Bir cumartesi gecesi Aybike pencereden gelen ses ile uyanmıştı. İlk önce korkmuştu fakat sonra yavaşça yerinden kalkıp tedirgince pencereye yöneldi.
"Bu ses ne ya?" Pencereden baktığında soğuktan burnu kızarmış bir adet Berk Özkaya görmeyi beklemiyordu.
Hızlıca pencereyi açtı. "Berk sen bu saatte burada ne yapıyorsun?" Dedi. Berk gülümsedi.
"Bugün okul yoktu, seni göremedim. Özledim be tatlım." Aybike gözlerini devirerek tebessüm eder gibi oldu.
"E hadi içeri almayacak mısın beni? Soğuktan dondum." Aybike şaşkına döndü.
"Yok artık Berk, Oğulcan salonda uyuyor. Kapı açılırsa kesin duyar."
Berk muzipçe göz kırptı. "Kapıdan gireceğimi kim söyledi tatlım?"
Berk ayaklarıyla evin duvarından destek alarak elini Aybike'ye uzattı. Aybike biraz zorlanarak onu içeri çekti.
Berk içeri girdiğinde ilk önce dudaklarında bir tebessüm yayıldı. "Ayakkabılarını çıkar çabuk, sonra annem bana temizletiyor vallahi buraları."
Berk sırıtarak ayakkabılarını çıkardı ve kenara koydu daha sonra odayı incelemeye başladı.
Eli Aybike ve Oğulcan'ın bebeklik döneminde çekilmiş bir fotoğrafa gitti. "Hiç değişmemişsin." Dedi Berk. Aybike gülümsedi. "Öyle."
Ardından fotoğraftan gözlerini çekip Aybike'nin ayıcıklı pijamasına sabitledi. Daha sonra kıkırdadı.
Aybike de onunla güldü. Ardından kapı tıklandı. Oğulcan'ın sesi duyuldu. "Aybike uyuyor musun?" Sesi kötü geliyordu.
Aybike o an için kapısı kilitli olduğu için içinden şükretti. Berk ve Aybike ne yapacaklarını bilemeyerek birbirlerine bakıyorlardı.
Aybike Berk'i kolundan kavradı ve dolaba doğru çekiştirdi. "Çabuk dolaba gir." Berk hızlıca dolaba girdi. Aybike de arkasından dolabın kapağını örttü.
Ardından kapının kilidini açtı. "Ağabey, bir şey mi oldu?" Oğulcan yavaşça içeriye adımladı. "Kabus gördüm." Dedi.
İkiside yatağa oturdu. Bu arada Berk de onları dinliyordu.
"Berk sana tekrar kötülük yapıyordu ve sen depresyona giriyordun. O pisliğin senin etrafında dolaşmasına bile tahammülüm kalmadı artık." Dedi.
"Ağabeyim benim, sen korkma kimse bana zarar veremez." Oğulcan gözlerini kaçırıp konuştu.
"Ama o pislik ikinizin fotoğrafını çekip okula yaydığında nasıl harap olduğunu ben biliyorum."
Aybike Oğulcan'ın kolunu sıvazladı. "Ağabey sen bunları düşünme artık tamam mı? Eğer tek yatmak istemiyorsan benimle yatabilirsin bu gece."
"Yok ya ben yatağıma gideyim." Dedi Oğulcan. "İyi tamam." Dedi Aybike. İkisi sarıldıktan sonra Oğulcan odadan çıktı. Aybike ardından kapıyı kilitledi.
Berk yavaşça dolaptan çıktı ve Aybikeye doğru yürüdü. "Ben o fotoğrafı çekerken gelecekte seni bu kadar seveceğimi bilmiyordum."
Aybike tebessüm etti. Berk onunla yine alay ediyor olmalıydı. "Artık kanmam bu numaralara." Dedi Aybike.
Berk kendi boyunu Aybike ile eşitledi ve ellerini omuzlarına yerleştirdi. "Hayır, dalga geçmiyorum."
Aybike şoke oldu. "Nasıl yani?"
"Ben tam emin değilim ama senden hoşlanıyorum sanırım." Dedi Berk. Aybike ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
"Berk..." Aybike ağzını açacaktı ki Berk onu susturdu. "Şşş bir şey söyleme. Yarın bunları sakin kafayla düşünürsün. Ben şimdi gideyim, pazartesi günü görüşürüz." Dedi ve pencereyi açtı ardından aşağı atladı.
Ona hislerini itiraf etmekte doğru mu yaptı bilmiyordu ama çok mutluydu.
--
(Arkadaşlarrrr 21. bölüm fragmanında berk aybikin odasına giriyor, camı tıklatıyor :')) galiba senarist kitabımı okudu arkadaşlar... artık bu bölüm hayal değil🥺)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayalimde ki kısalar ● ayber
Fanfictionmuhtemelen senaristin yazmayacağı ayber kısaları. by REBELRRED