Bir Hafta Sonra
Okula giderken asla bu kadar mutlu olacağını düşünmezdi Dongyoung fakat neredeyse mutluluktan ağlayacaktı. Bugün Taeyong'un döneceği gündü, merakla etrafa bakarken kırmızı saçlı bedeni görmeye çalışılıyor, arada havayı koklayarak kokusunu diğer kurtlardan ayırt etmeyi umuyordu.
"Birini arıyorsun sanırım?"
Arkasından gelen sesle sıçrarken gülümsedi Dongyoung zoraki bir şekilde. Gelen sesi de, hissettiği feramonları da tanıyordu ki tanımamak isterdi.
"Evet, ama aradığım kişi ne yazık ki siz değilsiniz. Bu yüzden müsaadenizle."
Yanından geçip gidecekken kolundan tutulmasıyla durmak zorunda kalmış, derin bir nefes vermişti.
"Dongyoung, lütfen beni dinler misin?"
"Hayır Taejoong, seni dinleyemem, bırak kolumu."
Sinirle nefesini veren beden dilini yanağının içinde gezdirirken başını salladı fakat çekmedi elini Dongyoung'un kolundan, sinirli olduğu belli olurken bir anda çekti omega olanı kendine, Dongyoung korkuyla kendisine sabitlenen kırmızı harelere bakıyordu.
"Bana bak Dongyoung, şu sıralar üzerindeki alfa kokusunu almadım sanma, kiminle kırıştırıyorsun bilmiyorum ama benim omegam olacaksın sonunda, boş yere hayal kurmakla vakit kaybetme."
Gözleri dolsa da dişlerini sıktı ve ağlamamak için tuttu kendini Dongyoung, eski sevgilisi olan alçak bir alfa önünde kendini küçük düşürmeyecek, haddini bildirecekti elbette. Güçsüz bir omega değildi Kim Dongyoung, gerektiği yerde bir alfaya kafa tutmasını da iyi bilirdi.
"Üzerimdeki alfa kokusu da, görüştüğüm insanlar da seni zerre alakadar etmez Yoo Taejoong. Sen kim oluyorsun da bana hesap sorabiliyorsun ya? Kendini ne sanıyorsun? Basit bir alfasın, yerini bil."
Sertçe kolunu çekip hırladı karşısındaki bedene Dongyoung, böylesine iğrenç biriyle zamanında yollarını ayırdığı için mutluydu. Son kez koyu gözlerini alfaya çevirip sessiz kaldığından emin olduktan sonra yavaşça uzaklaştı yanından, aradığı bedeni henüz bulamamıştı.
"Birileri alfasını arıyor sanırım?"
Beline sarılı kollar ve pürüzlü sesin sahibiyle eridiğini hissetti Dongyoung, bütün vücudu, duyguları ve düşünceleri mum misali erimişti.
"Bir alfam yok, bu yüzden sadece bugün bana eşlik edecek birini arıyorum."
Dongyoung'un dedikleriyle ince beldeki el çekilmiş, omegayı kendi etrafında bir tur döndürdükten sonra ıslık çalmıştı Lee Taeyong.
"Böyle güzel bir omeganın nasıl olur da alfası olmaz ki?" Kıkırdadı Dongyoung, bu sırada Taeyong sözlerine devam etmişti başını iki yana sallarken. "Zamane alfaları fazla aptal."
"Taeyong, sen de bir alfasın."
"O hâlde seninle arkadaş olarak kalacak kadar aptal olanlardanım."
Sessiz kaldı ve derin bir nefes verip fakültesine doğru yürümeye başladı Dongyoung.
Yine yapmıştı işte.
Taeyong'un kendisiyle flört ettiğini fark ettiği anda heyecandan ne yapacağını bilememiş, sessiz kalarak kaçmayı tercih etmişti.
Fakat nereye kadar kaçabilirdi ki bu durumdan?
"Zoru oynama be güzelim..."
Taeyong'un arkasından söylendiğini duysa da bir şey diyemedi, ilerledi hızla binaya doğru. Alfa olan da her zamanki gibi iki eli cebinde kendi binasına doğru ilerlemiş, Dongyoung'un binasına sağ salim girdiğine emin olduktan sonra içeriye girmişti.
Bu gece de ikiye on kala Kim Dongyoung ile bir görüşme yapsa iyi olacaktı.
✧✧✧
Kurgudaki Doyoung da aynı benim gibi, birinin kendisine yürüdüğünü anladığı anda kaçıyo 😪
-Kage
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafamda Kentsel Dönüşümler | Yongyoung ✓
Любовные романыLee Taeyong, her gece ikiye on kala, Kim Dongyoung'un penceresine bir taş atar ve onunla sohbet ederdi. Kim Dongyoung ise bu sohbetleri çok severdi. Kage | Yongyoung Lee Taeyong × Kim Dongyoung Omegaverse