Bu Havanın Bir Rengi Olsaydı Turuncu Olurdu

384 60 48
                                    

2 Haziran 2021, Sizinle İlk Tanışma, Merhaba!

Fırlatacak zamanım olmadığından pek terlik giymem, zaten çığlıklar arasında suya koşarken de ayaklarımın altındaki yakıcı sıcağı pek hissetmem. O an da özellikle güzel vücutlu kadınların çığlıkları arasında suya koşarken hissettiğim şey kesinlikle havanın ya da kumların sıcak oluşu değildi, son şey bile değildi. Yüksek kayalıklardan aşağı atlarken ve korku dolu bakışlar hedefim ve benim aramda gidip geliyorken, bir ona ve bir de bana, hissettiğim şey tenimi kavrayan serin ve mest edici suyun kucaklayışı da değildi.

Damarlarımda akan adrenalini bugün 4. kez hissederken hedefime doğru kulaç attım, kayalıklardan bize bakan insanların bakışları altında ulaştım suyun içinde korkuyla çırpınan minik bedene. Belinden kucaklayarak kendime çektim, ufacık tatlı yüzünü havaya kaldırarak yüzünün tuzlu suyla temasını engelledim, çırpınan vücudunu dikkatle sararak ve tek kolumla kulaç atarak kıyıya yüzdüm. Korkuyla ağlayan kadınların ve 'ben de atlardım ama benim işim değil' diye hava basan steroidli erkeklerin arasından geçirdim titreyen ufacık vücudu. Birlikte sudan çıktık, ellerimle kızgın kumları hızla kazarak biraz serinliğe ulaştığımda kumların üzerine bıraktım.

Baygın değildi, bilinci yerindeydi ama çok korkmuştu, titriyordu ve biraz da su yutmuştu. Müdahale etmeme gerek kalmadan midesinde ne varsa kumların üzerine çıkardı. Etrafımızdaki kalabalık onun yaşadığını gördüğünde ilgisini kaybetmeye başlayıp dağılırken birkaç kere daha midesinde kalan suyu çıkardı ve bitkince bıraktı kendini.

Onu kurtaran kişinin kim olduğunu fark ettiğinde, nemli ve uğruna ölünecek gözleriyle bana bakıp kafasını avucuma yasladığında, tam o anda onu bir daha bırakamayacağıma karar verdim.

İşte böyle sahiplendim Herkül'ü. Sahibinin ondan kurtulmak için denize fırlattığı, küçücük patileriyle suyun üstünde kulaç atmak için fazla ufak olan Beagle cinsi dostumla böyle tanıştım ve böyle sahiplendim onu.

Ve işte o gün karar verdim buraya, İspanya'ya bağlı bu güzel La Palma Adası'na ait olduğuma.

5 Temmuz 2021

"Herkül! Hani benim kızım?" Kumların üstüne vuran terlik sesini duyduğumda kimin geldiğini anlamak için kafamı çevirmeme gerek yoktu. Güzel Beagle'ım bir türlü sahip çıkamadığı kuyruğunu sallayarak Sehun'a koştuğunda biramdan büyükçe bir yudum aldım. Demek yine beni hemen sattın ha, mırıldandım içimden, seninle sonra görüşeceğiz sinsi küçük şeytan.

"Bana bira yok mu?" Torbadan çıkardığım diğer tenekeyi Sehun'un eline tutuşturdum, şampuanı baya iyi kokuyordu, ben daha duş almamıştım.

"Büfeci çocuk mu yine?" Şöyle bir bakış attığımda dudaklarını büzdüğünü gördüm, kahkahayı patlatmam için yeterliydi. "Ciddi misin Sehun, gerçekten koskoca İspanya'da bula

bula La Palma'da büfe işleten Çinliyi mi buldun?" Dudaklarının büzgüsü artıp konuşmak yerine biraya sarıldığında gülmekten yüzümün kızardığına emindim.

"Onu görsen böyle konuşmazdın. Çok güzel, piç. Kapısında yatıyorum da yüzüme bakmıyor bile." Avucumdaki fıstıklara uzanan Herkül'ün başını okşayıp birkaç fıstığı almasına izin verdim.

"Adı ne bari?"

"Yixing, Zhang Yixing ama ben ona Piç Yixing diyorum. Piç, bakmıyor suratıma."

Güldüm ona yine, Sehun işte. Tanıştığımız ilk sene onunla arkadaş olmadım diye bana da bir yıl boyunca Piç Chanyeol diye seslenmişti.

Sehun'la üç sene önce, üniversitenin ilk yılında tanışmıştım. Uluslararası Marbella Üniversitesi'nin yabancı öğrenciler için düzenlediği tanışma gününde gelmiş tam yanıma oturmuş. Kendini tanıttığında ne bileyim ben işte, ilk anda pek bi sevimsiz geldi, tanışmak istemediğimi söyledim. O da bana herkesin içinde "piç" diye bağırdı. Bir yıl boyunca yapacağı gibi.

Bu Havanın Bir Rengi Olsaydı Turuncu OlurduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin