Otele gelmişlerdi.Polisler Ali'yle konuşuyordu. Arada bir Dilara'ya öfke dolu gözlerle bakıyordu.
'Dilara hanım, Ali Bey'le konuştuk. İsterseniz eve gidebilirsiniz.'
'Tamam.'
O sırada Kübra yanına geldi.
'Niye böyle bir şey yaptın?'
'Ben en doğrusunu yaptım.'
'Eminim öyledir. Ali Bey'in böyle birşey yaptığını düşünüyormusun.'
'Açıkçası evet. Olanlardan sonra ondan herşeyi beklerim.'
'Ben beklemiyorum. Bence öyle birşey yapmaz.'
'Nasıl yani? Kanlı bıçaklar, bana gelip bağırması,senin o konuşmaların...
Nasıl şüphelenmeyimki? Belki sende bu işin içindesindir. Sendende beklerim.'
'Sana inanamıyorum bendende mi bekliyorsun?'
'Evet sendende bekliyorum. Madem işin içinde değilsin, ozaman niye Ahmet'e kızdın?'
'Şeyy, çünkü...'
'Söyleyemiyosun bile. Demekki şüphelerim doğru.'
'Benidemi polise ihbar edeceksin?'
'Evet bende tam bunu düşünüyordum.'
'Yapma ben birşey yapmadım.'
'Senin ne yaptığın umrumda bile değil.'Bu sözlerden sonra sinirle polislere gitti ve olanları anlattı.
Polisler Kübra'yı ve Ahmet'i karakola götürdü.
'Umarım katil bulunur' diye geçirdi içinden.
Acaba katil Ali miydi? Yada Kübra?
'Artık bün bu olanlarda uzaklaşıp başka şeyler yapmalıyım' diye düşündü. Aslında bugün Çiğdem ve Beyza'yla iyi vakit geçirebilirdi. Onları aradı ve saat altı gibi buluştular. Dilara yaşananlardan hiç söz etmedi. Onları da kendi dertleriyle bunaltmak istemiyordu.
'Okul nasıl gidiyor? Alışabildinmi?'
'Alıştım gibi Beyza. Ama zamana ihtiyacım var. Öğrencilerimde çok tatlı. Araları da Mihriban diye bir kız var çok tatlı. Galiba beni sevdi. Bende onu sevdim.'
Beraber eve geçtiler. Evde biraz film izlediler. Beyza hep böyle zamanlarda mısır patlatmayı ihmal etmezdi. Yine mısır patlattı.
Gece geç saatlere kadar oturdular. Sonra uykuya yenik düşüp yattılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli otel
AcakHerşey otobüsün kaza yapmasıyla başlar. Ormanlığın içindeki otelde çok gizli şeyler vardır. Dilara bu sırrı çözebilecekmi dersiniz?