Büyük Bir eve iki kişi sığabilen bir aile varmış bir oğul ile bir çiftci baba, baba genelde aksamları eve yorgun şekilde döner ve kalorifer dibindeki köşesine oturur oğlu ise yemeklerini hazırlar yerler ve sohbet ederler ama öyle güzel tabak tabaklar yemek ile değil.
Peynir ekmek desek doğru olabilir kelime anlamı ile gerçeği bu kadar benzediğini şahit olamazsınız, genelde böyle giderlermiş arada bir oğul bir şeyler dener mutfakta baktı tadı güzel ortaya sunarmış babada hiçbir zaman aramazmış oğul bu yönden artık gelişmiş yemekler yapabiliyor evini dibinden tırnağına temizliğini ele alabiliyor evin sorumluluğu yavaş yavaş artık oğula geçiyordu ama sadece iç düzen sözü hala geçmezmiş.
Bir gece yılbaşı gecesi baba geç gelmiş baba biraz sevmez öyle işleri ama oğlu severmiş
Baba gelmiş köşesine yorgun yorgun uzanmış oğluna seslenmiş
-kara kurbağa bir çay koyda içelim
O – hemennn , Diye esprili şekilde koşa koşa çay suyu koymuş ve yarım bıraktığı oyuna geri dönmüş.
Bir vakit geçtikten sonra çayı demlemek için mutfağa giden çocuk fark etmiş ki çay yok
Babasına
Baba çay yok para ver de alıp geleyim hemen bugün yılbaşı açık olur yerler
Demiş.
Babada cebindeki cüzdanını çıkartıp, içini açıp bakmış içerisinde sadece 20 TL varmış.
Boş ver çayı, suyu getir, 2 bardak getir, şekeri getir, ekmeğimizi de getir, şekerli su yapıp içeriz
Dediği gibi yapmış sofrayı hazırlayıp çaydanlığın üstünü bırakıp altındaki sıcak suyu getirmiş şekerli su yapıp o şekil bir yılbaşı geçirmişler ve sofrada babanın şu kelimeleri Çocuğu çok etkilemiş.
"Bak oğlum şu şeyi aklına lütfen oturt, yeri gelir kuru ekmekle karnımızı doyuruz yeri gelir paramız olmaz sadece şekerli su ile karnımızı doyuruz ama şunu unutma ki ben ölesiye kadar birbirimize destek olmak zorundayız sende anneni erken yaşta kaybettin bende ama sen benim gibi olmayacaksın sen büyüceksin adam olacaksın ben yaşlanacağım illa ki sen bu evi yöneteceksin diyeceksin Baba şunu yapmak zorundayız yapmazsak şu olur diyeceksin."
Diyerek oğlunun uzun saçlarını okşadı "seni sıpa seni saçları da yine uzatmış " diyerek gülüştüler
Ama o gece o çocuk o kadar derin düşüncelere daldı ki babasının o kelimelerini unutmamak için not aldı kenara koydu durmadan tekrar tekrar okudu.
Sonra kendine bir söz verdi.
"Benim İsmim Kerim Tunçay, Benim yaşadığım Sürece arkamda dağ gibi duran babamı kimse ezemeyecektir. Ve benim isimim olduğu noktada her zaman başarı olacaktır bunun sebebi ise arkamdaki dağ gururlanması sana söz veriyorum baba ben bir yol bulacağım ve seni o zorluk içinde çalıştığın noktadan kurtaracağım seni rahatlatacağım senin karşında saygısızlık yapamacaklar."
Diyerek uzun bir söz verdi daha lise kafasıyla
Yıllar geçti babasıyla tartıştı evden gitti geri geldi sonra durmadan oyun oynardı ya o çocuk hani "Kerim'den adam olmaz anca oyun oynar babasına saygısızlık yapar yazık o adamın haline "
Kelimelerini kullananlara karşıt gelerek
Babasıyla beraber iş kurdular geliştiler artık emindi o adamın sırtı yere gelmeyecekti belki babasında önce ölecekti hastalıklarından dolayı ama yine de emindi artık rahattı çünkü sözünü yerine getirmişti başarmıştı.
Başardığını surdan anlamıştı; babası sarma tütün içen öksüre öksüre ciğerini çıkartan bir insandı artık rahatlamıştı ki sıkışık değildi ki yeniden tekel sigarasını içmeye başlamıştı önceden sadece oğlunu düşünen aldığı şeyi kendisi de sevmesine rağmen önce oğlum yesin sonra ben kendime bakarım diye düşünen adam emindi ki onlardan bol bol alıp oğluyla karşı karşıya oturup eğlene eğlene vakit geçiriyorlardı.
Bazen bir değişiklik oluyor, oğul kalkıp babasının en sevdiği tatlı kadayıf tatlısından yarım kilo alır eve koyar. Sonrada kendisi tatlı sevmediği için babasının karşısına oturup onu izler.
Belki değişmişti artık kinini saklamıyor ve savunmasını en iyi şekilde yapıyordu ama bunu yapmak zorundaydı yoksa kendisini ve babasını koruyamıyacaktı.
Sonra gökyüzüne bakıp
"Benim ismim Kerim Tunçay, Ben istediğim zaman başarı ve gurur önümde diz çökecektir."
Diyerek bölümüne noktasını koyar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLDAŞ
Teen FictionUmudu kaybolan insanlara "Yoldaş" olmak için var olan bir kitap En az sizin kadar içi yanan bir yazardan.