DİKKAT! Yetişkin öğeler içerebilir, hikayenin devamında olacaklar yaşınıza uygun olmayabilir bu nedenle okumadan önce iyi düşünün.
Üniversiteyi bitirdikten sonra birkaç ay yaşamak için Kore'ye gelmeyi başarmıştım ve buna inanamıyordum. Bts'e olan hayranlığım sayesinde evimdeyken Koreceyi bana yetecek kadar öğrenmiştim ve artık canlı yayınlarda Jimin'in söylediklerini anlayabiliyordum.
Ah Jimin...
Ne zaman telefonuma Vlive bildirimi gelse heyecanla tıklıyordum... eskiden dili bilmediğim için diğer üyelere biraz bakıp kapatırdım çünkü anlayamıyordum. Ancak dili bilmememe rağmen Jimin'i bir saat boyunca izlerdim...
Diğer üyeleri de çok sevsem de Jimin'in yeri benim için başkaydı. O kadar ki internette fanfiction hikayeler yazıyordum onunla ilgili... hem de oldukça ateşli hikayeler :) Bir gün Jimin onları görse ne olur diye bile düşünüyordum. Daha önce Jungkook'un bu tür videoları izleyen birini tanıdığını söylediğine şahit olmuştum bu yüzden bazen aklıma geliyordu.
Ne yazık ki buraya geleli iki ay olmasına rağmen Bts'le ilgili hiçbir etkinlik olmadığı için onları canlı olarak görme fırsatım olmamıştı. Ancak bir konserlerine katılana kadar geri dönmeye niyetim yoktu.
"Bugün eğlence parkına gitmemiz lazım!" diye ciyakladı Ash. Kore'de Korelilerle arkadaşlık kurmak biraz zor olduğundan yabancılarla arkadaşlık kuruyordum genelde. Kaldığımız geçici yurtta tanışmıştık Ash'le. Otel fiyatları malum olduğundan zaman geçirmek için en ekonomik yöntem buydu... burada işe girme gibi bir düşüncem oluşur muydu ilerde bilmiyordum.
"Neden gitmek zorundayız?" diye sorudum.
"Yakışıklı çocukların olduğu dans grubunu hatırlıyor musun?"
"MAZE mi?"
"Evet! Onlar bugün orada ünlü grupların dans coverlarını yapacaklarmış."
"O gruptaki sarışın çocukla hala görüşüyor musun sen?" diye sordum şüpheyle.
"Evet... o kadar tatlı kiii... "
"Ash, Kore'li erkeklerle birkaç kere başımız belaya girdi hatırlıyorsun değil mi?"
Grubun içinde bu odada en uzun süredir kalanlar bizdik ve ilk geldiğimizde tanıştığımız yakışıklı iki çocukla sinir bozucu bir olay yaşamıştık... özetlemek gerekirse çocuklar bizi "film izlemeye" götürmüşlerdi. Ancak biz oraların ne amaçla kullanıldığını o zamanlar bilmiyorduk. Sonumuz karakolda bitmişti ve maalesef çocuklar suçlanmamıştı bile. Neredeyse bize toplum ahlakına aykırı davrandığımız için ceza keseceklerdi.
"Bu çocuk öyle değil. Baksana o kadar masum ki bebek gibi." instagramdan açtığı bir resmi burnumun dibine dayadığında kolunu ittim.
"O kadar yakın yapınca göremiyorum ki."
"Şaşı oluyorsun ama " kahkaha attı. "Çok tatlıı."
Evet kısaca Ash her şeye çok tatlı diyor...
"Hadi Denise gidelim..." adımı ( Deniz) yabancı versiyonu gibi olan Denise şeklinde söylüyordu ve birkaç kere düzeltmeye çalışsam da artık pes etmiştim.
"İyi gidelim bari." dedim dolaptan giyecek bir şeyler çıkarırken.
"Okul üniforması gibi eteklerden giymemiz lazım." dedi
"Neden?"
"Konsept öyleymiş. Bana da Seonbin söyledi."
"Okul eteği gibi eteklerle rahat edebilecek miyiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIAS MI BİR GECE Mİ?
Hayran KurguBu hikaye profilimdeki Erkek Oyunu Maknae Line hikayesinin devamı niteliğindedir ancak ayrı da okunabilir. Yine de ayrıntılar için oradan buraya geçmenizi öneririm. Deniz Bts hayranlığı ve izlediği dramalar sayesinde Kore'de yaşamayı tecrübe etmek i...