Genelde hep doğa çekiyordum, hayvan olarak sadece kedi çekmiştim. Olabilirdi aslında.
@Hazirangecesi: Olabilir aslında, konumunu atar mısınız?
@Efe_86: Tabi buyurun.
Kaşınma faciamı üzerinden bir hafta geçince bu at çiftliğine giymeye karar verdim.
Hazırlanıp yola koyuldum, hiç at çiftliğine gitmemiştim. Birden heyecanlandım, belki ata bile binerdim.
Çiftliğe geldiğimde arabamı park edip içeri girdim, beni seyis olduğunu tahmin ettiğim kişi karşıladı.
'İyi günler ben Ahmet, nasıl yardımcı olabilirim.'
'Şey, bana bir arkadaşım tavsiye etti de burayı. Fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Atları çekebileceğimi söyledi.'
'Tabi, eğer binmek isterseniz yardımcı da olurum.'
Gülümsedim. 'Teşekkür ederim, bilemedim şimdi hiç binmedim daha önce. Duruma göre karar veririz.'
'Tamam o zaman, size çok uysal bir atım var onu getireyim.'
'Sophie mi?'
Ahmet kaşlarını çattı 'Sophie mi? Onu mu getireyim?'
'Evet o olsun, cok uysalmış galiba.'
Ahmet şaşırmış duruyordu. 'Yani o pek-' sözünü tamamlayamadan seslendiler,
'Ahmet! İki dakika bakar mısın kardeşim?'
'Acil mi?' Diye seslendi Ahmet de.
'Senin bakman lazım, bayana ben yardımcı olurum.'
Ahmet içeri gittiğinde seslenen kişi geldi. 'Buyur abla ben yardımcı olayım'
'Sophie'ye bakacaktım ben.'
'tamam bekleyin getireyim.'
Bir süre sonra büyük, simsiyah bir at ile geldi. Mükemmel derecede asil bir hayvandı, bakarken büyülendim ama adam birden iplerini elime tutuşturdu.
'Abla sen al bunu, ben bir içeri bakıp geleyim.'
Elimde iplerle bakakaldım. 'Ama ben anlamam ki attan, birinin tutması lazım.'
'Abla valla ben de anlamam, ben seyis değilim. Sen tut 2 dakika ben bir Ahmet'e bakayım, o gelince yardım eder sana.' Dedi ve beni Sophie ile bırakarak içeri geçti
Sophie çok dikkatli bir şekilde bana bakıyordu, gerilmiştim. Belki başını okşamama izin verirdi.
Elimi yavaşça başına götürdüğümde engellemedi, yavaşça başını okşadım. Evet gerçekten uysaldı.
Boynumda asılı olan makine mi alıp birkaç kez yüzünü çektim. Gerçekten çok asil bir hayvandı.
Son pozumu biraz daha yakından çekmeye karar verip iyice dibine girdiğimde makinenim boynuma asılı olan askısını ısırdı.
Askıyı ağzından çekmeye çalıştığımda biraz daha kendine çekti. Askıyı boynumdan çıkarıp biraz daha asıldım ama gücüm yetmiyordu, makinemi bırakmadı. Bir kere daha asıldığımda aniden bırakmasıyla yere düştüm. Kalçam acımıştı. Ayağa kalkıp üstümü silktim, birileri var mı diye arkamı döndüğümde at kuyruğu yaptığım saçlarımı ısırdı.
Hayır hayır hayır diye inlerken saçlarımı iyice çekti ve saç diplerim çok acıdı .
Can havliyle 'Ahmet!' diye seslendiğimde daha da sinirlendi ve beni saçımdan yere savurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Yazı
Художественная прозаKendi halinde sadece annesi ve kız kardeşiyle sakin bir hayat yaşayan Haziran'ın başına gelen beklenmedik olaylar ve hayatında hiç istemediği bir aşkın hikayesi. Hikayenin telif hakkı saklıdır. Hikaye tamamen hayal ürünüdür.