0.8

471 62 76
                                    

💘

Okudum şeyi bir kere daha okuduktan sonra Hyunjin'e baktım.

"Büyücülerin hepsi ölmüştü." dedi. Daha çok sesli düşünüyordu.

"Biliyorum... Demek ki ölmemiş."

Büyücüler , şeytanlar için de melekler için de tehlike vaad eden bir türdü. En başa geçmek istedikleri için bize büyü yapıyorlardı. Burada yazdığına göre bir büyücü ölü birinin kanına büyü yaparsa tılsım oluyormuş. Ama büyüyü yapan kişinin çok güçlü olması gerekiyormuş. Böyle bir  şeyi önceden duysam umursamazdım . Ama ortada bir tılsım söz konusuyken öyle 'aynen' deyip geçmek biraz zordu.

"Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum. "

Hyunjin koltuklardan birine otururken başını elleri arasına almıştı. Bu kadar gerilmekte haklıydı . Hem de fazlasıyla.

"Bunu herkese söylememiz lazım."

Onu kafamla onaylarak odadan çıktım. Mia'ya herkese haber vermesini söyledikten sonra toplantı odasına geçtim. Hyunjin de diğerleriyle birlikte geldiğinde herkes bana bakmaya başlamıştı.

Elimdeki kitabı masanın ortasına koyarak konuştum.

"Büyücüler..."

Herkesin yüzü bir anda düşmüştü.

"Böyle bir şey imkansız."

"Bu ne saçmalık!?!"

"Mantıklı düşünmek için sakin olmamız gerekiyor."

Karina sözünü bitirdikten sonra ellerini açarak tüm odaya sisimsi bir madde yaymıştı. İşe yaramıştı da.

"Pekala öncelikle birkaç bilgi öğrendim. Daha doğrusu bir tane ama yeter de artar ."

Soobin göz devirerek Yeonjun'a baktı.

"Sadede gelir misin artık?"

"Yerlerini öğrendim. Tam olarak yaşadıkları yeri bilmesem de topluluklarıyla garip hir şeyler yaparken gördüm onları. "

Jisung hızla ayağa kalktı.

"Nerede gördün?"

Yeonjun biraz gergin görünüyordu. Nerede görmüş olabilirdi ki?

"Yasak olan bölgede. "

İşte tam o an olaylardan kopmuştum. Yıllar sonra orayı hatırlamak... Elbette her gün orada geçirdiğim zamanları düşünüyor olabilirdim ama eskide kalmıştı benim için orası. Hala o zamanki gibi güzeldi. Çiçeklerle kaplıydı her yeri. Kuru siyah toprakla değil. Masmaviydi gökyüzü , diğer yerler göre güneş daha çok parlardı orada eskiden . O yüzden benim için artık öyle hir yer yoktu. Anılarımda kalmıştı sadece.

"Ne diyorsunuz Prens Lee ? Gitmeli miyiz?"

"Ne ? Ah şey afedersiniz. Bence şimdilik gitmeyelim."

Pink Ribbon | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin