Nefes almaya çalışırken bütün kemiklerimin kırıldığını düşündüm. Bağırış sesleri vardı, duyuyordum ama tepki veremiyordum. Kelimeleri çözemiyordum.
Bedenimi kıpırdatmak istiyordum tepki vermek ancak hissetmiyorum. Bedenimi hissetmiyorum.
Bilincim beni terk ederken tanıdık ama çözemediğim koku burnuma doldu. Bu kokuyu tanıyorum.
***
Duyduğum tek şey bir makine sesiydi. Kalp atışlarına benzer ses çıkartıyordu. Hastane kokusunu alabiliyordum. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ancak ne kadar uğraşsam da açılmıyordu. Elimi kıpırdatmaya çalıştım.Hiç bir yerimi kıpırdatamıyorum. Bu canımı sıkmaya başladığında konuşmaya çalıştım.
Ağzımı açmayı başardığımda sevinmiştim. "Ne-olu-yor?" sesim kısık çıkmıştı. Heryerimin tutulduğunu hissediyorum.
Yavaş yavaş ellerimi hissetmeye başladığımda gözlerimi açtım. Görebiliyordum ancak heryer bulanıktı. Sanki heryeri sis kaplamıştı.
Konuşmaya çalışıyordum ancak konuşamıyordum. Bir yüz görüş alanıma girdiğinde yüzü tanıyabilmiştim. Bulanık görsem de bu yüz Uğur'a aitti.
"Gözlerini açtı! Tepki verdi! Doktor!" diye bağırdığında gözlerimden yaş süzüldü. Beni önemsiyordu. Beni önemseyen bir insan vardı.
Yüzünü bana yakınlaştırdı ve yanaklarımı öpmeye başladı. Bir damla yanağıma düştüğünde şaşırdım. Bu göz yaşı bana ait değildi. O'na aitti. Ağlıyordu. Neden ağlıyordu?
Makineden daha hızlı kalp atış sesi geldiğinde utandım. Neden kalp atışlarım hızlanmıştı?
"İyi olacaksın. Yanındayım." deyip geri çekildiğinde artık gözlerimde ki sis kalkmıştı. Net görebiliyordum.
Bir hemşire odaya girdiğinde yüzü asık bir şekilde konuştu. "Doktor sizi görmek istiyor beyfendi." dedi ve bana bakıp gitti.
"Ben hemen geliyorum." dedi Uğur ve odadan çıktı. Yattığım yerden doğrulduğumda kalp atışlarımı gösteren makineye baka kaldım.
İçeriye birkaç hemşire girdi ve yürüyen yatak ile beni bir yere götürmeye başladı. İçimi korku kaplarken konuşmaya çalıştım. Ancak bütün çabalarıma rağmen sesimi duyuramıyordum.
Bir odaya geldiğimizde burasının hasta odası olduğunu gördüm. Demin yoğun bakımdaydım ozaman. Burası ise normal bir hasta odasıydı.
Beni yatağa yatırıp serumumu değiştirdiler ve odadan çıktılar. Gözlerimi yumup bana ne olduğunu düşünmeye başladım. En son bana bir şey çarpmıştı. Galiba bir arabaydı bu. Bir insan olamazdı.
Odaya birisinin girmesi ile gözlerimi açtım. Uğur idi. Ancak ağlıyordu. Demin beni öperken de ağlıyordu. Ancak bu sefer kötü bir şey hissediyordum.
Neden ağlıyordu? Sormayı o kadar çok istiyordum ki. Konuşmak için kendimi zorladım ve evet bir kelime edebildim.
"Uğur?" dedim. Sesim çok yüksek çıkmamıştı ama duymuştu. Bana baktığında hala ağlıyordu.
"Ne-de-n ağlı-y-orsun?" sesim kesik kesik çıkıyordu. Ağlaması şiddetlenirken kaşlarım çatıldı. Artık elimi, boyunumu, kolumu hissediyordum. Ayaklarımı da oynatmaya çalıştım. Ancak ayaklarım oynamıyordu.
"Seni kaybetmek istemiyorum." dediğinde sinirlendim. Ne oluyordu?
"Uğur ben iyiyim. Kalkmama yardım et. Hatta turp gibiyim. Sadece ayaklarımı hissetmiyorum." dediğimde yumruklarını sıktı. Artık hıçkırarak ağlıyordu. İlk kez bir erkeği ağlarken görüyordum.
Odaya doktor girdiğinde bir açıklama bekliyordum. Hemde hemen!
"Doktor bey neden ben buradayım hala? Kendimi iyi hissediyorum." dedim. Konuşmamda yerine oturmuştu.
Doktor asık suratıyla soruma cevap verdi. "Artık ayaklarınızın üzerine basamayacaksınız. Tekerlekli sandalye ile yaşamaya devam edeceksiniz." dediğinde şaşkınlıktan olduğum yere çakılmıştım. Göz yaşları gözlerime hücum etmeye başladı.
Doktor odadan çıktığında Uğur'a baktım.
"Ben ne yapacağım şimdi Uğur? Kardeşlerime nasıl bakacağım? Nasıl özgür olacağım? Yardım et Uğur!" diye konuştum.
Uğur yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Bende kollarımı sıkıca O'na sardım. Kolları güven kokuyordu.
"İyi olacaksın. Ben yanındayım." dedi ve dudaklarımızı birleştirdi. Bu sefer bende karşılık veriyordum. Bu sefer bende istiyordum O dudakları. Bu sefer kalbim bir erkek için atıyordu.
Bu sefer bir erkeğe güveniyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Genel KurguHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.