Final

962 234 115
                                    

Şebnem Ferah- Hoşçakal

Bu garip bir veda olacak çünkü aslında hep içimdesin.

Finali okudunuz tarihi alabilir miyim?

1 yıl sonra...

09.09.2022

Üç yüz altmış beş gün sonra ilk defa bir güne mutlu bir şekilde uyandım bu sabah. Mutluydum, çok mutlu!

Eski resimlerimize bakarken, birlikte yazdığımız defterimizi okurken ve hatta senin en sevdiğin şarkıyı dinlerken bile sürdü bu mutluluk.

Söz vermiştim bir kere, bugün ne olursa olsun mutlu kalacaktım. O gün sözümü tutup seni kurtaramadım ama bugün başaracaktım.

Üzerime her zamanki takım elbiselerden birisini giyinip saçlarımı düzelttim. Tıraş olup en güzel parfümümden sıktım. Nasılsa bugün çok şık olmalıydım değil mi?

Odadan çıkıp alt kata indim. Mutfaktan mis gibi kokular yayılmıştı eve. Gülizar Hanım yine döktürmüştü anlaşılan.

Sadece selam vermek için mutfak kapısına yaslandığımda hemen beni fark etti.
"Günaydın Pars Bey oğlum. Bak senin sevdiğin pişilerden yaptım. Babanız da son günlerde hiç bir şey yememenizden yakınıyor bari kahvaltı edin."

Gülümsedim. "Ellerine sağlık ablacım ama hiç aç değilim."
Kaşlarını çattı. "Sen ne zaman açsın ki?"

Ona bir cevap vermeden salona geçtim. Babam okuduğu gazetesini sehpaya bırakıp bana baktı. Sonra oturmam için gözüyle karşısındaki koltuğu işaret etti. Oflayarak dediğini yaptığımda günlük nasihatlerini sıralamaya başladı.

"Her şey yolunda mı? Tedaviyi aksatmıyorsun değil mi? Seni şirkette tekrar aramızda görmek istiyorum derken tam gün mesai yapmanı kast etmemiştim. Biraz dinlen böyle olmaz. Ayrıca ilaçlarını da içiyorsundur umarım. Geçen gün kendi gözlerimle gördüm çöpe attığını. Bugünkü randevun saat kaçta?"

Nihayet sustuğunda derin bir nefes aldım.
"Her şey yolunda. Tedavimi aksatmıyorum. Şirkette çalışmak beni yormuyor tam tersi enerji veriyor. İlaçlarımı içmiyorum çünkü hiç bir halta yaramıyor. Yaptığı tek şey beynimi uyuşturmak ve ben bunu istemiyorum. Bugünkü randevum bir saat sonra. Birazdan çıkacağım."
Bütün sorularına tek tek cevap verip sustum.

"O ilaçlar tedavinin bir parçası."

"Sen, doktorlarım, o yerin dibine batasıca ilaçlar... Hepinizin ortak hedefi bana Efla'yı unuttumak. Ama ben bunu yapmak istemiyorum. Yapmayacağım da!"

Sesim istemsizce yüksek çıkınca sakin kalmam gerektiğini hatırlattım kendime. Hiç değilse bugünlük. Sadece son kez bugünlük...

"Neyse baba böylesine bir günde seninle bu tartışmaları yapmayacağım."

Ayağa kalktığım sırada göz ucuyla takvime baktı. "Geldi demek o gün."

Evet gelmişti. Bugün katil olduğum günün ikinci yıl dönümüydü. Bugün Efla'nın birinci ölüm yıl dönümüydü. Bugün doğmamış bebeğimin ölüm yıl dönümüydü. Onu benden almak için böyle manidar bir tarih seçmişti. Kuzenini öldürdüğüm gün, karımı öldürmüştü.

FİZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin