Adsız Bölüm 2

24 0 0
                                    

DENİZ DALGASI

Hayatta iki tip insan vardır. 1) Unutmak için sevenler: Bunlar genelde çok sayıda ilişki yaşayıp her birine canım cicim diye başlayıp, sonunu Allah belanı versin, yazıklar olsun diyip küfürle bitirip, arkasından ‘ayyyy tam bi orospuydu şunu bunu yaptı’ diye devam ederler. 2)  Psikopatlık derecesinde sevip, sonrasında hep güzel hatırlayanlar. Açıkçası kendimi ikisinide koyamamıştım. İkisinde yapmama fırsat bırakacak bi sevgilim olmamıştı. Tabi eksikliğini hissettiğim bir şey yoktu ortada. Biri olsa iyi mi, kötü mü olurdu, nasıl davranırdım, neleri yapardık hiç bilmiyorum.

                Sonunda her şey yolunda gidiyor! Ertesi gün öyle mutlu uyandım ki. Alarm en az 30 kez çalmadan uyanamayan kalktığında küfürler eden ben, alarmdan önce kalkıp şarkı söyleyerek hazırlandım. Birden herkese günaydın demeye başladım, normalde herkese surat asan ben, insanları sevmeye başladım. Nihayet oluyordu, bu sefer gerçekten oluyordu. Beste okula geldiğinde beni sınıfta koşuştururken gördüğünde deli demiştir kesin. O kız bile iki senedir beni öyle mutlu görmemiştir. Kurduğum ilk cümle ‘Bu çocuk beni üzmemek için çabalıyor.’ Oldu. Önceden kırılmaya o kadar alışmıştım ki. Bir daha gelen herkes acıtarak sever, kırmaktan çekinmez sanıyordum.

Beste’ye Deniz’i 5 senedir tanıyormuşum gibi ne kadar dürüst, güvenilir, komik olduğundan bahsedip durdum. Galiba gerçektende hayatımın en güzel dediğim günlerini yaşıyorum. ‘İşte bu’ dediğim kolayca sırtını yaslayabildiğim biri var. Tamam sevgilim değil ama oda olur zamanla..

Deniz’i bir an önce görmek istiyorum. Tamam itiraf ediyorum sülük gibi peşinden ayrılmak bile istemiyorum. Sonra bi dur dedim daha ilk günden kendinden soğutma bu kez sıçma işin içine ağırdan al dedim. O iki hafta o kadar inanılmaz geçti ki tenefüslerde hep buluşuyor, bahçeyi geziyor beraber olmadığımızda ise devamlı mesajlaşıyoduk. Ağzım kulaklarımda gezdiğim için Zeynep nerde görse ‘fiyonk’ demeye başladı ve adım öyle kaldı..

Hani bir hafta boyunca tek bir şarkıyı dinler, sonunda bıkar, artık çaldığı yerde bile duramazsın ya. Hep insanlar içinde geçerlidir bu derdim ama şu durumdan aylar geçsede bıkmayacakmışım gibi hissediyorum. Çünkü hergün uyandığımda biraz daha fazla seviyorum, hergün paylaştığımız daha çok şey oluyor.

Dershane öncesi buluştuk bugün. Ama ne yapacağımızı seçmek tam bir dert! Hayvan gibi açım ama daha iki hafta mı ne olmuş ‘Ya Hazal ben seni böyle tanımamıştım, sorun bende değil sende’ demesin diye ‘yok yeaa ben çıkmadan yemiştim.’ Dedim. Hayır yani alt tarafı göt kadar çiftlikte bir kafeye oturucaz ‘allasen sen seç’ diye yalvarmaya ne gerek var. Erkeksin sen tut kolumdan götür burada oturcaz de.. ‘Bana fark etmez canım’ diyerek yaklaşık 15 dakika harcasakta nihayet Grafit’ e oturmaya karar verdik.

Ya Grafit inanılmaz bir yer. Duvarları rengarenk, çoğu kafeye göre güzel müzikler çalıyorlar. O kadar mutluyum ki. 20 dakikaya ders başlamasını falan hiç umursamıyorum. Bir yandan da insan her şey iyi giderken bile kafasından dert yaratır ya, o misal iki haftada bu kadar mı kaptırdın diyorum kendime. Sonra duman çalmaya başladı.. Ya başka bir şey dilesem olcakmış demek. Müzik dinleyip bir yandan omzunda kokusunu içime çekiyorum. Sonra ‘Offf bu şarkı bende bişeyler hatırlattı’ gibi inanılmaz salak bir cümle kurdu. Tamam okulda bunun makarasını yapmasını bende biliyorum. Şimdi sırası mı? Şurda 15 dakika kalmış romantik bişey yaşıyoruz.. Kabul etmek gerekirse komikti birazda. Deniz’in eskilere nefretle bakmamasını güzel hatırlamasını  ya da eğlenmeyi bilmesini takdir ediyordum. Mesela der miydi bir iki seneye ‘Ey gidi bu kafeye Hazal’la gelmiştim ilk defa’ diye. Ya nereye diyo şurda 6 aya mı ne çocuk şehirden gidiyo. Aklına bile gelmez.. Neyse konumuz buda değildi gerçi.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Mar 17, 2015 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

d.g.Où les histoires vivent. Découvrez maintenant