Duyuru: Bu bölümde maalesef taciz ve intihar girişimi vardır lütfen ona göre okuyunuz.
Girmesiyle beraber içerideki herkes ona bakmıştı. Uzun yemek masasının en başında Kral, yanlarında abileri ve Jeongin, masanın diğer tarafındaysa misafir Kral vardı. Yere bakarak ve adım atmadan geçirdiği bir kaç saniyenin ardından başını kaldırıp meraklı bir bakışla göz göze geldiği an yüzünü ekşitti. Karşısındaki kral neredeyse babasıyla yaşıttı. O an ağlamak istedi gözlerinin dolduğunu hissetti.
Misafir Kralın şaşkınlıktan açık kalan ağzından rahatsız olan Prens Minho "Ayakta kaldın otur hadi" diyerek 2 kraldan da en uzakta kalan yanındaki boş sandalyeyi gösterdi. Misafir Kral "Aman tanrım, güzelliğinizi duymuştum ama hiç bu kadarını beklemiyordum! Şu zarafete bakın! Muhteşem!" derken heyecandan nefes almıyor etrafında dolanarak sandalyesine oturan genci ağzından salyalar aka aka izliyordu. Hyunjin tepkisiz bir şekilde ne kadar iğrendiğini belli etmemeye çalışıyor, göz yaşlarını gözlerini bir kaç kez kırpıştırarak yok ederken önüne bakmaya devam ediyordu. 2 kral hariç herkesin bu durumdan hoşnut olmadığı aşikardı.
"Sebastian!" bir ses yükseldi misafir Kraldan. Emriyle pencerenin kenarında bekleyen kahya geniş salonun ortasındaki masaya elinde bir mücevher kutusuyla gelip Kralının yanında dikildi. Misafir kral heyecan ve açlık dolu gözlerle karşısındaki krala onay isterce baktı. Memnun bir şekilde aldığı tepkinin ardından kutunun içinden pahalı olduğu belli olan kocaman yakut taşlı bir kolye çıkarttı ve ayaklanıp Hyunjin'in arkasına geçti aceleyle.
Saçlarını oynuyor, omuzlarına ve boynuna gereksizce dokunuyor, arkasına iyice yanaşıp genci kokluyordu. Kısacası Hyunjin' i mümkün olan her yolla rahatsız ediyordu. Burnuna gelen kokuşmuş nefes, omuzlarında gezinen eller, saçlarına değen parmaklar Hyunjin'in kusmak istemesine neden oluyordu. Adamdan her zerresiyle nefret etmişti. Kolyenin soğukluğunun sıcak tennine değmesiyle ağzından küçük bir inilti çıkardı. Bunu duyan pis kralın dudakları daha da kıvrıldı resmen salya akıtmak üzereydi. Hyunjin o kadar iğreniyordu ki işi bittiği halde arkasında aç gözlerle durmaya devam eden yaşlı acınası adama saldırmamak için yumruklarını sıkıyordu.
Birinin boğazını temizlemesiyle daldığı hayallerden çıkan kral hayran kaldığı ve pis düşlerini alet ettiği gençten gözlerini ayırmadan yerine oturdu. Yaptığı işten memnun olan prens Rowoon diğer kardeşleri gibi misafir krala öldürücü gözlerle bakmaya devam etti. Babalarının sesiyle hepsi irkildi.
"Bu evlilik sayesinde güçlenip Bang krallığıyla eşiğinde olduğumuz savaşta stratejik üstünlüğü elde edip onları mağlup edeceğiz." Misafir kral hevesle cevap verdi "Emin olun majesteleri karşımızdaki Bang krallığı bile olsa eşime olan aşkımla herkesi yenebilirim. Askerlerim de topraklarım da artık sizindir." Hyunjin eşim kelimesiyle bir kaşını kaldırdı. Daha evlenmemişlerdi bile. Aşk mı? Kendisini yalnızca birkaç saniye önce görmüştü. Ve Hyunjin'in hissettiği tek güçlü şey kusma ihtiyacı olmuştu.
Bu durumdan şikayetçi olan tek kişinin kendisi olmadığını anlamasını sağlayan sese döndü."Kralım affınıza sığınarak soruyorum daha dikkatli mi düşünseydik? Kardeşim henüz genç ve diplomatik antlaşmalarla bir ortak yol bulabilirsek savaşa gerek kalmaz."
Konuşan abisi veliyaht Prens Namjoon'du. duyduklarıyla küplere binen kral haykırdı "Sen kimsin de benim kararlarımı sorguluyorsun?! Seni adi velet, sen de mi tahttaki hakkının elinden alınmasını istiyorsun!". Son sözlerini söylerken işaret parmağını çaprazında odaya getirildiğinden beri ağızından tek bir kelime çıkmadan donuk bakışlarla önündeki tabağına bakan en büyük oğluna yöneltti. Yoongi'ye.
Bu doğruydu babası ona önce işkence etmiş sonra yetmezmiş gibi sevgilisini elinden almıştı. Hoseok'suz yaşamak istemeyen veliyaht prens canına kıymaya kalkmış ama başaramamıştı. Yaklaşık 1 senedir böyle hiç bir şeye tepki vermeden donuk gözlerle nefes almaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanfictionHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...