ATEŞ
Burda dikilmeyi bırakıp içeri girmemiz gerektiğini düşündüm ve boğazımı ufak öksürüklerle temizleyip " içeri" dedim.tamam ona emir vermemden hoşlanmıyordu ama rica eden o iğrenç kipi kullanmakta bana tersti.bana ters olan şeyler nedense onun için iki kişinin kurduğu ilişkinin can alıcı noktasıydı pes oynarken rakibini son anda yenmek gibi yada golfte topun deliğe girdiğinde sana verdiği o mutluluk gibi.içeri girip hiçbirşey olmamış gibi aslında konuyu bilmediğimiz halde sohbete eşlik etmeye çalıştık umursamaz görünmek bu gibi durumlarda yardımcı oluyordu.inanç bahçe kapısından girdi ne ara çıktığını bilmesemde bir süreliğine tıkınmaya son vermiş olması beni sevindirmişti.
"Sefer dedi geldiii!"
Nehir ve hande mutfaktan pastayla çıktı ve tam kapının önünde mumları yakarak bekledi.dedem kapıyı açıp içeri girince bütün samimiyetiyle onun unutulmuş doğum gününü telafi etmeye çalışan çocuklarını gördü mutluluğu o yaşlı gözlerine yansımıştı halamla sarılip hasret giderdiler ve ardından herkes teker teker doğum gününü kutladı.yemek oldukça sesli ve eğlenceli geçmişti dedem bütün gece suyu yanından ayırmadığı için sadece kaçamak bir kaç bakışla kalmıştık.inanç lidyayla uğraşmadan ve yemek yemeden bir kaç saat geçirebilmişti ve ben onun adına ortamı yeterince sevimsiz bulmuştum saat gece yarısını bulduğunda dedem ve halam uyumak için odalarına çıktılar.bizde koltuklara yayılıp sohbet ediyordukki dedem aynı hızla tekrar Aşşağı indi.
"ne oldu dede?"
dedem büyük aynalığın önüne yaklaştı ve bir zarf çıkardı koltuktan kalkıp yanına gittim.
"bu ne?"
"bu size geldu uşağum".
elime aldım ve sarı zarfa arkasını çevirerek baktım ateş Özdemir ve çetesi'ne yazıyordu. şaşkın bir şekilde görmeleri için onlara dogrulttum.
"bi fikri olan varmı?"
dedem homurdanarak sakallarını kaşıdı.su yanıma gelip zarfı aldı ve açtı hepimiz dikkatle zarfa bakıyorduk.
"sizi cuma günü arkadaşlarınızla birlikte çay saatimize bekliyoruz".
bu ne saçmalık diye düşünüyordum kim çay saati için bize zarf yollarki ayrica neden arkadaşlarla gelmek konusunda bu cümlenin altı mor kalemle çizilmiş?
"bu ne şimdi? "dedi enes.
"bilmiyorum daha önce çay daveti almadım"diye alay ettim.
"neden ateş Özdemir?" dedi su bana bakarak.
"aynen neden sen?" mor kafaya baktım bunun cevabını sanki biliyormuşum gibi bana bakmaya devam ettiler.
"demekki ateşi tanıyan biri ve bizide davet ettiğine göre yine ateşle ilgili bir olay".
"komik!" mertin ayağına vurup yanına oturdum.
"ateş birsey bilmedgine eminmisin?" meldanın bu sorusuna gülerek cevap verdim şuan bende onlar kadar bi bok bilmiyordum neden bana soruluyorki?
"ya bilmiyorum dedim ya inanç bana bakmayı kes dalicam şimdi".
"birşey yapmadım ki".
yastığı fırlatıp saçlarımı karıştırdım. gonderen kişinin Adı yada adreside yoktu sadece gidilicek yerin adresi yazıyordu.
"neden bu kadar uzak?"
inanç zarfa bakarak konuştu.
"çiftlik Evi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHLAKSIZ HAYATLAR
RomanceYOLUNU KAYBETMİŞ DÖRT GENÇ GERÇEK HAYATLA YÜZLEŞMEK ZORUNDA KALMIŞ HERŞEY ANLATILANLAR KADAR KOLAYMIDIR ATEŞ VE SUYUN AŞKI HERŞEYİN ÜSTESİNDEN GELİRMİ ? NEHİR VE ENES KOCA ŞEHİRDE BİRBİRİNİ BULABİLİRMİ YA KÖTÜLER ONLAR HANGİ CEHENNEMDELER?????