Bölüm 24

11.1K 455 98
                                    

selam, nasılsınız? 

bölüm gecikti biliyorum ama inanın benim elimde olan bir şey değildi cenazemiz vardı ve gitmem gerekti.

bu arada kitaba gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.

sizleri seviyorum yıldızı parlatmayı unutmayın.

keyifli okumalar ballarım💞

Gökçe Ünal

Koraylar gittikten sonra bende hazırlanıp işe gitmiştim annem duruya bakacaktı zaten, bilgisayarımdan gelen maillere bakarken aynı zamanda da saati kontrol ediyordum çünkü bu gün büyük bir iş alabilme olasılığımız yüksekti.

Bir gelinlik firmasıyla toplantım vardı onların yıl içindeki gelinliklerini dikecektik ve aynı zamanda birçok Müşterilileri de buraya gelecekti.

Yeni birkaç çalışanımın da bana yaptığı çizimleri göstermesi için katılamam gereken üç toplantı vardı.

Siyah ojeli parmaklarımın arasına çizim kalemini aldım. Önüme çizim için boş bir sayfa açtım nasıl ki bana çalışanlarım sunum yapacaktı bende gireceğim toplantın firma sahiplerine yapacaktım.

Bir büyük fincan kahve ve biraz müzikle kendimi ilham için bir ortam oluşturdum asılında kendimi bu dünyadan soyutladım ve tamamen çizimlerime odaklandım.

***

Koray tahtacı

3 saat sonra

En kısa zamanda gökçeye evlenme teklifi edecektim ve evlenecektim sonuçta ben ona âşıktım o da beni seviyor gibiydi bu biraz zorbalık olsa da kızımız için dersem beni anlardı hatta belki evlendiğimiz gün ona bu planı söylerdim bile.

Babam da bu fikrime çok sıcak bıkıyordu çünkü işe geliyordu, bense kendimden iğreniyordum ama bunu yapmak zorunda olduğumu kendime hatırlatarak biraz da olsa rahat bir nefes alıyordum.

İncelemem gereken son dosyayı da kapadım ve sol elimle kravatımı gevşettim elime telefonumu aldım ve gökçeyi görüntülü aradım kızımı görürsem asıl Koray olurdum duru beni dizginliyordu kokusu gözleri her şeyi ve masumluğuyla benim bir işe yaradığımın göstergesiydi baba olduğumun göstergesiydi.

Gökçeyi ilk çalışında açmadı sona doğru açtı maşa yaptığı saçlarını ve biraz şişmiş gözaltlarını gördüm.

Arka planı ise evi değildi.

" selam, ben duruyu görmek için aramıştım ama sen iyi değilsin sanırım." Gökçe telefonu bir yere sabitledi ve arkasındaki koltuğa yaslandı.

" çizim yapıyordum yani, yapmaya çalışıyordum ama sanırım olmuyor." Dedi durgun bir sesle," sorun ne peki yani neden çizemiyorsun." Omuzlarını bilmiyorum der gibi silkti.

" artık eskisi gibi odaklanamıyorum kafamı işime vermek yerine başka şeylere veriyorum daha doğrusu başka birine." Dedi ve maşalı önüne gelen bir tutam turuncu saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.

" neyse ya beni boş ver sen ne yapıyorsun ayırca sende yorgun görünüyorsun sanki bıkmış gibi bakıyor gözlerin iyi misin?" o kadar da gizlemeye çalışmıştım ama olmadı sanırım, onun gibi omuzlarımı silktim.

" toplantılar yordu beni bende duruyla giderecektim o yorgunluğu ama bu da güzel oldu ne yapsak yemeğe mi çıksak." Dedim bende telefonu masada ki bibloya sabitleyerek.

ÇOCUĞUMUN BABASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin