birtanelerim, hikayemiz ağır ağır finale yaklaşıyor aslında... merak etmeyin 5 tane yeni kurgum daha var ererimiz için😭 uzun bir süredir bu sahneyi yazmak istiyordum ama kafamda bir türlü canlandıramıyordum. umarım beğenirsiniz.. hepinize iyi okumlar diliyorumm💕
Eren Jaeger, kendi evine döndüğü esnada saatler gece yarısını biraz geçmişti. Yorgun düşmüş, yaptığı uzun yolculuktan ötürü ağırlaşmış göz kapaklarını ılık bir duşla uykuya hazırlamak istiyordu. Böylece evinin kapısını araladı, kıyafetlerini çıkardı, duşa kabine girip musluğu sola doğru döndürdü. Tüm bu yaşadıklarından sonra sevdiği adamı görmeye ihtiyacı vardı. Ha, bir de kaçırıp durduğu şu derslerin notlarını almaya ve uzun soluklu bir ders çalışmaya, yoksa bu gidişle bu sene sınıfta kalacaktı...
Duşunun ardından nemli saçlarını hafifçe kurutmaya yeltendi, ancak sonra bu düşüncesinden vazgeçti. Daha önemli işleri olduğunu düşünüyordu. Hızlıca pijamasının üzerine bir sabahlık aldı ve nemli saçları omuzlarına dökülmüşken ayaklarına terliklerini geçirdi. Yan dairenin kapısını çaldığında gülümseyen bir yüz bekliyordu. Yahut sevdiği adamın kendisine sarılmasını... Geçen uzun bir süre arkasından beklentilerini düşürmeye karar verdi, şimdilik kapısının açıldığını görmek de yeterli olurdu. Ancak ne kapıyı açan vardı, ne de içeriden bir ses geliyordu.
Saksının altındaki anahtarı aldı ve sessizce kapıyı açtı. Bu sabah alelacele terk etmiş olduğu evin odalarını gezerken Levi'ı göremedi, bir süre daha gezinmesinin ardından kendisine seslenecekti ki hemen mutfak balkonunda yanan ufacık sarı bir ışığı ve ışığın havaya yayılan dumanını gördü. Sarı ışığı görmenin içinde yarattığı rahatlama azımsanacak gibi değildi aslında. Tatlı tatlı balkona ilerleyip sevgilisine arkadan sarıldığında onun bu anı ancak yeni yeni fark ettiğini gördü.
Levi'ın elindeki aromalı sigarayı içişini hemen arkasında şöyle bir seyretti. Onun yüz ifadelerini izledi ve geldiğini anlamasının arkasından hafif kasılmış kaslarının gevşemesine şahit oldu. Sağ elini önündeki bedenin sigarayı tutan sağ elinin üzerine koydu. Kemikli parmaklarını okşamasının ardından biraz da kendi yönlendirmesiyle içtiği şeyin tadına baktı, bu daha öncekilerden farklı bir aromaydı. Ve açıkçası farklı olan tek şey sigaranın tadı değildi, kendinden yaşça büyük bu adamda da bir farklılık seziyordu.
O şimdi alışık olmadığı bir düşünce bulutu içerisindeydi sanki, sanki çok fazla soru vardı kafasında ve cevapları bulurken zorlanıyordu. Ancak yaşadıkları şeyler sonrası hala hislerinden emin olmadığına ihtimal vermek Eren'i kaygılandırdı. Adamın bembeyaz, soğuk tenli boynuna ufak bir öpücük bıraktı Eren.
"Geldiğini anlamamı istiyorsun sanırsam, velet."
"Ahah, fark etseydiniz fena olmazdı."
Başını kendi boynu hizasında tutan gence doğru çevirdi yüzünü. Hemen ardında beline sarılmış olduğundan pek de zor olmamıştı. Gencin nemli saçlarına değen dudakları onu ürpertse de kulağına doğru fısıldadı.
"Eh, hoş geldin..."
Eren, gülümsemekle yetindi. Dudakları arasındaki sigaradan son bir nefes aldı. Sonra da balkon demirleri üzerinde keyifle söndürdü.
"Yılbaşında gerçekten bırakacağım şu illeti."
"Tch, zaten nasıl başlamıştın ki?"
"Sıkıcı bir hikaye..."
"Anlatsan dinlerim ama..."
"Onun yerine kafanızdaki gerçek soru işaretlerini giderebilecek bir şeyler anlatabilirim, dilerseniz."
"Nasıl-".
"Bugün eve gelen o kişiyi hatırlıyorsunuz değil mi? Ancak büyük ihtimalle sandığınız gibi değil. Yani o kişi benim-"
Önündeki bedenin kendine doğru döndüğünü hissetti. Oysa yeşil gözlü gencin gözleri kapalıydı, zor bir durumu izah etmeye çalışıyordu zira.
"Eren, inan bana aklımdaki şeyler bununla alakalı değildi. Yaşadığın ya da yaşayacağın her şeyi bana anlatmak zorunda değilsin. Ben sana güveniyorum. Paylaşmak istediğin şeyler olursa dinlerim ama şu anki durumda böyle kalsak daha iyi. Bilmiyorum, başım dön- ağrıyor biraz."
Eren daha fazla konuşmadı. Yalnızca sevdiği adamın hoşlandığı kokusunu içine çekti ve kafasını salladı. Evet, şimdilik böyle olmalıydı. Şimdilik, onun bu kafa karışıklığı yaşadığı halinde onu dinlemeliydi, sonradan tekrardan konuşabileceklerine inanıyordu. Kendine doğru dönmüş adama karşı yaramazca omuz silkti.
"Öpsene beni."
Levi güldü. Ama kırmadı genç adamı. Onu sert, duygu dolu bir öpücüğe boğdu. Eren ise Levi tarafından öpülmenin tadını çıkarmaya çalıştı. Bir yerde tüm dikkatinin kendisi ve dudakları üzerinde olmadığını hissediyordu bu da onu biraz hırçınlaştırdı.
Daha önce hiç yapmamış olsa da o yoğun öpüşmelerinin ortasında Levi'ın ağzına doğru inledi. Bu hissi doğru düzgün deneyimleyememiş Levi, bu farklılıktan oldukça etkilendi. Gencin tüm bu hareketlerine alışmaya çabalııyordu. Yine de hala kendisini şaşırtıyordu...
Tek bir hamle ile onu evin içerisine doğru ittirdi. Mutfak masasının üzerinde devam eden sevişmeleri esnasında ikisinin de tüm dikkati birbiri üzerindeydi şimdi.
Belki de Levi, çözümü her atağı sonrası birkaç dal sigara içmek yerine birkaç kez Eren ile sevişerek değiştirmeliydi...
sadece son bir şey söylemek istiyorum:
yashiro beni çok üzüyorsun ama güzelim:'(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cognitive Impairment
ФанфикEren, tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisiydi ve komşusu Levi, kognitif bozukluğu olan biriydi. (Ereri-Riren)