▪︎ Vote 30 +
▪︎ Yorum 30 +.Vicdanlı olun ve vote verin. En azından emeğim için.
.
.Yine her gün yaptığı gibi aynı odanın önünde durup, kardeşinin kapıyı açmasını bekliyordu.
Haftalardır kardeşinin yüzünü göremiyor du. Yun tamı tamına 16 gündür o odaya hapsetmişti kendisini. Jungkook işte olduğu zaman dışarı çıkar, o gelmeden de dönerdi odasına.
• Kardeşim.
İç çekerek baktı kapıya, Yun kendiyle birlikte onu da çok üzüyordu.
• Seni özledim Yun. Lütfen izin ver sana sarılayım, bunu birlikte atlata biliriz yeter ki sen bu kapıyı aç.
Alnını kapıya yaslayarak gözlerini kapattı Jungkook.
• Abin olarak sana yalvarıyorum, aç şu kapıyı kardeşim.
Yine her zamanki gibi ne ses vardı nede bir hareketlilik. Bu sefer diğerinden farklı olan kardeşinin de ağlamamasıydı. Jungkook iç çekerek, kapıdan uzaklaşmak için adım attığında bastığı ıslaklık la durdurdu haraketini.
• Bu da ne?
Yere eğilerek baktığında ıslaklığın sebebinin su olduğunu görmüştü. Kaşlarını çatarak suyun nereden geldiğini anlamak için gözlerini etrafta gezdirdi. Su kız kardeşinin oda kapısının altından sızıyordu.
Jungkook içine dolan korkuyla doğruldu anında. Elini kapı kulpuna sanarak zorlamaya başladı.
• Yun!
Elini çekerek bir kaç adım gerileyip, kolunu sıkıp hızla omuzuyla kapıya vurmaya başladı. Bir kaç güçlü darbe sorası kapının kilit yeri kırıldığında kapı gürültüyle duvara çarpıp açılmıştı.
Jungkook hızla odaya girerek direk banyoya yöneldi. Göreceği şeyden kokuyordu, tek umudu kardeşinin aptalca bir şey yapmamasıydı.
• Tanrım Yun.
Gördüğü manzara az da olsa rahatlamasını sağlamıştı. Su dolup takmakta olan küvetten geliyordu. Kız kardeşi de klozetin üzerine oturmuş yere dikmişdi bakılarını.
Suyu kapatarak, kızın yanına ilerleyip tek dizi üste çöktü önünde. Elini elleri arasına alarak bir kaç kez öptü zarifce. Sıcacık elleri şimdi buz gibiydi, o kadar soğuktu ki Jungkook'un içini titretmiş ti.
• Beni çok korkuttun.
Bakışlarını kızın yüzünde gezdirdi bir kaç saniyelik. O eski kardeşi gitmiş yerine başkası gelmişti sanki. Bir zamanlar parlayan güzel gözlerinin farı sönmüşdü sanki. Rengi beyazlamış, ağlamaktan göz çevresi kırmızıya ve mora dönüşmüştü.
• Benim güzel kardeşim.
Elini uzatarak okşadı kızın yanağını. Jungkook kardeşine ayrı bir ilgili olmuştu hep. Onu öyle bir sahiplenirdi ki, çocuk oldukları zaman annesi yada babası kardeşine kızsa yada ceza verse Jungkook küçük boyuyla ikisine de karşı çıkardı.
Jungkook kardeşini gözü gibi sakınırdı her şeyden ve her kesten. Bu yüzden biri ona sorduğunda cinsiyet belli etmeden sadece ' kardeşim var 'derdi.
En büyük aptallığı 1 yıl önce yapmıştı Jungkook. Kardeşini Taehyung'la tanıştırarak hayatını mahvetmiş ti. Jungkook kendisini suçluyordu, eğer bunların olacağını bilse bırak kardeşini buraya çağırmayı, kendisi de gelmezdi bile.
• Hadi Yun, üşüyorsun gel sana kahve yapayım içine ısıtırız ha?
Ayağa kalkarak kardeşinin ellerini tuttu. Kızın elinden düşen nesle banyoda ses yapınca Jungkook'un gözlerini indi ayakları altına.
Yere eğilerek yerdeki beyaz termometre'e benzeyen eşyayı aldı eline. Jungkook o zaman büyük bir darbe yediğini hissetti.
Aptal değildi, parmakları arasında tuttuğu şeyin ne olduğunu biliyordu. Üzerindeki çizgilerin de ne anlama geldiğinin farkındaydı.
• Hayır.
Kafasını iki yana sallayarak inkar etti kendince.
• Bu yalan değil mi?
Bakılarını yerden kafasını kaldırmayan kıza çevirdi.
• Yun bir şey söyle, bu doğru çalışmıyor de.
Kızın cevapsız kalması daha da delirtiyordu onu. Elindeki testi sinirle yere fırlattı erkek.
• Cevap ver bana! Lanet olsun susma, konuş artık bir şey de!
Bağırması korkutmuş tu kızı. Eğdiği kafasını kaldırarak dolu gözlerle baktı ağabeyine.
○ Üzgünüm.
Sadece bir kelime bu kadar yakar mıydı insanın canını? Jungkook acıyla inleyip bir kaç adım sendeledi arkaya doğru.
○ Çok üzgünüm.
Daha fazla dayanamadı Jungkook. Hızlı adımlarla banyodan çıkıp, odanın kapısından geçerek evin çıkışına yöneldi.
Kendini dışarı attığı an serin hava sertçe vurdu yüzüne.
Delirmek üzereydi, kardeşi hamileydi. Onu bırakan, lanet olası adamdan hamileydi.
Dizleri bedenini taşıyamaz hale geldiğinde, çimlerin üzerine diz üstü düştü Jungkook. Çaresizlik ruhunu ele geçirmeye başlamıştı bile.
Kafasını kaldırarak baktı bulutlarla dolu gök yüzüne. Bulutların esirliğinden kurtulan ay parlayarak erğeğin yüzünü aydınlatıp erkeğin gizlenmek istediği göz yaşlarını açığa çıkardı.
Jungkook o gece saatlerce ağladı. Kardeşinin düştüğü hale, kendisinin de çaresizliğine.