Insanlar doğuş gereği amaç için uğraşırlar bu uğraşlar sonucu oluşturdukları şeylerle mutlu olmaya çabalarlar,ben bu amacın başlangıcındayım, başlangıç uzakdan bakılınca çok uzun gelebilir, ama benim için bir o kadar kısa, zaman geçip gidiyor zamanın bu kadar hızlı geçmesi beni endişelendirirken bazı insanlar bu durumun farkında bile değil herkes uyku modunda gibi, koridordan gelen sesle düşüncelerimden kurtulup kendime geldim hareketli ve yoğun dönemim de kendime ayırabildiğim vakitler şuan olduğu gibi gecelerdi herkesin bir amacı vardı ve benimki kesinlikle polis olabilmekti küçüklükten bu yana, amacımın başrolünde gelen cem yani namı diğer cemo benim yakın ve bizzat kardeşim gibi aile dostumuzdur.Ne zaman başım sıkışsa yani bu bir mecaz değil gerçek anlamda başım sıkıştı ve cem sağolsun her zaman kurtaranım oldu.Beraber yürüdüğümüz yollarda ,beraber amaç içinde bulunduk yani polislik cem benden 4 yaş büyük olduğu için şuan siber suçlar bürosunda çalışıyor o başlangıçdan ilerde olduğu için çok mutlu, ben ise başlangıçda sürünüyor gibi görünsemde sonucu görüyor gibiyim kendime inancım yüksek başarıcam dediysem başarırım önüme taş koyarsalar o taşı kaldırmak yerine parçalarım bu kadar felsefe ve boğucu kelimelerden kurtulmak istercesine bir anda yatağımdan kalktım, komidinimde ki su şişesini alıp kafama dikdim,suyun kuruyan boğazımdan geçerken ki hissiyatıyla rahat ederek yeniden yatağıma uzandım. Yavaşça kapanan gözlerimle kendimi serbest bıraktım...
Alarm alarm alarmm alaaaarmm evet alarmm anladık!
Elimi o lanet sesi kapatmak için uzattım alarm yere düşünce camının kırıldığına yemin edebilirim iyi oldu diyerek kafamı yastığa vurdum.
Bir dakika ne ! kafamı hemen yastıkdan kaldırdım evet bugün son boş günüm yarın ilk üniversite günüm, buralara gelmek için neler yaptım ama bunun sonuçlarını okula başlayınca görücem ve ben son tatilim olmasına rağmen parkur koşuma gidicem her tatil olduğu gibi polislik sınavlarına katılmak için başladığım parkur koşusuna kendimi üye yapıp sporcu oldum.Her sene düzenlenen yarışmalara vesaire milli yarışlar gibi aktivitelere katıldım ve bugün geçen sene katılmadığım milli türkiye birincisi biriyle yarışıcam banyoma doğru ilerleyip yarım saatlik bir duş aldım hemen dolabımı açıp siyah bir eşofman takımı giyip uzun kahve saçlarımı dağınık topuz yaptım beyaz puma ayakkabılarımı da ayağıma geçirip odamdan çıktım annem veya babamın evde olduklarını ummuyorum annem avmlerde babamsa şirkette olduğu için pek bir arama gereği duymadım ezgi ablanın kapı sesini duyunca aşağıdan;
"Mira aşağıya gel kahvaltı hazır." bıkkınca
"Elif abla ben ne zaman kahvaltı yaptım"diye seslendim merdivenlerden hızlı adım inerken
"Peki ben seni ne zaman aç gönderdim"doğru ya diyerek mutfağa geçtim
"Ya elif abla bugün olmaz yaa"
"Niyeymiş hanfendi başka bir gün yiyebiliyosun bugün niye yiyemiyorsun yoksa yiyip yiyip sıçamıyormusun?" kahkahalar boyu gülerken
"Ya tamam tamam yiyorum"diyerek masaya geçtim elif abla işde illa yediricek kadının tek derdi insanlar aç kalmasın tek takıntısı bu elif abla bizim görevlimiz desem yalan olur o benim ablam gibi bizim evde çalışıyor ama çalışmakdan çok akrabamız gibidir bir bakarsın ben ona hizmet ederim öyledir o yüzden kimse onu çalışan yerine koymaz ve gerçekden iyiki elif abla var.
Ağzımdaki lokmaları yutmadan saate baktım
"Oğaa yoo yoh soğoto bok"hemen kalktım
"Kız dur nereye"lokmalarımı yutup
"Abla valla bak bugün olmaz söz yarın okula gitmeden erkenden kalkıp kahvaltı yapıcam oldu mu" elini düşünür gibi çenesine koydu.
"Bak bu güzel fikir o zaman ben bir gidiyimde marketten birşeyler alayım yarın için"deli bu kadın diyerek sporcu çantamı almak için odama çıktım çantamı koulma takıp evden çıktım.Telefonumu alıp taksi numarası tuşladım taksinin gelmesini beklerken siteye bir göz attım gerçekten de bu kadar lüks sitelerin neden boş olmasını anlamış değilim sanki sitede sadece biz yaşıyor gibiyiz sokak da oynayan çocuklar yerine lüks ve dünyada tek kalmış hırsızların ise canı pahasına çalmak isteyecekleri türden arabaların olduğu sokakdı burası taksinin korna sesini duyar duymaz ayaklandım.Yolu tarif ederek saate baktım yarım saatte varmamızı umuyorum...
Ne yarım saati bir saat geçti ve ben çok geç kaldım geldiğimiz yere varır varmaz parayı uzatıp klişeleşmiş deyimle "üstü kalsın" diyip indim.Hemen salona girip soyunma odasına ilerledim çantamı bırakıp parkura ilerledim mert hoca beni görünce yanıma ilerledi.
"Mira çok geç kaldın türkiye birincisi tunçla yarışıcaksın aranızdan en iyileri seçtim ve yarıştırdım bir sen kaldın çabuk ol bu senin için çok önemli"
"Tamam hocam"diyerek parkur başlangıcına geldim.
Yanıma doğru biri yaklaşınca kafamı çevirdim."Merhaba ben tunç" uzatılan eli sıkarak "Mira" dedim. "Görünüşe göre korkmuşa benziyorsun"dedi ben bunun altında kalırmıyım hayır!
"Kimin neyi gördüğüne bağlı"diyerek önüme döndüm.Heycanlandım çünkü ortada bir rekabet var ve ben rekabete bayılırım.
Hocanın geri sayımıyla yarışa başladık adım adım geçtiğimiz engellerde rakibime asla bakmadım son engeli görüyordum bayrağı yakalamak için koşarken yanımda olduğunu gördüm.Daha da hızımı arttırarak koştum bayrağı alacakken elimden alır gibi iki saniye farkla kazandı.Yeni fark ettiğim seyirci tarafından bir kaç erkeğin alkışladığını gördüm ve bu grubun onun arkadaş grubu olduğuna yemin edebilirim.Gözlerimi devirerek hocaya elimle selam verip soyunma odasına doğru gittim.Cevap verecek halde değildim yenilgileri sevmem ve hazmedemem kendime öfkelenerek dolabın kapağına bir ayak geçirdim ama ayağım acıyınca ayağımı tutup oturdum derin nefes alıp üstümü değiştirdim.
Siyah şapkamı ve siyah kısa eteğimi,kazağımıda üstüme geçirerek odadan çıktım.
Kapının önünde tunç denen çocuğu görünce ne var bakışımı attım başdan aşağı süzmesi bitince "Fena değildin kendini geliştirmen lazım küçük hanım"hah bir dakika ne diyor bu
"Fono doğoldonmiş,iki saniyeyle kazanılmış kazanca ben kazanmak demem."
"Sonuç da kazanan ortada."
"Evet kazanan ortada ama şuanda dibe düştüğü kesin anladık kazandın tebrikler şimdi gider misin?"kısa süreli bakışından sonra
"Ne demek" diyip başını öne eğerek elinide arkasına koydu ve gitti.
Kendi kendime söverek giderken başımı bir duvara çarptım sanarken şapkanın da ucunun verdiği acıyla başımı kaldırdım ki bir hödüğe çarpmışım.
"Önüne bak!"diyip yol alması tam cevap verecekken azımın açık kalmasına sebebiyet verdi.
"Bugün tüm deliler beni buluyor."diyerek ellerim havaya kaldırdım.
Telefonumun zil sesiyle telefona yönelerek arayan kişiye cevap verdim.
"Alo"
"Mira nerdesin?"arayan cemdi ve endişeliydi.
"Salondayım ne oldu cemo"
"Kaç saattir arıyorum açmıyorsun eve kadar geldim sana taktığım çipi bulmuşsun ve çıkartmışsın"
"Yuhh cem gerçekten paronayaklaştın polis oluyoruz diye düşmanımız olmasına gerek yok bu kadar telaş yapma"nefes alış verişinden de anladığım kadarıyla bir hayli telaş yapmıştı.
"Sana anlatmam gereken konular var eve gel bekliyorum"
"Tamam sakin ol geliyorum."gerçekten cemi bu kadar korkutabilecek olan şey ya bir ölüm kalım meselesi yada gerçekten kafayı yedi...