5. BÖLÜM

1.1K 248 77
                                    

YİNE BİR ÇARŞAMBA YENİ BİR BÖLÜM

Beğenmek için yıldıza dokunmayı, aralarda yorum yapmayı çok görmeyin olur mu?

Instagram hesabım: melekber.deniz

Takip ederseniz sevinirim.

Keyifli okumalar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Eren kutusunda ne kadar büyük hissederse hissetsin Hamdi Bey'in teklifine razı geleceğini adı gibi biliyordu. Nitekim üst başını kuruladıktan sonra Reyhan'ın yine binbir veryansın içeren cümlelerinin akabinde bohçadan çıkardığı uzun pijama takımını giymiş ve her gelişlerinde ağabeylerine açtığı salondaki kanepeye yatmış tavanı izliyordu. Arada çakan şimşekler tavanı aydınlatmasa karanlığı izlediği, cama şıp şıp düşen iri yağmur damlaları olmasa sessizliği dinlediği söylenebilirdi.

"Büyük ilerleme kaydettin Eren, aferin. Davetle kaldığın evde Reyhan'ın yanıbaşında da uyanırsın inşallah. Of!"

Hafta sonu yorgunluğuna rağmen, rahat kanepede bir sağa bir sola döndüğü halde gözüne uyku girmeyince soluğu Reyhan'ın odasında aldı. Geçen sefer kaldığı birkaç seferde, odasındaki loş ışıkta onu bir süre izledikten sonra uykuya dalabilmişti. Usulca kalın örtünün altına girdi ve onun yüzüne dönük yattı. Onu, yeryüzünde nefes alan on binlerce adem oğlunun belki de çirkin bulacağı şekilde ağzı hafif aralık, salyası yastığın yolunu tutmuş uyurken izlemek bile huzur vericiydi. Sadece uyuduğunda konuşmadığını söylemek isterdi ancak rüyasında her ne görüyorsa o alemde bile sayıklıyordu. Saat sabah üçe gelirken ağırlaşan göz kapaklarına daha fazla direnemediğinde son olarak sevdiği kadının başını göğsüne yasladı ve yüzünde gülümsemeyle uykuya daldı.

"Yine, burada totomun dibindesin. Tek elin neredeydi bir tahminin var mı? Evet, doğru bildin mememdeydi. Avuçlamışsın sahibiymiş gibi. Kanepenin suyu mu çıktı? Hiç boşuna rahat edemedim diye uydurmaya kalkma çünkü çok rahat. Seyhan ilk geldiğinde benden yatağını açmamı istemişti, ben sana bunu bile sordurmadım. Annem beni öyle misafirperver yetiştirdi ki... Ay!"

Dört saat sonrasına kurduğu alarmla değil Reyhan'ın melodik sesiyle gözlerini aralayan Eren, birbirlerine yakınlaşmış kaşların arasına hızla bir öpücük kondurarak onu altına aldı. Uykusunu alamamıştı ama sözlüsünün dudaklarını acilen mühürlemezse kursa yetişemeyecekti. Elleri omzuna vurmayı bırakınca Eren de geri çekildi.

"Kanepe çok rahattı ama bir ara üşüdüm. Ben de biraz ısınır dönerim diye düşündüm fakat uyuyakalmışım. Çok mu kızdın?"

Reyhan'ın vicdanına oynamayı kendine hak gören Eren onun yumuşayan bakışlarına bakılırsa amacına ulaşmıştı. Duymak istediği kelimeleri yan yana getirmekte ustalaştığı her yeni gün, hedefine giden yolun taşlarını bir bir döşemesini sağlıyordu.

"Biraz kızdım. Çok kızmak üzereyken yarı yoldan döndürdün beni. Bir de erkek vücut ısısı kadınlarınkinden daha yüksek derler. Birlikte olduğum, sözlendiğim ilk erkekte istisnayı bulmayı başardım. Kendimi tebrik ederim."

Birlikte olduğum derken... Ayrıca sözlendiğim ilk erkek nedir? Kaç kişiyle daha sözleneceksin?

"Ne diyorum ben ya?"

"Ne diyorsun? Duyamadım. Eren ben bir şeyler atıştırıp çıkmalıyım. Haliyle sen de çıkmalısın çünkü beni bırakacağına söz verdin. Akşam ıslanan gömleğini giymek zorundasın. Çok beğenerek aldığım, gözlerinin birkaç ton koyusundaki kaşmir kazağı mümkünü yok bohçadan çıkarmam. Annem bir bakmışım aldıklarımı tekrar görmek istemiş. Neredeler? Yok? Neden? Eren nasıl mümkün olduğunu anlamadığım biçimde yeni ne aldıysam üzerine geçirmeyi başardı. Ama sana çok yakışır biliyor musun? Gömlek ıslanınca buruştu biraz. Ütülemeye elbette vaktim yok. Bir denesene, kim bilir nasıl yakışır sana. Bu gidişle bana yeni masraf kapısı açılacak. Bu örfü anlamak da mümkün değil. Annem Serhan Abim evlenirken o yaşlarına dek anadan üryan dolaşmışlar gibi bir dolap düzmüştü onlara. Ben de sana yapıyorum. Bence senin bir dünya kıyafetin var ama işte yaşatılması gereken onca şey varken geçmişten günümüze gelen bohça angaryası..."

Menümüzde Aşk VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin