2-Neredeyse Her Şeyini Kaybetmek

87 10 0
                                    

***

Karanlık odada yorgunca derin uykuda yatan genç adamın kapısı bir kaç kere tıklatılmış ancak cevap vermemişti. Kasları yorgunluktan kırılıyor gözlerini açmak istese bile göz kapakları sanki kurşundan yapılmış gibi inatla açılmıyordu.

"Genç efendi beni bağışlayın ama acil bur durumuz var" dedi odaya aniden dalan kişi "Sorun nedir" dedi yibo hala gözleri kapalı bir şekilde yorgana daha sıkı sarılırken.

"Babanız efendim yanan şaraphane hakkında bilgi sahibi olmuş gelme süresini erkene çekmiş şu an geliyor" Genç adam gözleri sanki artık ona ağır kurşun gibi gelmiyormuşçasına gözlerini aniden açmış boğazına kadar çektiği örtüyü aniden üstünden atmış çıplak üst bedeni ve en sonuna kadar açtığı iri gözler ile karşısındaki adama şokla bakıyordu.

"Kim sızdırmış peki bu konu hakkında bir bilgin var mı?" dedi genç adam ellerini dağılmış saçlarının arasına geçirmiş karşısındaki adamdan gelecek cevabı bekliyordu sadece. 

"unutmayın efendim hala bağlar ve şaraphaneler babanızın yönetiminde haliyle bütün çalışanları ona son derece sadıktır" demiş ve gülümsemişti sadece 

Yibo tedirginlikten ne yapacağını bilemez halde tırnaklarıyla oynuyor şu an son derece algıları ve karmakarışık beyniyle ne yapacağını bilemez halde yatağında yarı oturur pozisyonda olmaktan başka bir şey yapamıyordu. 

iç çekti "Bu sefer kesin artık bağları bana değil abime bırakacak" dedi bu sefer kesin sonu gelmişti her şey bitti diye düşündü. 

"Genç efendi ne kadar üzüldüğünüzün farkındayım ancak siz buraya ikinci çocuk olmanıza rağmen geldiniz ne kadar çabaladığınızı siz de bende çok iyi biliyoruz siz bir Wangsınız bu kadar kolay kaybetmezsiniz" 

Yibo ağlanacak haline güldü "Haklısın abim evde mi?" 

"Evet genç efendi abiniz evde ve uyanık babanız'ın onu da odasına çağıracağını tahmin ediyorum" dedi ve odadan çıkmak için arkasını döndü.

"Bekle ben babama ne diyeceğim?" 

"Efendim eğer başkalarının aklıyla hareket edeceksiniz bağları hak ettiğinizi ve varis olmaya layık olduğunuzu düşünmediğimi ikimizde biliyoruz buraya kendi aklınızla hareket ederek geldiniz kalmak içinde kendi aklınızı kullanın başkalarınınkini değil" diyerek odadan ayrılmıştı. 

Yibo'ya kriz zamanları her zaman ayar verir onu kendine getirirdi doğduğundan beri onun yanında ona akıl danışmanlığı yapmış tarafını tutan tek kişi olmuştu evdeki çalışanlar bile onu zerre kadar sevmezken Bay Liu ona kol kanat germiş onu koruyup kollamaktan çekinmemişti.

Yibo mecburen yatağından sabahın erken saatlerinde kalkmış sandalyenin üstünde duran bugün için ütülenmiş kıyafetlerini giymişti.

Odasından çıkmış onu kapıda bekleyen Bay Liu'ya gülümsemiş onunla beraber gergin bir şekilde merdivenlerden inmişti "Babamın ne zaman döneceğinden haberin var mı?" 

Bay Liu saatini kontrol etmiş ve fısıldamıştı "Genç efendi babanız az sonra burada olur" 

Genç adam merdivenlerden yeni inmiş onun yanına gelen adama dikkatlice dikmişti gözlerini "Gege babam seni de mi çağırdı?" demiş ve gülümsemişti. 

"Sevgili kardeşim senin gözetimin altında yanmış şaraphane olayından sonra uygun kişinin ben olduğumu fark etmiş olmalı" demiş ve giydiği kıyafeti sakince düzeltmişti. 

"Hiç heveslenme gege sen o hakkı ben doğdum an kaybettin" demiş dağınık ve asi saçlarını son defa düzeltmişti. 

Çalan kapı ile iki kardeş dikkatlerini kapıya vermiş aralarındaki sohbeti kesmişti. Yaşlı adam kapıdan girmiş doğruca çalışma odasına yürümüştü. Birden arkasını dönmüş "Yibo çalışma odasına gel Haikuan seni daha sonra çağıracağım" 

Legends Were Made OfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin