8.Bölüm: Üç Farklı Mekan

26 3 0
                                    

Birinci Takım
Candice&Elena'dan

Koltukta oturmuş Cadılık,Musallat ve daha fazlası kitabının yanmamış ve okunan yerlerini okuyordum. İşe yarar her bilgi, hayatta kalmamızı sağlayabilirdi. Çünkü, o ruh seansından sonra güvende olduğumuzu düşünmüyordum. Kasabamız artık eskisi gibi güvenli değildi.

Aslında bakarsan, geçmişte ne olduğunu bilmesek de geçmişte de pek güvenli olduğu söylenemezdi. Kasabanın efsaneleri adı altında gerçekleri empoze eden büyüklerimiz bunun en büyük kanıtıydı.

Zoe odanın kenarında eli kolu bağlı bir şekilde uzanıyordu. Çırpınmaları, onu bir arpa boyu kadar bile yol kat ettirmezken üşenmeden hala deniyordu. Elena önümde bir sağa bir sola yürüyordu. Kitaba odaklanmama engel olurken oflayarak "Rahat dur Elana!" Dedim ona bakmadan. Beni dinlemeden hala bir sağa bir sola yürüyordu. Sinirle kitabı kenara koydum.

"Pekala derdin ne?"

Bana döndü ve küçümseyici bir bakış attı. Şimdiki çocuklar çok sinir bozucuydu. Önümde durdu ve "Garip davranan bağlı en yakın arkadaşım ve aptal bir kızla aynı odadayım,"dedi.

Gözlerimi devirdim ve "Aptal bulduğun o kız birazdan saç baş dalacak sana,"dedim sinirle. Elena bana doğru yaklaştı ve "Hadisene!"dedi cüretkar bir tonda. Pekala bunu o istemişti. Elimi saçına attım ve yavaşça çektim.

Ağzından bir inilti kaçarken "Bırak beni kaçık!"diye çığırmaya başladı. Sakince "Özür dilersen bırakırım küçük hanım,"dedim. İnatla "Dilemeyeceğim,"diye diretti. Birkaç dakika benimle savaş verdi. Fakat bırakmayacağımı anladığında pes etti ve hareket etmeyi bıraktı.

Zor duyulan bir sesle " Özür dilerim,"dedi. Sırıtarak kulağımı ona yaklaştırdım. "Duyamadım?"dedim. Biraz daha yüksek sesle "Özür dilerim Candice,"dedi.

"Duyamadım?"

Kulağımın dibine gelip kulak zarımı patlatacak kadar yüksek sesle bağırdı. "Özür dilerim!" Saçını bıraktım ve elimi kulağıma götürdüm. Ah, sanırım sağır olmuştum!

O sırıtarak bana bakarken sinirle "Seni küçük fare!"dedim. Benden uzaklaştı ve "Aynen ondan canım,"dedi. Büyümüş de küçülmüş! Elimi kulağımdan çektim ve derin bir nefes aldım. Kitabı okumaktan sıkılmıştım. Muhabbet edecek kimse yoktu. Mecburen Elena'ya döndüm. "Birkaç gündür Zoe garip davranıyor muydu?" Bana baktı ve başını iki yana salladı. "Hayır. Her zamanki Zoe'ydi,"dedi. Bir süre yere baktı ve sonra başını kaldırdı.

"O, kendinde değil dediniz. Onun nesi var?"diye sordu. Yutkundum. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Üçüncü sınıfa giden bir kız çocuğuna paranormalden bahsedersem bana bir yerleriyle gülerdi. Ona ne açıklama yapacaktım Bilmiyordum.

"Orasını karıştırma. Kendinde değil işte. Anlatsam da anlamazsın,"dedim. Kibirle "Ben her şeyi anlarım,"dedi. Gözlerimi devirdim ve ayağa kalktım. Camdan dışarısını izlemeye başladım. Pekala birkaç saat boyunca sıkıntıdan ve sinirden kendimi kesmek isteyebilirdim. Bunun için mental açıdan zihnimi boşaltmalıydım.

Elena elimde kalabilirdi her an. Biliyorum, onun sadece bir çocuk olduğunu söyleyeceksiniz ama, bu kız şeytana pabucunu ters giydirirdi. Zoe'nin kopyasından ne beklenirdi ki? Sıkıntıyla bir nefes aldım ve kollarımı bağlayarak dışarıyı seyretmeye devam ettim.

******

İkinci Takım
Frank,Hilda ve Jay'den

Kütüphaneye doğru yürürken, sıcaktan neredeyse bayılacaktım. Hilda bana döndü ve "Frank,tut beni yoksa bayılacağım!"dedi. Gözlerimi devirdim ve elimin tersiyle alnımı sildim. "Beni kim tutacak peki?"dedim. Jay sırıtarak "Ben tutarım Frank,"dedim.

Dirilen Korkunun PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin