Merhaba,
Öncelikle nasılsınız neredesiniz bu kitabı okurken bilmiyorum ama lütfen kendinize hakim olun amacım ebeveynleri kötülemek değil hepimiz nasıl bir dönemde yaşadığımızı biliyoruz umarım anlarsınız🦋💙
Buraya başladığın tarihi yazar mısın?
Medya:Azranın elibesi ve tacı..
Yazar'dan...
Yıl 2015
Üstündeki beyaz çiçekli elbisesine neşeyle baktı küçük kız.
Kahve saçlarının ve simsiyah gözlerinin ona kattığı o sevimlilikle kendini aynada süzdü.Kapı açılınca gelen kişiye baktı gelen süt kardeşi Canerdi.
Caner "Meleğim" dediğinde tatlı bir gülümseme belirdi minik kızın yüzünde ona böyle hitap etmesini çok seviyordu. Canerde ona hep böyle hitap ederdi.
"Efendim yakışıklım" diye cevap verdiğinde Caner "Niye yalnızsın?" diye sordu.
Caner bu soruyu sormakta haklıydı çünkü bugün öyle basit bir gün değildi. Amcasının düğünü vardı ve onlar sırf bunun için İstanbul'dan Van'a gelmişlerdi.Her ne kadar babasıyla amcalarının arasında arsa mevzusu olsada sonuçta önemli bir gündü ve böyle bir saçma mevzu yüzünden bu özel gün kaçmamalıydı. Yani annesi babasına öyle demişti.
Azra tacını gösterip "Ya akıllım tacımı takmayı unutmuşum" dedi.
Azra cümlesini bitirir bitirmez odaya kuzeni Güney girdi.14 yaşındaki Güney onlardan sadece 4 yaş büyüktü. Azrayla çok iyi anlaşırlardı zaten Azra'nın anlaşabildiği sayılı insan vardı.
Güney "Napıyosunuz siz burada düğün başladı bile" dedi sahte kızgınlıkla. Caner "Güney abi Azrayı arıyordum Selim amca (Azra'nın babası) sordu" dedi Azra suçluluk duygusuyla hafifçe başını eğip "Ama tacım olmasa güzel olmazdımki" dedi Azra çiçekleri çok severdi tacının üstündeki papatyalar çok hoşuna gidiyordu.
Onun bu hali Güney'i yumuşatmıştı bile küçük kızın önünde durup hafifçe eğildi ve çenesinden nazikçe tuttu. "Abicim sen her halinle güzelsin" dedi. Azra "Gerçekten mi" dedi biraz hayretle ve birazda neşeyle bu sefer Canerden cevap geldi "Tabiki meleğim ben sana boşuna mı meleğim diyorum" bu sözler küçük kızı hem çok utandırmıştı hemde yüzünde güller açmasına neden olmuştu seviyordu işte ikisinide. Küçük kız kocaman gülüp "O zaman bende mi çabuk evlenecem güzel kızlar çabuk evleniyorlar ya" diye bir soru sordu. Bu soruyla gülümseyen Caner ve Güneyin yüzü soldu "O kadar heveslenme biz seni kimseye vermeyecez küçük hanım" dedi Güney ve Canerde ekledi "Seni almak isteyenlerin hepsini dövecem" hırsla bu sözler Azrayı güldürürken ikisinin boynuna kollarını doladı "Tamam beni kimseye vermeyin o zaman büyüyünce bana siz bakarsınız" dedi
Caner küçük bir çocuk edasıyla "Çalış kendin kazan akıllım her şeyide bizden bekleme" dedi ve Güney "Tamam küçük cadım ben sana bakarım ama damat falan istemiyorum" dedi bu sözlerle Azra Canere dil çıkarıp Güney'e sarıldı yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurup abisinden ayrıldı.Sonra Güney odaya neden geldiğini hatırladı ve hemen ciddiyete büründü "Küçük hanım ve küçük bey tüm ev ahalisi bizi aramaya başlamadan önce meydana çıkmalıy-" cümlesini yarıda kesen kapının açılması oldu.
Gelen Azra'nın en küçük amcası Metindi. 18 yaşındaydı.Ve Güney anladığı kadarıyla şuan burnundan soluyordu. İlk konuşan Metin oldu" Siz iki erkek bir kız napıyosunuz burada" dedi öfkeyle.
Bu sözleri Azra ve Caner anlamasalarda Güney gayet iyi anlamıştı ve saygısını bozmamaya özen göstererek "Abi biraz yalnış bir cümle olmadı mı Azra'nın benim için Meralden bir farkı yok biliyorsun" dedi bu cümle onu daha da çok öfkelendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
RandomHer şey çok güzeldi ama eskiden... ~Azra Demir Hiç bir şey tesadüf değildir ya sınavdır ya da ödüldür. ~....... Daha önce okuduğunuz kitapları unutun kurgusuyla çok farklı bir kitapla karşınızdayım. Yazdıklarım zorunuza gitmesin ben toplumda şahi...