"Eee bugün de pazar ya salak!" Sonra kafasına tokat yemişti. "Of o bana en son attığı fotoğraftan beri kendime gelemiyorum ya. Ne yapıcam ben?" Ağlar gibi söyledi Heeseung. Niki hyungunun bu haline kahkaha attı. "sadece gidip onun üstüne atlamamaya çalışacaksın tamam mı? Bu arada Jake feminen mi giyiniyormuş ya?"
Niki'nin kafasına vurdu Heeseung. "Sana ne lan. Bak nimetime göz dikersen keserim götünü. Benim o." Gözlerini devirdi Niki. "Ya benim Sunoo'm varken ne yapayım Jake'i?" Heeseung arkadaşının haklı olduğunu düşündü. "Doğru diyon lan. Ayh dur benim hazırlanmam gerek." Heeseung heyecanla kalktı ve gidip dolabını açtı. Niki hyungunun tarzının çok kötü olduğunu biliyordu bu yüzden yanına gidip onu ittirdi.
"Ben seçeyim şimdi sen çuval giyip gidersin falan. " Gözlerini devirdi Heeseung. Tarzı Niki'den kat kat güzeldi ama kendisinden küçük olan bunu asla kabul etmiyordu. Heeseung'ı şaşırtacak bir şey yaparak güzel bir kombin bulmuştu Niki. Heeseung giyince ikisi de beğenmişti bu kombini.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Heeseung aynada kendini bir kez daha süzdü ve kendine göz kırptı. "Bugün yine mükemmelsin Heeseung. Tavlayacaksın Jake'i, okey!?" Niki onun bu haline bugün kaç milyonuncu kez göz devirmişti. "Ay neyse ayol ben gidiyorum. Neydi? Ha Jake'i duvarla arama alıp üstüne eğilce-"
"Sus hyung lütfen sus dinlemek istemiyorum ÖAMZÖAÖXLWÖMFF" Heeseung da güldü. "Taam ben gidiom. Bakın sunoo'yla yiyişirseniz ben gelene kadar sürmesin döverim." Niki kafasını salladı ve dışarı doğru itti onu. Heeseung ona ters ters bakarak kapıya gitti ve ayakkabılarını giydi.
Evden çıktı ve tabiri caizse uçarak (QŞZÇQİZÖQİDÖŞWFLŞD) gitmeye başladı. Kısa bir süre içerisinde gelmişti. Çünkü evleri o kadar da uzak değildi birbirlerine. Ama tabii ki Jake bunu bilmiyordu.
Gelmişti kafeye. Tekrardan aynı kafede buluşmak istemişti Jake ve Heeseung da onu kırmamıştı. Geldiğinde Jake'in zaten kafede olduğunu ve gülerek telefonuna baktığını görmüştü. Anlık olduğu yerde durdu. Neye gülüyordu? Umursamamaya çalıştı. Yüzüne biraz önceki gülümsemesini yerleştirerek karşısına oturdu gidip.
Jake gülümseyerek ona "Selam. Bak ne gördüm! Çok komik!" Dedi ve Heeseung'ın konuşmasına izin bile vermeden videoyu gösterdi. Heeseung da izleyince güldü. Kedi kafasına kavanozu sıkıltırmıştı ve çıkaramıyordu bu da onu tatlı gösteriyordu.
"Sen buna mı gülümsüyordun?"
"Evet! Çok şirin."
Heeseung da karşısındaki çocuğa gülümsedi. O da tatlıydı. "Sen de tatlısın Jake." Jake anlık donup kalmıştı. Bir süre Heeseung'ın dediklerini idrak etmeye çalıştı. Sonra ise anında yanakları kıpkırmızı olmuştu. "N-ne? Saçmalama!" Deyip güldü utançla. "Öylesin Jake. Çok güzelsin..."
###
"YA JAKE! OF BAŞIMIN BELASI GEL!"
Jake kahkaha atarak büyüğünün yanına gitti. "Heeseung~ bağırma bana!" Dudaklarını büzüp söyledi. Heeseung bir süre öylece dudaklarına baktı. Sonra ise gözlerini kaçırıp dudaklarını yaladı ve Jake'e geri döndü. "Tamam, kızmıyorum. Nasıl yemek yapmayı bilmezsin? Evimin hanımı olamazsın böyle!"
Ne dediğini hatırlayınca gözlerini büyüttü. Kafeden ayrıldıktan sonra Jake'i evine getirmişti ve onu test etmek için yemek yapmasını istemişti. Ama Jake de yemek yapmayı bilmediğini söylemişti.
"YA SENİN İÇİN YEMEK YAPMAYI ÖĞRENECEĞİM İŞTE! AMA ÖĞRETMEN GEREK!" İkisi de güldü. "Bu arada o kasları nasıl yaptın ya? Ben 3 yıldır spor yapıyorum kas yapamadım!" Diye isyan etti Jake. Onu süzüp sırıttı Heeseung. "Senin gibi bücürler spor yapsa da işe yaramaz."
Jake gözlerini devirdi. "Senin uzun olman benim suçum değil tamam mı!?" "Tamam!" Heeseung güldü yeniden ve Jake'in üstüne eğildi. Jake panikle geri gitti. "Merak etme yemeyeceğim seni," 'Şuanlık' dedi içinden. "Yemek yapmayı öğreteceğim için malzemeleri almam lazım ve malzemeler de arkandaki dolapta."
Bölüm geciktiği için sorry aşkolar ama bugün sınav oldum matematikten bok gibi geçti ya bir de bi çocuğun benden hoşlandığını öğrendim tam bok oldu ಥ╭╮ಥ
