Helloo. Ben geldiim. Nasılsınıız? Cevaplarınızı bekliyorum. İyi okumalaar.
Salonda oturmuş televizyon izliyorduk. Tae ayağa kalkınca bakışlarımı ona çevirdim. "Saat yaklaşıyor hadi hazırlanalım." Kafamı hızla aşağı yukarı salladım ve merdivenlere yöneldim. Üstüme siyah tayt ve siyah tişört giymiştim. Özellikle siyah giymemi istemişlerdi. Ben üstümü hızlı giydiğim için aşağıda oturmuş onları bekliyordum. Yaklaşık 10 dakika sonra onlarda inince ayaklandım. "Neden bu kadar uzun sürdü giyinmeniz?" Jimin ile Cihangir göz göze gelince kaşlarım çatıldı. Neler dönüyordu burda.
"Gece odada telefonun kalmış." Cihangir soruma cevap vermeyip konuyu değiştirmişti. Kısık gözlerle ne yapmaya çalıştığını anlamak için gözlerine baktım. Bir şey anlamayınca kafamla onaylayıp merdivenleri çıktım ve odaya girdim. Telefonun nerde olduğunu görememiştim. Odayı ararken arkamdan kapı kapanma ve kilitleme sesi duydum. Arkama dönünce odanın kapısının kapalı olduğunu hatta üstüme kitlediklerini farkettim. "Cihangir!, Jimin!" sesim o kadar çok yüksek çıkmıştı ki bağırdığımdan dolayı boğazım acışmıştı. "Sakın! Sakın bunu yapmayın!" bir iki saniye süren sessizlikten sonra Jiminin sesini duydum. "Mi Rae üzgünüm. Seni böyle bir tehlikeye atamayız." sinirle nefes alıp verdim.
Neredeyse 1 saattir odadaydım. Plan yapıyordum. Evden kaçıp beni bulamayacakları bir yere gitme fikri daha ağır basıyordu. Ama daha önemli bir durum vardı. Ben artık ünlü olmak istemiyordum. Bir zamanlar hayalim olan mesleği şuan bırakmak istiyorum. PD nim bu saatte uyanıktır diye tahmin ederek onu aradım. "Mi Rae? Bir şey mi oldu?" derin bir nefes aldım.
"Müsait misiniz?"
"Evet müsaitim. Ne oldu?" güzel diye geçirdim içimden.
"15 dakikaya yanınızda olurum. Önemli bir konuda konuşmak istiyorum."
PD nim beni onayladıktan sonra üstümü değiştirmeden telefonumu ve çantamı alıp cama yöneldim. Uzun uğraşlar sonunda yere inebilmiştim. Çağırdığım taksi gelince PD nimin söylediği yeri söyledim ve beklemeye başladım.
Yaklaşık 10 dakika sonra gelince ücreti verip taksiden indim. Evin önüne gelip kapıyı çaldım ve PD nimin açmasını bekledim. 20 saniye sonra kapıyı açtı ve eliyle içeri davet etti. İçeri girip oturdum ve söylemek istediklerimi düşünmeye başladım. Pişman olacağım bir şey yapmak istemiyordum.
"Seni dinliyorum Mi Rae."
"Ben, Sözleşmeyi iptal etmek istiyorum. Ünlü olmak ya da şarkı söylemek istemiyorum. Kore den gideceğim. Burda yaşayamadığımı fark ettim. Türkiye'ye döneceğim." PD nimin şaşırdığı her halinden belli oluyordu.
"Ne dediğinin farkında mısın Mi Rae?! Böyle bir şeyi nasıl düşünürsün!"
"İstemiyorum.!" sert ve kendinden emin sesimle derin bir nefes aldı. Bir süre cevap vermedi düşünüyordu. Ayağa kalktı ve yukarı çıktı. PD nimin gelmesini beklerken başımı ellerimin arasına aldım ve gözlerimi dinlendirdim. Adım sesi duyunca kafamı kaldırdım. PD nimin elinde kağıtlar vardı. Sözleşmeyi iptal ettiğime dair bütün belgeleri imzaladım.
Artık resmi olarak BTS'in 8. üyesi değildim. Bütün işler bitince ayağa kalktım. "Açıklama yapmayacağım. Siz yaparsınız diye düşünüyorum. Her şey için teşekkür ederim" kafasını salladı. "Yaparım." bende onu onaylayıp evden çıktım ve kendi evimize yöneldim. Yedek anahtarla eve girip bütün eşyalarımı valizlere doldurdum. 2 Valizle ve bir sırt çantasıyla tamamdım.
Havaalanında uçağa binmek için ilerliyordum. Ani verdiğim kararlardan bilmem kaçıncısıydı. Valizlerimi verip uçağa bindim. Saatin 04.35 olduğunu gördüm. Telefonumu uçak moduna alıp kafamı koltuğa yasladım. Uçak kalktıktan kısa bir süre sonra uyumuştum. Uyandığımda uçağın inmesine daha 1 saat olduğunu öğrendim. Saat şuan 14.20 idi. Müzik dinleyerek kalan süreyi de geçirmeye çalıştım. Uçak iniş yaptığında valizlerimi alıp havaalanından çıkınca Türkiyeyi özlediğimi fark ettim. Bir taksiye binip evimin adresini söyledim. Annemlere geleceğimi söylememiştim. 30 dakikalık bir yolculuktan sonra eve gelmiştim. Valizleri kapıya kadar bırakan taksiciye teşekkür edip ücreti ödedim ve zile basıp beklemeye başladım.
Uzun bir hasret gidermeden sonra abimin ve babamın da gelmesiyle mutlu olmuştum. Yemeğimizi yemiş televizyon izliyorduk. Yorulduğumu fark edince uyumak için ayağa kalktım. "Benim uykum geldi. Ben yatıyorum. Hepinize iyi geceler" abimde benimle kalktı ve elini omzuma attı. Beraber yukarı çıkmaya başladık. Odamın önüne gelince durduk. "Bugün beraber yatalım mı abisinin güzeli." hevesle kafamı salladım. "Oluur." O da gülerek kafasını salladı. "Sen üstünü değiştir bende değiştireyim geleyim." Abimi onayladıktan sonra odama girip hızla üstümü değiştirdim. Telefonumu daha yeni uçak modundan çıkarıyordum. Gruptaki herkes aramış mesaj atmıştı, ve cihangir. Telefonum elimdeyken tekrar çalınca kimin aradığına baktım.
Cihangir. Aramayı meşgule attım. Tekrar aradı. Bende telefondan hattı çıkardım. İnternetten de hattımı kapattırdım. Yarın yeni bir hat alırdım kendime. Abim odaya girince yatakta kenara kaydım ve yanımda yer açtım. Yanıma yatıp beni de göğsüne çekti. Eli sürekli hareketli olunca ne yaptığına baktım fotoğraf çekiyordu. Gülerek daha fazla sokuldum. Çektiğini beğenmiş olmalı ki telefona bakmaya başladı. Telefonuma bildirim gelince elime alıp ne geldiğine baktım. Abim İnstagramda paylaşmış beni de etiketlemişti. Hikayesini kendi hikayeme ekleyip paylaştım bende. Kafam abimin göğsünde yüzümün yarısı görünüyor ve gülümsüyordum. Kalp koyup paylaşmıştı. İkimizde telefonlarımızı kenara koyup rahat bir uykuya daldık.
Eveet bölüm sonu. Biraz kısa oldu ama idare ediverin gari. Diğer bölümde görüşmek üzere..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8.Üye mi? ~BTS~
ChickLitArtık yeni bi hayatım var. Yeni arkadaşlar, yeni aile. Hayatıma hoşgeldin BTS. #Jungjungkook 1. Sıra