Jimin Soo Min'le vedalaşıp evden çıktığında Sang Hee'yi aradı.
"Evden çıktım."
"Oppa, seni özledim bir an önce gel. Kız şüphelendi mi?"
Jimin kaşlarını çatıp iç geçirdi.
"Bunu gerçekten önemsiyor musun?"
"Tabii ki. Oppamın yakalandığını görmek istemem."
Jimin telefonu kapatıp taksiye bindiğinde adresi söyledi ve arkasına yaslandı.
Yol boyunca olacakları düşünmekten kendini alıkoyamadı. Sang Hee ile tanıştığında çok daha küçüktü. Belki 10 yaşında falandı. Uzun zamandır birbirlerini görmemişlerdi. Sang Hee ondan 4 yaş büyüktü. Uzun zamandır cinsel hayatları olduğundan dolayı Jimin son zamanlarda ona noona demeyi bırakmıştı. Jimin Soo Min'den ayrıldıktan sonra barlarda takılmaya başlamıştı. Ve o gecelerden birinde, Jimin Sang Hee'yi tekrar görebilme fırsatı yakalamıştı. Konuşmaları ve eskiden bahsetmeleri uzadıkça konuşacak daha fazla şey ortaya çıkıyordu. Bar sahibi kapandığını söylediğinde ikisi de dışarı çıkmıştı. Sang Hee ona evine gelmesini söylediğinde Jimin reddetmemişti. Kısa süre sonra eve gitmişlerdi ama konuşmak yerine başka şeyler yapmışlardı. Jimin uyandığında pişmanlık duymamıştı. Kız da öyle.
Jimin onunla hiçbir zaman sevgili olmamıştı. Sadece takılıyorlardı. Duygusal bir bağ olmadan geceyi birlikte geçirip sabah Jimin o uyanmadan evden çıkıyordu. Fakat bu sefer farklı olmalıydı.
Jimin ona Soo Min'in onunla yaşayacağından bahsetmişti. Fakat hamile olduğunu söylememişti. Vereceği tepkiyi hayal ederken ensesini ovdu ve geldiği yere baktı. Çok yaklaşmıştı. Saatine baktı ve taksiciye gülümsedi.
"Ne kadar vermem gerekiyor?"
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - - - - - - - - - - - - - - -- -
Jimin taksiden inip karanlık yolların arasından geçip apartmana ulaştı. Sang Hee zengin değildi. Onun gibiydi tıpkı. Jimin gibi. Jimin apartmanın kapısını açtı ve Sang Hee'nin dairesine yaklaştı. Zili çalıp beklemeye başladı.
Sang Hee hızlı bir şekilde kapıyı açıp onu içeri çekti. Öpücükleri Jimin'in tiksinmesine neden olmuştu. Jimin nefes almak için kızı sertçe geri ittiğinde Sang Hee sordu.
"Bu da neydi?"
"Cinsel isteklerimi karşılamak için burda değilim."
Sang Hee kafasını yana eğip güldü.
"Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?"
Jimin içeri geçip mutfak sandalyesine oturdu. Sandalye onu rahatsız etmişti. Biraz kaykıldıktan sonra cevapladı.
"Buraya konuşmak için geldim. Ve inanman umrumda değil."
"Sana ne oluyor? Benimle son zamanlarda sevişmiyorsun bile. Sadece geliyor, oturuyor, yiyor, uyuyor, bakışıyor ve gidiyorsun. Yoksa o kıza tekrar mı aşık oldun?"
"Biz birbirimize aşık mıydık? Yoksa sadece sevişmek için mi buluşuyorduk?"
"Sevişirken sana bağlanmış olmam bir suç mu?"
Jimin sert bir ifadeyle ona baktı. Kız konuyu değiştirmek için sordu.
"Saç rengin açılmış. Boyadın mı?"
"Sang Hee buraya seni bir daha görmeyeceğimi söylemek için geldim."
Sang Hee elindeki bardağı düşürdüğünde çıkan sesle birlikte irkildi ve bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bencil (BTS- Jimin)
FanfictionJimin, Soo Min'in gözlerine bakıp gülümsedi. "Çok bencilsin." Soo Min kaşlarını çattı. "Benimle nasıl böyle konuşursun?" Jimin kızın alaycı tavrına aldırış etmeden elini kızın saçında gezdirdi. "Bana sürekli surat asıyorsun. Ben senin gülüşünü görm...