-13-

360 25 56
                                    

Rusya kapının çalma sesi ile irkildi. Aklında 2 soru vardı:

Kim onu görmeye gelirdi ki? Çin ve Kuzey kore bugün Tayvan ile vakit geçirecekti...

Ve bu yağmurlu havada hangi gerizekalı yola çıkardı?

Kapının sabırsızca ikinci kez çalması Rusya'nın düşüncelerini yok etti. Ayağa kalktı ve kapıya yürüdü...

Ev bayağı bir büyük olduğu için aşağı inmesi uzun bir süre aldı.

"LAN AÇSANA KAPIYI 3 IQ LU AMIP KOMINISTI?!"

Dışarıdan gelen ses bayağı tanıdıktı....

Rusya kapının kilidini açtı ve kulpu indirdi. Kapıyı açınca sırıl sıklam olmuş kişileri görünce afalladı.

"SONUNDA AAAA" Amerika Rusya'ya sinirle baktı. Diğerleri de Rusya'dan izin almaya çalışmadan içeri daldı.

Almanya göz devirdi "Umarım yine sarhoş değilsindir Rusya çünkü önemli şeyler konuşacağız"

Yunanistan gözlerini evde gezdirirken "Oha lan... Bu evde kaç kişi yaşıyor acaba? Bak Türkiye geldi aklıma IHGSGYISHOS... aaaa"

Yunanistan Almanya'nın ona acılı bir bakış atması ile sustu.

"Amerika Almanya Yunanistan ve Brezilya neden burdasınız?" Diye sordu merakla Rusya.

Amerika gözlerini devirdi Rusya'nın yanına gitti. "Emin ol şu Alman zorlamasa ve söyleyeceklerin önemli olmasa buraya asla gelmezdim."

Rusya anlamamış bir şeklide kaşlarını çattı.

Brezilya hiç konuşmuyordu. Onu umrunda olan tek şey Meksikaydı.

Almanya bir adım öne attı ve "Kısa keseceğim... Şangay ile ilgili..."

Rusya Şangay'ın adını duyunca somurttu.

"Ne istiyorsunuz?"
"Herşeyi anlat"
"... Neden?"
"Rusya çok uzun hikaye zamanımız yok lütfen-"
"Hikayeyi duymadan konuşmayacağım"
"Eh... tamam otur şuraya anlatıyoruz..."

Almanya Rusya'ya herşeyi en ufak ayrıntısına kadar anlatınca Rusya bir süre kalakalmıştı.

"N-Ne... Almanya neyden söz ettiğinin farkında mısın?"
"Evet..."
"Kanıt olmadan bu lanet teoriye güvenmem"
"Eğer seni cevaplarını alırsak artık bir kanıtımız olacak"
"..."

Rusya sırtını duvara yasladı ve tabanı izlemeye başladı.
"Sor ne soracaksan..."

Almanya kalem ve kağıt çıkardı. Yunanistan ise ses kaydını açtı. Amerika da soruları sormaya başladı.

"Şangay ne tarafta yatıyordu?"
"Cam kenarına birleşik olan masanın solunda"
"Herhangi bir teknolojik eşya açık mıydı?"
"Bilgisayar ve Televizyon açıktı"
"Telefon?"
"...."

Rusya derin bir sessizliğe gömüldü.

"Bilmiyorum"
"Ne demek bilmiyorum?"
"Telefonu orda değildi"
"Peki... Bilgisayar ya da Televizyon senin elinde mi?"
"Televiyon hala onun odasında... Ama bilgisayar..."
"Evet bilgisayar?"
"Bende..."
"Anladım... ilk önce daha sorularımız var bilgisayara sonra baksak olur mu?"
"Bana birşey katılmadığınız sürece asla"
"P-Pekala... pencere ya da başka bir kapı açık mıydı?"
"Değildi... sadece kapı aralıktı..."
"Tamamdır şimdilik bu kadar..."

Rusya gözlerini tavandan ayırmadan konuştu.
"Eeeee? Kanıt?"

Amerika zafer gülümsemesi takındı dudaklarına.

"Öhm... Bize Şangay'ın intihar ettiğini söylediler.

Rusyanın göz bebekleri büyüdü.
"NE AMA BANA SUIKAST DEDILER..."

Amerika Rusya'ya imalı bakışlar atmaya başladı.
"Bence bu yeterlidir"

((((((((()))))))))

Amerika ve diğerleri Rusya'yı ikna etmeyi başardılar. Sonra da Şangay'ın bilgisayarına baktılar fakat birşey bulamadılar.

Sonra tam umutlarını kaybetmişken bilgisayara bağlı bir USB buldular. USB de bir ses kaydı vardı.

Işte herşey o zaman ortaya çıktı.

Ses kaydından sonra Brezilya ağlamaya başlamıştı. Amerika ise sinirden ne yapacağını şaşmıştı. Almanya bir yandan Meksikayı sakinleştirmeye bir yandan da Italya'nın ölümünü düşündükçe içerleniyordu...

5 ülke hayatlarında kendilerini ilk defa köşeye sıkışmış olarak hissetmişti...

•~~•

Turan öğle molasında çikolatalı kurabiye yemeğe bayılırdı.

Bu sadece onun kurabiye yemeğe bayıldığı için değil Türkiye yaptığı için hoşuna giderdi.

Cidden Türkiye mükemmel kurabiyeler yapardı...

Ama Turan şimdi o kurabiyeleri arıyordu... Ablasının kurabiyelerini...

Şuan sadece 400 katlı gökdelenin terasında ayaklarını boşluğa uzatmış bir şekilde yukarıdan oldukça küçük gözüken İstanbul manzarası izliyordu...

-Devam edecek-

CONFUSİON  ~Countryhumans~ (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin