Hayatımın en yanlış şeyini yapmıştım kesinlikle öyleydi.
"daha hızlı mmmh..." önümdeki adam bacaklarımı sırıtarak daha da araladı.
"tam bir sürtüğe benziyorsun mert altımda deli gibi sikilmek isteyen bir sürtüksün." ellerimi masanın kenarlarından kanca gibi geçirerek kendimi ona daha hızlı itmeye çalıştım. Tanrım kıçım onun için deliriyordu.
"ahh mmm çokkk iyimmm." elini aletime atıp birkaç kez çekmesiyle eline ve kendi göbeğime doğru attırdım.
Onun işi biraz daha uzun sürmüş sonunda kıçımdan içeri boşalmıştı. İçimden çıktığı gibi kendini tekerlekli koltuğuna attı aletini baksırından içeri sokup fermuarını çekip kemerini ayarladı. Dağılan kıyafetleri ve saçını da düzeltip en sonunda bıraktığı gibi kalan bana baktı.
"toparlan ve işinin başına dön." arka deliğimden akan sıvıları umursamadan zorlanarak yerimden doğruldum.
"peki efendim." çekmecesi de bulunan ıslak mendil ve peçeteyi önüme bıraktı hızlı bir şekilde kendimi temizleyip düzenlediğim gibi kendimi dışarı attım. Ne ara bu noktaya gelmiştik. Ne ara bu noktaya gelmiştim.
Kendimi aceleyle bir tuvalet kabinine attım. Gözlerim dolu bir şekilde olduğum yere yığılmıştım. Kesinlikle bataklıktaydım.
1 sene önce
Üstümdeki bol ceketi çekiştirerek evden girdiğimde bağırışlar her tarafı sarmıştı.
"seni.. Seni aptal bunun ne demek olduğunu biliyor musun." Bir şeylerin devrilme sesi.
"Baba özür dilerim nolur affet."
"ne affet lan ne affet. Biz seni Kıbrısa oku diye gönderdik. Sen kumar batağına girmişsin. Bul lan hadi bu parayı." abimi ilk kez bu kadar korkmuş ve titrerken görüyordum.
"Baba almazlarsa bittim bittik bunlar karanlık adamlar öldürürler bizi." sesi titreyerek konuşunca babam suratına bir tokat patlattı fakat o saatten sonra yapacak bir şey yoktu kaybetmiştik.
"kim" diyebildim sessiz kaldı.
"abi kim adını ver."
"Vural grup." Bir siktir çıktı ağzımdan türkiyede siyasette güçlü dünyada en zenginlere giren adamlardı bunlar. Keza kumarhaneleri olduğunu da ilk kez duymuştum.
"ne kadar."
"25 milyon."
"siktir ne!" 25 milyon neydi lan götümüzü satsak üç kuruş etmeyecek adamlardık.
"bari mezar yerlerimiz aynı olsun." diye bir fikir sundum ortaya bence gayet mantıklıydı. 25 milyonu değil görmek 25 TL yi bile zor görüyordum ben.
"kes lan gevşekliği." azarlaması karşısında sessizce kenara çekildim. Böyle bir şeyi kendimden beklerdim abimden beklemezdim şahsen. Abim ailenin altın çocuğuydu. Tüm yatırımlar ona yapılmıştı fakat karşılığı bu olmuştu. Ortam bu kadar ciddi olmasa yerlerde kıvranarak gülerdim.
Sonra öleceğimiz geldi aklıma. Sağ kurtulma ihtimalimiz 0,desek sonuç yine 0 olurdu.
"kaçsak mı ya tabi biz antarktikaya gitsek yine bulurlar gibi ama." abim uzun uzadıya aslında kazandığını daha çok kazanmak için oynadığında kaybettiğini felan sıralıyordu. İşte kumara bağımlı biri kendini nasıl savunursa. Zaten savunması da bir boka yaramayacaktı ya neyse.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN ÖDEMESİ (B×B)
De Todo15 kuruş etmeyecek vücuduma 15 milyon değer biçilmişti. İşte orada hayatım öl ya da vücudunu ver olarak değişmişti. Keza ben yaşamayı severdim. Ben Mert 20 yaşında kadın düşkünü bir insanken bir başka adam benim düşkünüm olmuştu.