Araba durduğunda yol boyunca oluşan sessizlik devam etmişti. O kızla yaptığımız konuşmadan sonra bizimkiler gelmişti. İlk yaralarıma pansuman yapmış ardından da bişeyler yemem için zorlamalarına rağmen tek bir lokmadan fazlasını yiyememiştim. Şimdiyse okulun önünde beraber arabadaydık. Vücudum sabaha göre daha az yanıyordu ve kanamaları durmuştu. Vücudum ne kadar dik tutmaya çalışsamda ağrılarım yüzünden yinede iki büklüm oluyordu.
"Taehyung hala o adamla konuşuyor mu?" sessizlik benim çatallaşmış sesimle bozulmuştu. Arka koltukta oturduğum için dikiz aynasından Hoseok ile göz göze geldi. Telefon konuşmasını onlara anlatmamıştım.
"Evet, hala malları ondan alıyor ama bu aralar para sıkıntısı çekiyor gibi. Ödemeyi geciktiriyormuş."
Başımla onu onaylandıktan sonra kapıyı açıp bedenimi daha fazla acıya mahkum etmeyerek yavaşça indim arabadan. Diğerleri tek tek inmeye başlayınca bakışlarımı okul bahçesinde gezdirdim. Tamda tahmin ettiğim gibi herkes bana bakıyordu, dünkü dans gösterimde sonra herkes şaşırmıştım bunun üzerine ilk defa yüzümde koca bir yumrukla geliyorum. Yüzlerinden okunduğu gibi bazıları şaşkın bazılarıda hayranlıkla bakıyordu.
(s/n:hokus pokus gözlük kaybol)
"Herkes sayende bize bakıyor hyung... En sevdiğim, ve kesinlikle en göz alıcınız benim" ciddi surat ifadeseyile nasıl böyle çocuk gibi konuştuğuna anlam veremesemde kıkırdadım.
Kesinlikle havalı olduğunu düşündüğümüz bir şekilde okul bahçesine giriş yaptık.Namjoon hyung "Bi önümüzde pervane eksik amk bu ne"
Hoseok "Ne güzel olurdu lan böyle saçlarımız uçuşurdu, kızla dönüp göz kırpardı falan" bu hallerine kahkahamı bastıramadan attım. Onlarda benim gibi gülmeye başladılar. Okul kapısının oradaki bankta oturan grubu gördükten sonra aralarında biriyle göz teması kurudum. Yüzümde ki gülüş anında silinirken bakışlarımı hemen ondan ayırdım. Eğer ona bakmaya devam etseydim sabaha olanlar yüzünden tekrar ağlayabilirdim. Onlardan uzak olmayan bir banka Kook ile otururken Namjoon hyung ile Hoseok karşımızda ayakta durmayı tercih etmişlerdi.