Yiğit sabah erken saatlerde uyandı yine. Fazla uyuyamıyordu. Duş aldı . Balkona çıkıp bir sigara yaktı . Uzun uzun düşündü . Bundan sonra ne olacaktı . Begüm'süz hayat nasıl geçecekti. En önemlisi de Şeyda ile aynı evde nasıl kalacaktı. Ondan ölümüne nefret ediyordu. Onu her gördüğünde yaptığı hayatı hatırlayacak ve her defasında pişmanlık yaşayacaktı . Sırf ondan doğacak bebeği için katlanabilir miydi? İşte bunu hiç düşünmemişti. İstese Şeyda'nın elinden tek celsede alırdı çocuğunu. Ama oda mı annesiz büyücekti? Kafası almak bullak olmuştu .
Balkondan odasına geçti . Takım elbisesini giyip evden çıktı . Şirkette yapması gerekenleri yapıp yarın İstanbul'a gitmeliydi . Yeni hayatına yavaş yavaş alışmalıydı. Şirkete gitti. İmzalanması gereken evrakları imzaladı, aralıksız şekilde toplantılarını yaptı . Saat baya geç olmuştu . Kalan işleri abileri yapabilirdi . Çıktı şirketten . Kapıda Samet abisiyle karşılaştı."Yiğit nereye?"
"Eve geçiyorum abi "
"Gel iki duble içelim konuşuruz bir yandan da "
"Yok abi ben tövbeliyim sen git "
"Tamam rakıyı boşver gel bizim mekana gidip konuşalım . Biraz kendine gelirsin hem "
"Tamam ,peki . "
İkisi beraber arabaya bindiler . Samet yol boyunca kardeşini güldürmeye çalıştı . Bir dağın tepsinde ufak bir baraka gibi bir yere gelmişlerdi . Arabadan indiler temiz havayı içlerine çektikler.
Samet barakadan ufak bir masa iki de tabure çıkardı . Küçük bir tüpe de çay koydu."Çay da içersin herhalde ?"
"Onu içerim işte abi"
Beraber oturdular .
"Senin derdin ne Yiğit anlat hadi . Annemlere de anlatmamışsın doğru düzgün .""Of abi anlatmayayım her şeyi sanki baştan yaşıyorum . Annem ne anlatıysa hepsi o işte. Bir hata yaptık cezasını çekiyoruz işte."
"Niye üzgünsün oğlum Begüm'ü de zaten isteyerek almamıştın?"
"Abi istemeyerek falan oldu ama ben onu cidden çok sevdim . Öyle bir alıştım ki ona . Onsuz ölü gibiyim . Yaşamıyorum zaten de bu saatten sonra toprağın altına girsem de benim için bir değişiklik olmayacak"
"E madem üzülüyorsun niye Şeyda'yla evlenicem diye ortalığa laf atıyorsun oğlum salak mısın sen ? Sevmediğin bir kadınla ömür mü geçer ? Her gün sana bir işkence olur "
"Abi ... biliyorum geçmez geçmez de .. bari ondan doğacak çocuğum anne baba yüzü görsün . Bari ona ayrılık tattırmayalım. Yoksa Şeyda'ya meraklı olduğumdan değil ?"
"Haklısın haklısın da çocuğu düşüneyim derken kendini de yakma ."
"O mutlu olacaksa benim için sorun yok "
"Oğlum bak iyi düşün. O çocukta çok mutlu olmayacak . Annesini sevmeyen bir babası olduğu er geç fark eder. Evde sürekli soğuk rüzgarlar esecek . Zoraki şeylerle yürümez . Gerçekten ciddi misin bak iyice düşün ?"
"Düşünüyorum abi merak etme. Bu gidişle uzun bir süre de düşünürüm."
Bu konuyu kapattılar . Önlerine iki bardak çay alıp eski günlerden , çocukluklarından bahsetmeye başladılar . Sohbet uzun süre devam etti . Sabaha karşı eve gelmişti Yiğit. Odasına çıktı . Kendini yatağa attı. Koku yoktu. İğrenç bir deterjan kokusu vardı . Hızlıca kalktı lambayı yaktı . Nevresim değişmişti. Sinirlendi . Hızla kapıyı açtı odasından çıktı .
"Fatma abla" diye yüksek sesle bağırdı . Kadıncağız uykusundan uyanıp hızlıca üzerine bir şey alıp çıktı
"Buyur oğlum ne oldu ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (BİTTİ, DÜZENLENİYOR)
Ficção AdolescenteÖncelikle umarım beğenilir. Kesinlikle hiçbir kitaptan çalıntı veya alıntı yoktur. Tamamen kendi fikrim ve düşüncem. Okuduğum kitaplardan farklı olsun istedim. inşallah güzel olur. Şimdi den teşekkür ederim. .. Begüm ve Elvin arasında kalmış bir ad...