ifadeyle yemeğine odaklanıp arkadaşları ile televizyona göz gezdirirken yutkundu Erberk.Sivri bir cisim...
Bulaşıkhane bölmesinden tepsileri silip,tabakları tazyikli suya tutan ablalara göz gezdirdi oğlan.
Masanın üzerinde kekleri dilimlemek üzere kullandıkları çikolata sosuna bulanmış meyve bıçağını alıp hafifçe sildi duvara.
Yapış yapış bıçağı montunu ucuyla silerken gözle kaş arasında attı cebine."Afiyet olsun."diye mırıldandı Egemen ve arkadaşlarının masasından geçerken.
Egemen ise soslu makarnaya gömülüp tebessümle.
"Gel beraber olsun derdim ama...""Akşama."diye gülümsedi Erberk korkudan.
**********************************
Kazan dairesinin gürültüsü ile irkilmişken ısırdı dudaklarını.
Mont cebinde hala meyve bıçağı dururken Erberk sesli nefesleriyle adımladı karanlık,sıcak ve basık mekanda.
Kazan dairesinin sesi kulak tırmalarken karanlık koridorun loş ışığında ilerledi.Gül yaprakları.
Tazecik güller...Erberk'in yağmur botları altında ezilen gül yaprakları direkt olarak kazan dairesinin girişine ilerlerken zemin katın yankılanan sesiyle yumdu gözlerini Erberk.
Bir nefes kadar yakınında hissediyordu varlığını.Öyle bir varlıktı ki.
Erberk huzursuzca elini cebine atıp meyve bıçağının plastik sapından güç alarak ilerledi dik tuttuğu başıyla birlikte.
Kazan dairesinin önüne geldiğinde....
Loş olan ışıkta kaybolup giderek yerini yalnızca zifiri karanlığa ve durmaksızın çalışan kazan sesine verdi.Zifiri karanlıkla birlikte acıyla inledi Erberk.
Cebindeki telefonun ses kayıt için acil tuttuğu ekranına tıklarken hala montunu içinde tutuyordu ışık görünmesin ve fark edilmesin diye.
Uçak modundaki telefonun ses çıkartmayacağı güvenç hissi ve meyve bıçağı...Işte...
Tek tutanacak dallarıydı."Burada mısın?"diye fısıldadı Erberk.
"Buradayım...."
Sesle irkildi.
Neden bu...
Bu kadar aşinaydı bu ses...
Google sesi!
Google translaterdaki erkek sesi!"Neden kendi sesini kullanmıyorsun?"diye fısıldadı Erberk.
"Ilk buluşmamız. Sana güvenemem."diye yanıtlamıştı karşıdaki ses.
"Seni tanıyor muyum?"dedi Erberk kaş çatıp.
"Bu yüzden mi sesini...Paylaşmıyorsun benimle.""Beni tanımıyorsun. En ufak bir fikrim bile yok. Kendimi tanıtmaya geldim."diye yanıtladı mekanik tonlu ses.
"Bu..."dedi Erberk zifiri karanlıkta gözlerini yumup.
"Haksızlık. Seni tanımıyorum bile."Keşke tanımak için bana bir şans versen."diye yanıtladı.
"Korkuyorum."dedi Erberk telaşla.
"Karanlık...Gitmek istiyorum buradan!""Seni incitmeyeceğim."diye yanıtladı X.
"Bana...Bana bir şans tanı.""Sana neden güveneyim ki?"diye fısıldadı Erberk.
Eli bıçağı bulurken."Çünkü seni gerçekten seviyorum!"
Erberk hafifçe beline sarılan kollar ve saçlarına gömülen sıcak nefesli bir burunla kalakaldı.
"Sadece sevilmek istiyorum..."Erberk elindeki bıçağı sıkıca tuttu cebinden...
+Bıçakla.
+Bıçaklama.
***********************************
Aksiyonlu bölümler geldi cevaplar hızlı geldiği için teşekkürler hdkckck.
Seçimleri yapın seri seri ilerleyelim diriririm❤Bundan sonrasında X'i aramak için size ipucu bırakacağım.
Minik sherlocklar,ileriiiig.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erberk
RomanceKendi kendini yazan hikaye. Bu hikayede seçimleri,okuyucuları verir. Erberk'in hikayesini birden çok kalem yazar. Seçimini yap,hikayeni oluştur. Verilen direktifleri,eyleme dönüştür. Kalemini çıkar,kendi yolunu yarat.