Taehyung'un yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "Öyle olsun bakalım.." dedi ve koltukta daha da yayıldı. Aklından geçenler ne bilmiyordum ama tebessüm ediyordu.
Bende kalp şeklindeki gülüşüne bakarak tebessüm ettim. Nasıl bu kadar güzel gülebilirdi?
•••
O gün Taehyung ile oturup birkaç saat konuşmuştuk. Dertleşmek iyi gelmişti. Onun bu halini o kadar çok sevmiştim ki sonsuza kadar konuşabilirdik. Birer arkadaş gibi birbirimize davranıyorduk ve halimden memnundum. Her ne kadar ona bakınca anlamlandıramadığım şeyler hissetsem de en azından artık abim değildi ve öyle davranmayacaktı.
O gittikten sonra da günün yoğunluğu ile erkenden yatmaya karar verdim.
~
Telefon sesiyle gözlerimi araladığımda arayan kişiye yapacaklarımı planlıyordum. Beni uyandırmaya cüret etmişse eğer cezasını çekecekti!
Kim olduğuna bakmadan, tek gözümü açarak aldığım telefonu kulağıma dayadım. "Ne var?" Uykulu sesim komik olmalıydı.
"Hadi Jennie, saat on bire geliyor! Neredeyse öğlen oldu. Kalk ve hazırlan seni almaya geliyoruz. Bugün dışarda kahvaltı yapacağız." diyerek karşılık beklemeden telefonu kapattı. Bende bir kenara fırlatarak örtüyü üstüme çektim.
Jungkook'un söylediklerini dün yaşananlardan sonra ciddiye almamıştım. Dördümüzün birlikte olması bundan sonra mümkün gibi durmuyordu.
Tam dalacağım sırada Jungkook'un geldiğinde bana yapacakları gözlerimin önüne geldiği gibi yerimde hızla doğruldum. Lavaboya giderek işlerimi hallettim ve gardırobun önüne geçtim. Çıkardığım beyaz crop ve aynı renk şortu, üstüne de mavi kısa kollu, belime kadar gelen ceketi yatağın üzerine bıraktım ve giyinmeye başladım. Salona gitmemize bir iki saat kadar vardı. Umarım geç kalmazdık.
Saçlarım yeni kalktığım için kabarık ve karışıktı. Tarakla düzeltip yukardan bağladığımda onu da halletmiştim. Bir kaç gündür makyaj yapmadığımı hatırladım ve çantayı alıp yatağımın üzerine oturdum. Yüzümü biraz renklendirsem fena olmazdı.Kısa bir eyeliner çekip kirpiklerimi şekillendirdim. Hafif toprak rengi ruju dudaklarıma sürerken, pembe allığı da yanaklarımda gezdirerek işimi tamamladım. Abartıya gerek yoktu. Sadece içimden gelmişti ve yapmıştım.
Telefonumu küçük kol çantasına koyarken cüzdanımın da orada olduğunu farkettiğimde eksik bir şeyim kalmadığına kanaat getirip dışarı çıktım. Ayakkabılarımı giyinerek her zamanki gibi atlayarak merdivenlerden indim.
Jin'in gelip gelmeyeceğini bilmiyordum. Bilseydim eğer evine gidip onu alırdım ya da görmek için uğrardım. Çok kötü olduğu için ona destek çıkmam gerekiyordu. Jungkook gelmeyince az önce düşündüğüm şeyi uygulamaya karar verdim ve Jin'in evine doğru giderek zili çaldım. Bayan Kim açtığında endişeli görünüyordu.
"Jennie? Jin nerede biliyor musun canım?" dedi duygusunu sesine yansıtarak.
Jin evde değil miydi?
"Bende onun için gelmiştim Bayan Kim. Evde olduğunu sanıyordum." dedim kısık çıkan sesimle.
"O nerede Jennie? Bir şey mi oldu aranızda?" Sertçe yutkundum. Ona olanları açıklayamazdım. Öğrenirse eğer bir daha görüşmelerine izin vermezdi. Jin zaten onunla konuşmazdı ama yine de görmek isteyebilirdi. Tanıştıkları tüm seneler boyunca Jisoo ne yapmış olursa olsun, onu hemen affetmişti. Bu sefer öyle olacağını sanmıyordum ama bu Jisoo'ya bağlı olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
"Bir şey olmadı Bayan Kim. Ben onu bulmaya çalışacağım. Belki bir arkadaşında kalıyordur." dedim bahane uydurarak.
"Sizden başka yakın arkadaşı yok ama.." Sesi düşünceliydi. Sonrasında şey hatırlamış gibi kaşlarını kaldırdı ve telefonunu çıkardı. "Sormayı unuttum. Jennie, bu haberlerde ne tatlım? Yalan değil mi?" Uzattığı telefonda Kai ve benim haberim açılmıştı. Gözlerimi devirerek cevap verdim.
"Evet Bayan Kim. O Yoongi Oppa ile aynı yaşta. Aramızda öyle bir şey olamaz. Sadece bir kafede buluşmuştuk ve her şeyi yanlış yerlere sürüklemişler."
Başını sallayarak onayladı. "Sevindim. Böyle bir şey yapmayacağını biliyordum ama yine de sormak istedim. Kendine iyi bak. Jin'de haber alırsan bana da söyle canım." dediğinde bende onu onaylayarak vedalaştıktan birkaç dakika sonra aşağıdaydım.
Jungkook'un arabasıyla karşılaşınca kapıyı açıp bindim ve yanımda Taehyung'u görünce kaşlarımı çattım.
Onun burada ne işi vardı?
"Taehyung?" dedim sorarcasına.
"Efendim Jennie?" Sanki ne anlatmaya çalıştığımı bilmiyormuş gibi karşılık verince gözlerimi devirdim. O sırada Jungkook arabayı çalıştırmıştı. Daha fazla bir şey demeden cama döndüm.
"Jin'i Taehyung'un evinde bulduk Jennie." Jungkook'un sesiyle ona doğru döndüm. "Öyle mi? Bayan Kim nerede olduğunu sordu bu sabah bana. Peki neden ona gitmiş de bize gelmemiş?" dedim Jungkook'a bakarak.
Dikiz aynasından bana bir bakış attı ve yeniden yola döndü. "Tam olarak bir şey söylemedi ama sanırım biz Jisoo'nun evinde olduğumuz için gelmedi. Aklına ilk Taehyung'un geldiğini söyledi. Bu yüzden onun evine gitmiş." dedi bana açıklamaya çalışarak. Neden o olduğunu anlamamıştım. Belli ki benimle olmadıkları zamanlarda birlikte vakit geçiriyorlardı. Çünkü yalnızca benim özel antiranörüm, Jin'in evine gitmek isteyeceği birisi olmazdı.
Taehyung boğazını temizledi. "Dün yanıma geldiğinde çok kötü bir durumdaydı. Annem de evde olmadığından onu içeri aldım. Yaşadıklarını anlattı ve içtik de.. Cidden çok koymuş olmalı." Arada duraksayarak söyledikleri ile gözlerinin içine baktım.
"Senin başına bu ya da benzer bir şey gelseydi.. Ne yapardın Taehyung?" Kaşlarımı kaldırmış, cevabı bekliyordum.
Dudaklarını büzüştürdüğünde bakışlarım oraya kaydı. Dikkatimi dağılmaması için yeniden gözlerine baktım. "Onu asla affetmezdim." dedi kesin bir kararlılıkla.
Dudağımın sağ kenarı hafifçe kalktı. Gözlerimi kırpıştırarak güzel harelerinde kaybolurken konuştum. "Asla asla deme Taehyung. Öyle bir durumda olursun ki, affetmek için her şeyi yapmak istersin. Kendine bir neden ararsın. O kişi çok büyük bir yanlış bile yapsa, aşıksan eğer.. Affedersin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)
De TodoKim Jennie, yaşadığı olaylar nedeniyle arkadaşları tarafından kafasının dağılması için yazdırıldığı spor salonunda bireysel antiranorünün Kim Taehyung olduğunu öğrenir. Kim Jennie ~ Kim Taehyung *Yan shipler vardır.* 15.08.21 taennie #11 19.08.21 ba...