Kendime geldiğimde banyodan çıktım ama kimse yoktu. Ben ne yapacaktım şimdi? Kafam allak bulak oldu. Üstümü değiştirip mutfağa gittim kahvaltıya hem ağlamaktan hem de sırıtmaktan geç kaldım. Mutfağa gittim dolabı açtığımda sarılmış sandviç vardı, sandalyeye oturup yemeye koyulduğumda annemin topuk sesleri yankı yapıyordu. Yanıma geldiğinde yüzü sirke satıyordu.
Begüm: İlk defa sofraya gelmedin! Sebebini öğrenebilir miyim?
Efsun: Sabah biraz rahatsızdım, gelemedim.
Yüzü birden gülmeye başladı.
Begüm: Yoksa... hamile misin?
Yediğim sandviç boğazıma takıldı duyduğuma inanamadım.
Efsun: Daha yeni evlendik anne! Ayrıca sence ben Baranın bana dokunmasına izin verir miyim?
Ayağa kalkıp su aldım ve sandviçi tekrar sarıp elime aldım.
Begüm: Bu sadece bir ihtimaldi.
Umursamadan mutfaktan çıkacakken;
Begüm: Okulunu yani derslerini ve sınavlarını ev de göreceksin. Kısa süre de mezun olmuş olursun.
Tekrar geri arkamı döndüm;
Efsun: İtiraz etme hakkım olmadığına göre?
Eğer konuyu uzatsaydım kavga veya ceza olurdu o yüzden nasıl olsa sonunda mezun olacağım deyip kestirip attım. Başımda zaten bir sürü dert vardı bir de bununla uğraşamazdım. Odama döndüğümde annemin bana hazırladığı programa göre sürekli ders... ders... ders... vardı. Bu iyilik değil takıntıydı. Son seneme kadar bu planlar ile ilerledim itiraz etme hakkım olsaydı bu ev başıma yıkılırdı. Masanın üstünde bir not görünce okudum;
Hazırlanıp aşağı inmeni bekliyorum ;)
Baran
Kesin banyoda ki olayı sorgulayacaktı. Üstüme bej renginde dar bir elbise giyip aşağı indim. Arabanın içinde beni bekliyordu. Arabaya bindiğimde;
Efsun: Ne oldu?
Arabayı kullanmaya başladı. Nereye götürüyordu beni? Kesin ona karşılık vermemi sorgulayacaktı.
Efsun: Ben... ben sana bir umut verdim değil mi? .
Baran: Gidince ne kadar kafamda zırzır edeceksen edersin.
Uzun bir süre sonra beni bir restorana götürdü fakat kimse yoktu yani kapalı gibiydi. Elimi tuttu ve ilerlememi sağladı. Bir yere oturduğumuzda;
Baran: Sen bana umuttan daha fazlasını verdin?
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi masa da olan elimi çekip başladım konuşmaya.
Efsun: Banyo da üstüme gelen sendin beni sıkıştıran da. Bir an da oluverdi!
Baran: Bir tarafın istiyor, bir tarafın istemiyor. Birine karar vermelisin Efsun! Çünkü bu böyle yürümez sürekli bir inişli çıkışlı! Ben karımı öpemeyecek miyim? dokunamayacak mıyım?
Biraz sustu ve zorla devam etmeye çalıştı. Gözlerinden iki damla yaş aktığını görünce içim burkuldu ama devam etti.
Baran: Ben sana yaşattıklarımdan çok pişmanım. Seni kulandım, seni üzdüm, ağlattım. Benim yüzümden tokat yiyip odalara kapatıldın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendi Dünyam
ChickLitSevmeyi kendim öğrenmiştim.Kendi dünyamın içinde... Atamadığımız çığlıklar vardır hepimizin sevdiğiniz bir insandan ihanete uğramak mı daha acıdır yoksa annesi tarafından eziyet görerek yaşamak mı? Efsunun büyülü dünyasına hazır mısınız? Onun acılar...