MUZMERAT Bölüm 4: DEĞİŞMEK
Şaşırdım. Kim olduğunu bir an önce öğrenmek istemenin verdiği sabırsızlık ve merakla sol tarafıma döndüm. Dönüşümle beraber yüzünü görmeyi en son beklediğim insanla karşılaştım.
Polat Bey ile.
...
Onu burada görmek sanırım beklediğim son şey olabilirdi.
Buraya gelmesi tesadüf müydü? Yoksa başka bir neden mi vardı? Nedeneleri düşünmek dahi beni oldukça gergin hissettirmişti. İkimizin de bugün şirkette yaşadığımız olaydan sonra yine bir mekanda denk gelmemiz tesadüf sayılamayacak kadar garip bir rastlantıydı. Düşünmemeye çalıştım.
Oturduğum bar taburesinin üzerinde mekanı kaplayan loş ışığa rağmen şöyle bir süzdüm onu. Koyu kahverengi gözlerine inat bembeyaz bir gömlek vardı üzerinde. Bugünkü karmaşaya rağmen pek fazla kırıştığını söyleyemezdim. Kravatı yoktu, olaydan sonra odadaki koltuğun üzerinden alıp geri takmamıştı anlaşılan. Gömleğinin üzerinde de koyu lacivert bir ceketi vardı. Takımı sanki tam da onun üzerine dikilmiş gibiydi.
Bakışlarımı tekrar yüzüne çıkardım. Sabırla bana bakıyordu. Ben de ilk şoku atlatarak usulca yakınlaştırdım dudaklarımın arasındaki sigarayı bana doğru uzattığı çakmağına. Sigaranın ucu yavaşça alev aldı ve bende çektim kendimi geriye doğru. O da söndürdü çakmağı ve pantalonunun cebine attı. Umursamazca önüne döndü ve sarsakça kendini bar taburesinin üzerine bıraktı. Önüne dönmüştü ve bana bakmıyordu. Bakışlarımın onu rahatsız edeceğini düşündüm ve bende önüme döndüm. İkimizde dalgın bakışlarla önümüze bakıyorduk.
Konuşmuyordu. Benim de konuşmak için bir çabaya girecek cesaretim yoktu. O sırada benim çaresizliğimi hissetmiş gibi barmen döndü arkasına. İstediğim içkiyi uzattı bana. Hemen ardından Polat Bey'e döndü.
"Siz ne alırsınız efendim?"
Polat Bey beklemeden cevap verdi.
" Bir sek viski alacağım."
Arkasına döndü barmen.
Bizde bir süre daha susmaya devam ettik. İyice gerilmeye başlamıştım. Yaşadığım olayların dönütü olarak bana hissettirdiği duygular da konuşmadıkça ağır gelmeye başlamıştı.
Sigaramdan son bir kez daha derin bir nefes çektim içime ve sağ tarafımda bulunan küllüğün içinde söndürdüm. Önümdeki içkiden de bir yudum alınca artık bir laf atmak istemiştim iki gündür tanıdığım ama bu yaşıma kadar onun için yetiştirildiğim adama. Dayanamadım daha fazla.
"Nasılsınız Polat Bey?"
Cidden kendimi tokatlamak istiyordum. Aynı gün içinde suikast düzenlenmiş bir adama nasılsın diye sormak mı? Aferin Mehlika, aferin kızım sana.
Ufak bir soluk verdi dudaklarının arasından. Bakışlarını değiştirmeyip önüne bakarken cevap verdi bana.
"Daha iyi günlerim olmuştu."
Verdiği cevapla kendimi daha da aptal hissederken en iyisinin susmak olduğunun farkına vardım. Susacaktım. Bu kadar zor olmamalıydı. Normalde de çok konuşan biri değildim ancak bugün çeneme bir şey olmuştu galiba. İçimdeki bu saçma konuşma ya da daha doğrusu bir şeyleri anlatma isteğine asla anlam veremiyordum.
Düşüncelerle boğuşurken içkimden yudum aldım. Bu sırada barmen Polat Bey'in içkisini getirdi.
"Afiyet olsun efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUZMERAT
ActionYalanlar içinde büyütülmüş bir kız çocuğu. Doğru sandığı her şey uğruna hayatla büyük bir savaş verirken peki ya en büyük doğrusunu kaybederse? Hayatını başarıya adamış bir adam. Biraz da kimsesiz. Kimsesini bulduğunu düşünürken bir anda tüm hayatı...