Bölüm 22 : Turkuaz

721 92 16
                                    

Cehennemdi.
Bir hiç uğruna şehirler arası seyahat etmişti ve elinde bir hiç ile geri dönüyordu.

Fiziksel olarak enkaz sayılmazdı lakin Erberk psikolojik anlamda çöktüğünü hissediyordu.
Aynı takside aynı yolları kat ediyordu ve liman körfezi geride kalırken İstanbul il sınırına da gelse zihninde düşünceler tükenmiyordu.

Her an araba patlayacak gibi geliyordu.
Ya da şoför denize sürecek Erberk ile beraber serin sulara kendini de gömecek gibi.
Güvensiz ve paranoyak hale gelmişti Erberk.
Kuşku ile dolan beyni en kötü senaryoları yazarken kalbini bir kurt gibi kemiren şüphe nedeniyle panik atak halindeydi.

Öylece salıvermişti X onu.
Gitmesine müsaade ederken.
Öylece salıvermişti.
Kavrayamıyordu  Erberk ve anlamlar yaratmaya çalışsa da kafayı yiyecek halde endişe duymaktan öteye gidemiyordu.

Aynı okulun kapısından aldığı gibi taksi okulun kapısına bırakıp uzaklaştıktığında gecenin bir yarısında  okula adımladı.

Sıra sıra yurtların ve okul binasının ayrıldığı eski bir manastırdan devşirme ormanlık alanda bir sağa bir sola baktı.
Koca kampüs bir fanus gibi esarethane olmuştu  zihninde artık.
Ve hepsi hayal gücünün bir şakası gibi geliyordu.

Yurda henüz adımlamadan bir mesaj geldi X'ten.

"Yuvana hoşgeldin sevgili Hamse.
Beni görmek istememen kalbimi kırmadı dersem yalancı bir aşık olurum.
Biz yalan sevmiyoruz,değil mi :)?

Senin Ayaz olduğunu biliyorum !
Başından beri kaprisli o ruh hastası olduğunu !
Sinirle diş geçirdi  ve X'e yanıt verdi.

"Hangi Ayaz? Şuan Mert ile beraber sizin odanızda Gediz"den dayak yiyen oğlan mı?"diye yanıtladı X ise.

"Hayatımdan uzak dur."
Mesajı panikle yazarken göğsündeki sancıyla duraksadı ve nefes nefese kalbini tuttu Erberk.
"Hayatımdan uzak dur!"

"Arkadaşın Tuncay şuan duşta."diye yazdı X.
"Tunç ve Rahmet kütüphanede ders çalışıyor. Egemen odasında uyuyor. Mert ve Gediz ise suçsuz birini döven iki kabadayı olarak takılıyor."

İrileşen gözlerle hızla yurt binasına doğru koşturdu Erberk.

"Hangisini isterdin yanında? Hepsi senin berbat hataların yüzünden yorgun. Tüm gün seni düşünmekten yorgunlar."
X hızla bir cevap daha yazdı.
"Benim seni beklemem gibi bekleyemezler değil mi? Bir gün uzak kaldılar hallerine bak! Peki ya ben ? Ben niye acı çekmeye mahkumum sevgilisi Hemsa?"

"Kimseye dokunma."diye yazdı hızla merdivenlere koşan Erberk ağlarken.
"Kimseye !"

"Çok geç..."diye yanıtladı X.
"Bizim hikayemiz şimdi başlıyor,sevgili Hemsa. Benimle kalmalıydın.
Sonsuza dek..."

Yurdun  alt katındaki camlar birer birer paramparça olurken tüm ışıklar söndü kampüste.
Okul binası,sahalar,yemekhane binası ve oda ışıkları.

Tüm kampüs karanlığa gömüldüğünde...
Erberk bir çığlık savurup merdivenlere tutunarak ilerledi odayı bulmaya çalışsa da tökezleyip savrulurken.

"Mavi mi yeşil mi?"  diye sordu X.
"Çabuk karar ver."

"Ne yapacaksın! Mavi ne yeşil ne anlamları ne?"

"Bir anlamı var ama benim bildiğim bir anlam."

"HİÇ BİRİ AMINA KODUĞUMUN RUH HASTASI SENİ!"diye gürleyip telefonu yumrukladı Erberk.

"Cevap yok mu?"

X bir dakika sonra yeniden yazdı.

"O halde neden tek şeyle yetinsin insan. Turkuaz olsun ;hem mavi hem de yeşil...
Ah sevgili Hemsa...
Hep yanlış kararlar veriyorsun..."

Anlamların içinde kaybolup giderken Erberk kör karanlıkta bir bıçak sırtında yürür gibi korkarak adımladı telefonun cılız flaş ışığı da kapanıp sönerken.

"Turkuazı yaratmaya gidiyorum..."yazdı X.
"Benimle kalsan turkuaz hiç olmazdı sevgili Hemsa."

ErberkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin