Artemia! Kendine gel sen bir leydisin. Öyle istediğin zaman kimseye haber vermeden dışarı çıkamazsın. Düşesle benim ne kadar endişelendiğimizi görmüyor musun?
Alnımı sımsıcak dudaklarıyla öptükten sonra;
Bak kızım bir gün bu hayatta sadece kendi ayakların üzerinde durmak zorunda kalacaksın. Belki zorlandığın zamanlarda benle annen buralarda olmayacağız. Yine de kendi ayaklarının üstünde durmayacak mısın? Derslerini ekip, evden kaçarsan kendi ayaklarının üstünde durman çok zorlaşır. Senin zorlanmanı istemiyorum.
- anladım baba. Lütfen nasihat vermeyi kes!
-Senin iyiliğin için söylüyorum Artemia.
Babamla içeri geçip derslere devam ettik. Öğretmenimi mahcup ettiğim için önce ondan özür diledim.
Daha sonra öğretmenimle derslere daldık. Akşam derslerimi gözden geçirirken koridorda bir ses duydum.
- Baba...Baba. Babam kiminle konuşuyor acaba?
Siyah bir silüet gibi görünen bir adam vardı. Oldukça uzun, hatta heybetliydi. Babam onunla konuşurken sinirini bastırıyor ve konuşmalarını daha naif bir şekilde dile getiriyordu. Kapının arkasına geçip onları dinledim.
Adam babama;- Zepose Büyük Dükkalık olma peşinde fakat bunun için çok kan dökülecek farkındasın değil mi?
- Önemli değil. Kont William'ın batı cephesine sahip olmasındansa benim oraya hükmetmem daha iyi olur.
- Kont William oldukça becerikli ve aynı zamanda güçlü biri. Ünvanının onun yanında pek bir önemi yok biliyorsun.
- Kont bugüne kadar kendini geliştirmiş olsada hala krallığın altında kralın tebaası. Şu an kralla ben aynı taraftaysak bu pek bir sorun çıkarmamalı. Eminim kralda beni destekliyordur, öyle değil mi?
- elbette..elbette. Zepose büyük dükkalık olduğunda güzelce ödüllendirileceğinden emin olacağım.
Adam giderken yüzünü benim olduğum tarafa döndü. Beni görmüştü. Yaklaştıkça yüzü daha aydınlık oluyordu. Tanrım Bu Majesteleri Algean'dan başkası değildi.
Nefes nefese uyanmıştım. Artemia'nın çocukluğuna dair bir anısını görmüştüm. Kont William kimdi? Babam neden savaş açmıştı ki?
Atiam'a anlatmak için hızlıca hazırlandım.Atiam'la karşılıklı oturuyorduk. Tuhaf davrandığımı hissedip;
- Artemia, iyi misin? Dün gece bir anısına şahit olmuş gibi duruyorsun.
- Açıkçası Ati ben de bunu seninle konuşmak için acele ettim. Kont William'ın kim olduğunu bana söyleyebilir misin?
Ati elini çenesine koyup, gözlerini yukarı kaldırdı.
- Bir düşüneyim. Bahsettiğin umarım yıllar önce ihanetten ölen Kont William Blamir değildir.
- Tam olarak ondan bahsediyorum...sanırım.
- Neden sorduğunu anlamadım ama yıllar önce yani 15 yıl kadar önce babamız Arthur ve Kont William büyük bir savaşın içine girdiler. Biliyorsun bizim dükkalık sınırda değil ve bu bizim için bir tehdit unsuru. Bazıları babamızın sınırdan dolayı böyle bir savaş başlattığını söyledi ama asıl olay kont William'ın yasal olmayan ticaretler yapması ve krala karşı isyan başlatmayı planlamasıymış. O yüzden babamız savaşı kazandığında kahraman olarak ilan edildi. Kont William ise giyotinle idam edildi.
- Tanrım tüm ailesini öldürdüler mi?
- hayır eşini ve çocuklarını sınır dışı ettiler. Artık ülkemiz bireysel ceza veriyor. Eskiden bütün aile aynı cezayı alırdı fakat bu olaydan sonra böyle bir şey için kral kuralları değiştirdi. Gayet vicdanlı bir hareket.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLIĞIN KATİBESİ
FantasiaHiç bir kitabın içine düştüğünüzü hayal ettiniz mi bilmiyorum ama benim hayal etmeme gerek kalmadı. Normal bir aşk romanı da değildi. Şanslı olmadığımı biliyordum ama iblislerle dolu bir fantastik romana düşmek biraz fazla sanki? Neyse ki okuldaki e...