KVÜ-1

149 27 12
                                    

Bölüm1-

"Yok Olması İstenilen Alışkanlıklar "

Yine zorla götürülmek istendiğim akraba düğününe götürülmeye ikna etmeye çalışılıyordum.

Annem dolabımdan elbise çıkartıp üstüme tutuyordu, babam ise bir diğer odadan bana öğüt veriyordu.

Ben kim miyim? Anlatayım;

Ben Cemre, Cemre Yüksel. İnatçıyımdır. Bir şeyi istedim mi alan tiplerdenim, fakat ruhsal açıdan. Ailem eğitimime önem verdiği için okul saatleri dışında arkadaşlarımla fazla takılmayız.Hele gece saat 11 oldum mu sessizliğimi bile fark etseler yanıma üşüşürler.Ve artık 17 yaşındayım. Yani henüz tam olmadım ama şimdiki yılla doğum yılımı çıkardım 17 çıktı.Tamam 17 yaşındayım doğum günleri kimin umurunda? Şu ana kadar 3 kişiyle çıktım.Şimdi dönüp bakmıyorum bile. En son çıktığım ile yani Emreyle iğrenç bir ayrılık yaşadık. Düşünebiliyor musunuz dışarıda fazla buluşamıyoruz diye beni başka sınıftan biriyle aldattı. Arabada öpüşüyorlardı!

Her neyse onun sayesinde erkeklere güvenilmeyeceğini kanıtlamış oldum. Zaten ondan sonra da çevremdekiler umrumda olmadı.Gidip gelinen akraba düğünleri, ailemin öğütleri, derslerim, piyanom ve sosyal medya haricinde hayatımda hiçbir yön değişikliliği olmadı. Olmasını da istemiyorum yeni kişiler girince hayatımın rotası değişiyor ve ben bundan nefret ediyorum.

Hayatımda asla vazgeçmeyeceğim şeylerden biri de piyanomdur. 8 yaşımdan beri hayatımda var ve kolay kolay bırakamam. Sinirlendiğim zaman bir yerleri kırmak yerine piyano çalıyorum ve acayip iyi geliyor. Tabi arada pazardan aldığım ucuz vazoları da kırıyorum o ayrı bir rahatlatıyor. Hayır susar mısınız psikopat değilim.

Konumuza dönersek o düğüne gitmeyeceğim. Ben onların peşinde kuyruk gibi dolanırken onlar benim doğru düzgün arkadaşlarımla buluşmama bile izin vermiyorlar. Ne şimdi istediklerini yapacağım ne de başka zaman. Bu benim kurallarıma uyacakları zamana kadar sürecek! Yaşasın özgür ben.

''Cemre elbiseni seçtim canım hadi gel giyin. ''

'' Anne ben o düğüne gelmeyeceğim. Lütfen daha fazla ısrar etme uykum var.''

'' Allah aşkına Cemre gecenin bilmem kaç saatine kadar evde tek mi kalacaksın? ''

'' Merak etme beni suriyeliler kaçırmaz anne.''

Annem kafasını yukarı kaldırmış sabır diliyordu, ne diyelim kader anne.

'' Elbise bulamadınız mı daha?''

Hah babam da geldi ekip tamamdır. Birazdan size olacakları sıralayayım;

* Annem imana gelecek daha çok sabır dileyip benimde onun gibi imana gelmem için dua edecek,

* Babam uygun atasözlerini sıralayıp, kendince birkaç tatmin edici öğüt verecek,

* Gözüme bakacaklar ve insafa gelmemi bekleyecekler.

Ve tabii ki insafa gelmeyeceğim. Sonuçta ailem de olsa insan kazık atar. Emre sayesinde bunu da öğrendim Emre çok teşekkürler inşallah o kızı da başka biriyle öpüşürken yakalarsın sonra bana geri dönmek istersin de ben sana postayı koyarım çok amin. Gerçi tek gecelik olduğuna kalıbımı basabilirim. Allah'ım neden bir kere de insanları ben böyle ortada bırakamıyorum? Neden ben çok iyiyim? Neden insaflıyım? Neden şanslı değilim? Neden zengin ve güzel doğmadım? Neden Ali Ağaoğlu'nun kızı değilim? Neden karşıma adam gibi birileri çıkmıyor?

"İnatçı işte ne dersek diyelim fayda etmiyor. Hayır anlamıyorum kime çekmiş? ''

''Anne ben evlatlık mıyım doğru söyleyin! ''

'' Hı evet kızım seni cami avlusun da bulduk alalım bu kızı dedik aldık! Allah'ım bu kıza akıl fikir ver! ''

Sırıttım. Dualara da başladık hadi bir tık daha ilerledik, devam şimdi sıra babamda.

'' Heey hadi ama bugün mutlu olmalıyız özellikle de sen Cemre büyük kuzenin evleniyor gülümse hadi. ''

Öyle hadi diyince olmuyor ya baba.

'' Bırakalım kalsın ya kalsın da kapıya dadansın dilenciler. Bunu da kaçırsınlar görür o zaman gününü! ''

Annemin dediğine ben bile biraz şaşırmıştım.Bu lafı en son 5 yaşımda parktan gelmek istemediğimde duymuştum. Anılarım depreşti. Babamın anneme sanki seni baban mı doğurdu demiş gibi bakmasına da kıkırdamamak için kendimi zor tuttum. Hayır susar mısınız ben iradeli biriyim.

Annem bize ne var bakışlarını attıktan sonra üstüme elbiseyi attı.

'' Ben gidiyorum ne halt yiyorsanız yiyin! ''

Anne beni babamla yalnız bırakma öğüt verecek, anne halıyı değiştirseydiniz bari!

'' Bu düğüne gelmen için ne istiyorsun Cemre? Bir gün boyunca ders çalışmamak mı, arkadaşlarınla sinemaya gitmek mi? ''

" Hı? ''

'' Dediğimi duydun seç birini? ''

Hiçbiri diyecektim. Beni böyle kandıramazlardı. Hem babam için de önemli gibi gözüküyor benim gitmem, şuraya bakın 1 saattir benim düğüne gelmem için seferber oldular!

" Heey, hadi ama ama baba beni böyle şeylerle kandıracağını mı düşündün cidden, saçmalık! "

'' İnatçı seni! ''

'' Biliyorum! Benim akranlarım gece barlara gidiyor ama ben düğüne gitmem karşılığında arkadaşlarımla buluşacağım sözde! Ben inatçıyım değil mi? "

Cidden acayip sinirlendim. Komidinin üstünden telefonumu ve cüzdanımı alıp merdivenlerden indim. Yağmurluğumu ve ayakkabımı giydikten sonra merdivenlerden inen babamın üstüne kapıyı kapatarak çıktım. Pişman mıydım, hayır.

İşte bir Cemre Yüksel klasiği. Sinirlendiğimde ardımda her şeyi bırakıp bulunduğum ortamdan şimdi yaptığım gibi kaçarım. Normalde kaçmakla hiç alakam yoktur ama çok sinirlendiğimde ağzımdan dökülen laflara dikkat edemiyorum, o hırs ve sinirle ağzıma geleni söylüyorum. Babama da bunu yapamayacağıma göre gidiyorum. Çünkü sonu fazla kötü olur.

Yola doğru yaklaştığımda koşmamı yavaş adımlara dönüştürdüm. Cebimden cüzdanımı aldım, açarken bir yandan da içinde para olması için dua ediyordum. İçinde bir miktar para olduğunu görünce rahatladım. Olmasaydı büyük ihtimal daha fazla yol yürüyecektim, ve ben yürümekten de nefret ederim.

Ben yaşadığım süre boyunca özgür biri olamadım. Belki de hırçınlığım ve inatçılığım bu yüzdendir. Sürekli dışarı çıkıp arkadaşlarımla buluşmak istedim, okuldan kaçtım, evden kaçtım... Ama bunların hiçbiri ailemin sıkı yönetiminden kurtaramadı beni. Şimdi de 18 yaşıma gelmemi bekliyorum. Belki bir umut 18 yaşıma gelip reşit olunca bu saçma sıkıyönetim oyunundan kurtulurum. Aslında bu yılı sağ salim kimseyle tartışmadan geçirmek istesemde olmuyor maalesef. Şuraya bakın yeni yıla gireli daha bir kaç ay oldu bu bilmem kaçıncı kavgamız. Bende sıkıldım onlar da sıkıldı hatta çevremde ki herkes benim huylarımdan sıkıldı ama beni bu hale getiren de asıl onlar. Bunu tahmin etmek bu kadar mı zor?

Her çocuğun bir sığınak noktası vardır. Belki bir baba sırtı, Belki bir anne kucağı... Benim de öyleydi zaten. Ama kucaklarından indiğim zaman söyledikleri cümleler huzurumu alıp götürürdü benim.

'Hadi git ders çalış' Hayır anlamadığım ders çalışayım diye mi tüm bu sevgi gösterileri.

Keçi Ve ÜrkekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin