Her koşulda evsizdim, ölümün ne olduğunu biliyordum artık..
'HÜLYA KÖSETOPRAK DEMİR
Yüzümde hissettiğim ılık nefes yavaşca kendime gelmemi sağladı. Gözlerimi araladığımda ufaklığı görmem bir anlık şaşırmamı sağlasada zihnim yerine oturmaya başlamış, anılar bir bir gözlerimin önünden akmıştı.
Yerimden kıpırdamak istesem de koltuğun ucunda duran kafasının düşmesine veyahut irkilmesine sebep olabilirdim. Bu düşünceyle yerimde sabit kaldım.
Gözlerim önce saçlarına daha sonra yüzüne kaydı. Pencerenin aralığından sızan güneş yüzüne yansımıştı. Alnındaki hafif ıslaklığı silme girişimde bulunmak istesemde uykusunu bölecek olma ihtimali beni vazgeçirmişti.
Sıcaklık yanaklarının kızarmasına, çillerinin belirginleşmesine sebep olmuştu. Yüzüme vuran bebeksi koku göz kapaklarımın düşmesi için baskı yapsa da direnmiştim.
Yüzüne baktığımda zihnimde dönüp duran tek şey dün öğrendiklerimdi. Ona hiç acımamıştım ama belki de ilk defa isyan ediyordum. Yalnızlığı için, yaşadıkları için, bildiği veya bilmediği her şey için isyan etmiştim bir anlığına. Neden O? Zihnimde yankılanan tek şey buydu sanki.
DÜN SABAH
Şirket kapısından içeriye girip hızlı adımlarla Sevgi denen kadının odasına yürüdüm. Hissettiğim öfke tam anlamıyla damarlarıma kök salmıştı. Sakinleşmek eylemi şuan pek mümkün görünmüyordu.
Kapının önüne gelip hızlıca kolu aşağıya indirdim. "Beyefendi gire-" ardımdan vurduğum kapı tüm şiddetiyle kapandığında Sevgi Hanım irkilmiş gözleri büyümüştü.
"Hayırdır genç adam bu öfke nedir?"
Bir iki adımla masasına yaklaşıp telefonu masasına bıraktım. Gözleri önce ellerime daha sonra ise telefona kaydı. Bir anlık yüzünden şaşkınlık geçse de toparlanıp bana baktı.
" Bunun sizin oyununuz olduğunu düşünmek istemiyorum Sevgi Hanım"
Gözlerinde gördüğüm alaycı ve öfke dolu bakışlar bir kaç saniye sürmüş eliyle koltuğu işaret etmişti.
"Sakin ol genç adam otur lütfen. Konuşalım."
Karşı çıkma fikrini es geçip koltuğa oturdum.
"Öncelikle bir oyun içinde değilim. Biz aynı taraftayız Toprak. Defne'nin yanında" sırtını koltuğa yaslayıp devam etti.
"Anlaşılan birileri yine herkete geçmiş çok dikkatli olmalıyız. Bir anlık dalgınlıkta Defne'yi bir daha görememe ihtimalimiz yüksek çünkü"sırtımı yasladığım koltuktan öne eğilip ellerimi birleştirdim. "Bana bu kişilerin kim olduğu hakkında bilgi vermek ister misiniz yoksa kendi yöntemlerimle mi bulayım?" Onu alenen tehdit etmiş bundan da hiç geri durmamıştım. Ailemi bu işin içine katanı mutlaka bulacaktım.
Yüzümdeki kararlılığı görmüş olmalı ki yerindem kalkıp sağ köşedeki tabloya yaklaştı. Yerimden kalkıp ona döndüm. "Peki genç adam sana bilgileri vereceğim lakin elimdeki bilgilerle ne kadar ilerleyebilirsin bilmiyorum. Çok umut bağlama. Ha bu arada Defne'ye en ufak bir zarar gelirse sonuçlarına katlanırsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
General FictionAcının kaç boyutu vardı bilmiyordum ama ben birçok boyutundan geçmiştim. Tüm umutsuzluklarımın yanına bir karanlık daha eklenmişti işte, bu karanlık bana yanlızca çaresizliği değil umudu da getirmişti. O, benim için bir umut mu yoksa karanlık mı b...