( Katrina ve Robert satranç oynamaktadır )
Robert - hadi ama Katy , daha ne kadar bekleyeceğim ?
Katrina - ( bir hamle yapar ) düşünmem gerekiyor Rob . Benim plansız hareket etmeyeceğimi biliyorsun .
Robert - evet , çok iyi biliyorum . Sen de benim bu oyunda ne kadar usta olduğumu biliyorsun ( Bir hamle yapar ) Ve seni mat edeceğimi de , tıpkı daha önce olduğu gibi . ( Güler )
Katrina - ( güler ) Ah, Tanrım . Biliyorum Rob . Ama hiç değilse sadece deneyebilirim .
Robert - vay canına . Büyük risk alıyorsun Katy
Katrina - hayattaki en şahane şey risk almaktır ( bir hamle yapar )
Robert - aferin , bir şeyler öğrenmişsin ( bu sırada telefon çalar Robert kalkıp telefonu açar güvenlik bir şeyler söyler )
Robert - tamam geliyoruz hemen
Katrina - neler oluyor Rob ?
Robert - inşaatta bir kaza olmuş . Rahip 3. Kata demir taşırken ayağı takılıp aşağı uçmuş ve demir bacağına düşmüş . Revirdeler şimdi
Katrina - aman Tanrım . Hemen gidelim ( asansöre binip revire giderler. Rahip yatmaktadır . )
Katrina - durumu nasıl doktor ?
Doktor - belini incitmiş ve sağ ayağı kırılmış , alçıya aldık . Gerçekten şanslıymış ki yerdeki kumun üzerine düşmüş .
Katrina - iyi olacak değil mi ?
Doktor - umarım ama sandığın kadar kötü değil . Dayanıklı bir yapısı var , dinlensin ayağının üstüne basmasın , zamanla iyileşir .
Katrina - pekala . Teşekkürler ( rahibin yanına gider )
Katrina - rahip iyi misin ?
Rahip - iyiyim merak etme . Elimde Demir parçaları vardı giderken ayağım yerdeki taşa takıldı fark etmemişim , aşağı düştüm yerdeki kum yığını olmasaydı ölebilirdim ucuz yırttım . Sağ ayağım kırılmış ve belimi incitmişim .
Katrina - aman Tanrım. özür dilerim ben senin yaşında birini baştan bir oraya göndermemeliydim.
Rahip – hayır katy . Lütfen özür dileme Tanrı böyle olmasını istediği için böyle oldu kendini suçlama.
Katrina - hayır rahip , benim yüzümden oldu ne de olsa insan her zaman biraz suçludur
Rahip - bu durumda ben de suçluyum. Katy sen beni oraya sağlığım için gönderdin hareket etmem gerektiğini söyleyen doktoru dinledin kendini suçlama. Şimdi başını kaldır ve dostlarıma iyi olduğumu söyle.
Katrina – peki. ( Ayağa kalkar kapıya yönelir ) teşekkür ederim rahip (rahip gülümser ve Katrina dışarı çıkar. Robert dışarıda mahkumların yanındadır , Katrina gelir. )
Katrina - Beyler , merak etmeyin rahip iyi . sadece sağ ayağı kırılmış ve belini incitmiş.
Steven – ne? Merak etmeyin mi ? O ölebilirdi
Katrina - ama ölmedi
Steven - ama ölebilirdi. 3. Kattan düştü yerdik kum yığını olmasaydı belki de ....
Katrina - evet , ama ölmedi. Eğer ölseydi o zaman gereğini yapardık. Bu benim suçum değil rahip dikkatli olsaydı, gözünün önüne baksaydı hiçbir şey olmazdı.
Steven - ölme ihtimali olan adam mı suçlu ? Senin suçun değil öyle mi ? Lanet olası onu oraya gönderen sensin !
Katrina - bana sesini yükseltme çaylak ! Yoksa o ses tellerini koparırım !
( Steven Katrina ya doğru yürür ve yakınlaşıp burun buruna gelirler , birbirlerini öfke ile bakmaktadırlar . )
Steven - kopar da görelim !
(Jane çok korkmuştur silah patlamıştır ve Jane gözünü açtığında Harry yerde kanlar içinde yatmaktadır. Charlie Harry i uzaktan dürbünle izlemiş ve Ateş edip onu vurmuştur. )
Jason - jane , iyi misin ? Tamam korkma geçti
Jane – Harry ... O .. o ölüyor !
Harry – ( can çekişmektedir) yardım edin , lütfen ...
Jason – şşş sakin ol geçti artık sana zarar veremeyecek.
Jane – bay Jason ! Ben ... Ben .... ( Bayılır . Jason onu arabaya bindirir. Charlie arabaya biner ve kızı eve götürür. Jason yerdeki silahı alır ve kanlar içinde yatıp can çekişen Harry e bakar . )
Harry – lütfen! Yalvarırım beni öldürmeyin . Ölmek istemiyorum.
Jason – ( ağaca yaslanır ve Bir sigara yakar ) ben de seni öldürmek istemiyorum ama sen kendin kaşındın.
Harry – yalvarırım bay Jason ! Lütfen yapmayın. Söz veriyorum buradan çeker giderim. Bir daha beni görmezsiniz.
Jason - evet bunu biliyorum. Seni bir daha görmeyiz , çünkü gebereceksin.
Harry – yalvarırım ... Lütfen .....
( Jason Harry nin kafasına iki el ateş eder ve onu öldürür. İçtiği sigaranın izmaritini yere atıp ayağı ile ezerek söndürür ve Harry nin üzerine tükürür . İleride onu bekleyen araca doğru yürür ve binip gider. )
Steven – hadi , koparsana dilimi . ( Alay ederek güler ) bana hiçbir şey yapamaz !
Katrina – yaparım. Öyle şeyler yaparım ki .... Henüz yenisin ilk günden bana kendini öldürme hücrene git !
Robert – Katirna sakin ol lütfen . Sen de defol çaylak !
Steven - onunla konuşuyorum , def olması gereken biri varsa o da sensin .
Robert- ( sinirlidir ) senin kafanı kopartırım . Hemen git burdan !
Steven - hiçbir yere gitmiyorum ! Bana emir veremezsin , senin kölen değilim !
Katrina - sen bana karşı mı geliyorsun çaylak ? Emrediyorum !
Steven - evet karşı geliyorum. Senin de kurallarının da emirlerinin de canı cehenneme !
Katrina – ( çok öfkelenmiştir , derin bir nefes alır ve sakin kalmaya çalışarak) yat yere !
( Bağırır ) Sana yere yat dedim ! 100 şınav çekeceksin
Steven – ( alay edercesine Güler ) beni bununla mı cezalandırıyorsun ?
Katrina – 200
Steven - hadi ama yapabileceğimi biliyorsun . Beni böyle çocuk oyuncağı ile mi terbiye edeceksin ?
Katrina – 300 . Eğer çeneni kapatıp dediğini yapmazsan sabaha kadar sayarım. Şimdi daha fazla yorulmak istemiyorsan yat yere.
( Stephen yere yatar ve hızla şınav çekmeye başlar )
Katrina - kaç oldu ?
Steven – 25.
Katrina – tekrar başlayacaksın , ben sana komut vermedim .
( Steven ters ters bakıp tekrar şınav çekmeye başlar . )
Katrina – hala komut vermedim çaylak , sayılmaz baştan başlarsın .
Steven – sabaha kadar seni bekleyecek değilim , hadi artık .
Katrina – beklemeni istiyorsam bekleyeceksin çaylak . Şimdi başla
( Steven hızlı hızlı şınav çekmeye başlar )
Katrina – kaç oldu ?
Steven – 18
Katrina - ben 16 saydım , bu durumda baştan başlamak zorundasın
( terrs ters bakar ve tekrar şınav çekmeye başlar Katrina sayar )
Katrina – 1 2 3 4 5 6 7 . Robert bi su alabilir miyim ? Kaçta kaldın çaylak ?
Steven – 7 de kaldın .
Katrina – hımm ben pek emin değilim , tekrar başla . ( Robert bi şişe su getirir , Steven şınav çekmektedir ) Sana başlamanı söylemedim çaylak !
Steven – Az önce tekrar başlayacaksın dedin ya !
Katrina – evet ama komut vermedim. Şimdi tekrar başla . 1 2 3 4 4 4 4 5 6 7 5 6 7 7 8 8 9 10 11 11 12
Steven - saymayı bilmiyor musun sen ?
Katrina – canım böyle istedi 300 şınav çekmek zorundasın . ( Katrina Robert e başıyla işaret eder. Robert elinde tuğlalarla gelir ve Steven ın sırtına koyar . )
Steven – ne yapıyorsun sen ?
Robert – ağırlık. Merak etme senin gibi adamlar için çok hafif gelir ne de olsa çocuk oyuncağı öyle değil mi ?
Katrina - evet çaylak bu durumda tekrar başlamalısın.
Steven – Benimle oynuyorsun ama istediğini yapmayacağım.
Katrina – Başla öyleyse .
( Jadon eve gelmiştir , içeri girer Jane koltukta yatmaktadır , gözlerini açar. )
Jason – Jane ! İyi misin ?
Jane – bay Jason ! İyiyim ne oldu bana ? ( Olanları hatırlar ) Harry ! Harry nerede ? ( Birden yerinden doğrulur )
Jason – sakin ol Jane . Lütfen. Bak ... Harry öldü .
Jane – onu sen öldürdün ! Aman Tanrım . Biz ... Onu öylece bıraktık öldürdük katil olduk ...
Jason – Jane ! Kendine gel , olması gereken oldu . ( Jane telaş yapar bağırır , jason ona tokat atar )
Kendine gel dedim ! O hakkettiğini yaşadı ve öldü. Senin hiçbir suçun yok , merak etme kimse görmedi , hiç kimsenin haberi yok , bilmeyecekler de .
Jane - biz çok kötü bir şey yaptık . O artık siz onu öldürdünüz ve ben buna göz yumdum . Benim yüzümden bir insan öldü , bir cinayet işlendi .
Jason – ne sandın ki ? ( Sinirlenir bağırır ) benim yaşlı kendi halinde biri olduğumu mu ? Sakın görünüşe aldanma görünüşte herkes insandır demiş edgar Allen poe . Benim gibilerin neler yapabileceğini tahmin edemezsin tahmin etsem bile yapacaklarının önüne geçemezsin . Evet bende bir insanım ama görünüşte , beni daha fazla sinirlendirme. Şimdi sakinler toparlan sana bir oda ayarlasın lan burada kal .
Jane – eski kocamı gözümün önünde öldürdünüz. Beni kurtardınız evet , ama yine de bir cinayet işlediniz . Size teşekkür etmemi mi bekliyorsunuz ?
Jason – senden teşekkür falan beklemiyorum . Bunun için hiçbir şey yapmadım yapmam da . Bana oğlumun emanetisin Oğlumun başına gelen şeylerin sebebi beni dinlememesiydi. Eğer onun gibi hatta daha kötü şekilde geberip gitmek istediğini söyleseydin o herif öldürmezdim. Ama sen yine gidip öyle birini bulur başına bela alırsan istediğin şekilde ölebilirsin . İstersen bunu senin için yaparım. Tanıdığım kiralık katiller belalı adamlar var . ( Jane sessiz kalır. ) İstemiyor musun ? Öyleyse Kapa çeneni sana dediğimi yap.
( Katrina saymaktadır , Steven sırtında tuğlalarla yorgun bir şekilde şınav çekmektedir. )
Katrina – 127 , 128 129 130 . Bekle biraz nefes almalıyım . Lavaboya gidip yüzümü yıkayacağım
Steven - sırtında tuğlalarla saatlerdir şınav çeken benim sen ne yaptın da yoruldun ?
Katrina - seni izlemek yeterince yorucu çaylak . Dua et kaçta kaldığımı unutmayayım kendini düşün bence.
Steven - evet haklısın. Biraz balık hafızalı sın galiba sürekli unuttuğuna göre .
Robert - yanılıyorsun çaylak , aksine hafızası çok güçlüdür. Katy bu konuda çok iyi
Steven - sana söylemedim
Robert – biliyorum
Steven - öyle mi ? O halde neden sen cevap veriyorsun ? Sen onun avukatı misin ?
Robert - avukat olsan burada ne işim var ? Neden maaşlı bir güvenlik şefi olayım ki ?
Katrina - sen bunları düşüneceğine kendi haline bak çaylak . ( Katrina arkasını dönüp gider )
Steven - ne varmış halimde ? Eğer baban gibi sakat kalmamdan korkuyorsan merak etme ben dayanıklıyım . ( Katrina çok sinirlenir ve beni silvan'a yaklaşır )
Steven - ne oldu haksız mıyım ? Baban sakat bir bunak değil mi ?
( Katrina Steven a kafa atar yakasından tutar )
Katrina - bir daha babam hakkında böyle konuşursan seni o inşaata gömerim. Tabii kıçına Demir kazıkları soktuktan sonra.
Steven – ( katrina yı iter ) seni lanet olası fahişe. Bana böyle davranamazsın.
Katrina – öyle mi ? Buranın da içindekilerinin de tapusu bana ait. İstediğimi yaparım. Kapa çeneni seni öldürmediğim için şükret.
Steven – asil sen kadın olduğun için şükret. Seni parçalara ayırırdım .
Robert – hey hey . Sözlerine dikkat et . Benimle geliyorsun küçük ucube .
Katrina - Rob götür şunu hücresine at . Elimde kalacak
( Robert Steven ı kolundan tutar ve hücreye götürüp kilitler )
Steven – Hey ! Bana böyle davranamazsın . Çıkar beni buradan lanet olası !
Robert - eğer sesini kesmezsen Katrina nın elinden seni kimse alamaz. Kapa çeneni şimdi ve hücrenin tadını çıkar çaylak . Belki akıllanırsın biraz .
( Katrina dışarıda sigara içmektedir Robert yanına gider )
Robert - iyi misin ?
Katrina – o piçi öldürmeliyim . Babası da oğlu da yaşamayı hak etmiyor.
Robert - haklısın ama Fred amca için sabretmeliyiz. O bize böyle öğretmedi , ne olursa olsun kötü insanlar değiliz.
Katrina - zaten her şeye babam için katlanıyorum. Onun için tutunuyorum bu hayata . ( İzmariti fırlatır ) her neyse ben gidiyorum Rob. Burası sana emanet .
Robert - tamam merak etme . güle güle Katy .
( Katrina arabaya biner ve eve gider. Fred komşunun çocuğunu parktan getirmiştir . )
Fred - annen gelene kadar biz de bir şeyler atıştıralım. Sandviç veya makarna ne istersin ?
Çocuk - fark etmez fred amca
Fred- öyleyse ... Pizza sipariş verelim mi ben de uzun zamandır yemiyorum
Çocuk - evet olur yanında kola da içelim ama.
Fred – ( güler ) pekala ben siparişi vereyim . ( Bu sırada çocuk thomas evi Gezer )
Thomas – Fred amca ! Katy ablanın çocukluk fotoğrafları yok mu ?
Fred – hayır yok . Neden sordun ?
Thomas - evde hep ikinizin şimdiki fotoğrafları var . Merak ettim
Fred – haklısın . Aslında vardı ama tekne kazası yaptığımızda fotoğraf albümümüz de yok oldu .
Thomas - özür dilerim sizi üzdüm galiba
Fred – aaa hayır özür dilemene gerek yok ufaklık . Sadece duygulandım hatıralar aklıma geldi. Hatıralar kalbi deler çünkü . ( Thomas Fred e yaklaşır ve yanağından öpüp
Thomas – üzülme fred amca . Benimle bir sürü fotoğraf çekilebilirsin istersen .
Fred – ( güler ) teşekkürler küçük adam . ( Bu sırada Katrina gelir .)
Katrina – merhaba baba. Merhaba Thomas, ( çocuk koşup sarılır ) neler yapıyorsunuz bakalım ?
Thomas – iyiyim . Fred amca beni parktan aldı şimdi de pizza yiyeceğiz.
Katrina – hımm. Ben de size eşlik edebilir miyim ?
Thomas – elbette . Fred amca pizzaların hepsini yemezse sana da birazcık verir.
Fred – hey ! Ben o kadar obur biri değilim . Asıl ona söyle Katy bir oturuşta 3 pizza yiyebilir
Katrina – baba lütfen . Sadece bir kaç dilim yiyorum .
Fred – ( güler ) merak etmeyin fazladan sipariş verdim. Sen de ellerini yıka üzerini değiştirip gel Katy.
Katrina – pekala. Sen fred amcanla otur ufaklık.
Thomas – çabuk gel Katy abla . Pizza gelince soğumasın..
Katrina – tamam ben gelene kadar hepsini yemeyin . ( Güler )
( Katrina odasında üzerini değiştirip gelir )
Katrina – Thomas nerede ?
Fred – lavaboya gitti gelir birazdan.
Katrina – pekala o zamana kadar sofrayı hazırlayayım .
Fred – eee . Günün nasıl geçti ?
Katrina – fena sayılmaz. Aslında bakarsan ... Rahip inşaattan düştü ve ayağını kırdı.
Fred – aman Tanrım . Durumu nasıl peki ?
Katrina – ayağı kırık ve beli incinmiş. İyi olduğunu söylüyor ama dinlenmesi lazım
Fred - umarım iyileşir en kısa zamanda ayağa kalkar . Peki başka bir şey oldu mu ?
Katrina - ne gibi bir şey ?
Fred – bilmem hafızanı biraz yokla belki bir şeyler olmuştur .
Katrina – ne demek istiyorsun Baba ? ne olmuş olabilir ki ?
Fred – ( elindeki tabağı sertçe masaya bırakır ) sen ne demek istediğimi çok iyi biliyorsun . Leş gibi içki ve sigara kokuyorsun .
Katrina - canım çekti sadece . Ne var bunda biraz içtim !
Fred – yalan söyleme bana Katy ! Ne oluyor ? Sen böyle değildin !
Katrina – Bir şey olduğu yok baba , nerden çıkarıyorsun bunu ?
Fred – Evet var. Sen sadece çok sinirlendiğinde ve üzüldüğünde içersin !
Katrina – Demek ki yanlış biliyorsun baba arada içiyorum.
Fred – yalan söylemeyi kes kızımı benden daha iyi tanıyamazsın !
Katrina – bence o kadar emin olma baba. Ben Jason ve oğlu hayatımıza girdiğinden beri kendimi çok iyi tanıyorum . Sen de tanısan iyi olur baba .
Fred - yanlış tanıyorsun kendini . Katy bunları seninle daha önce konuştuk. Böyle yapman hem sana hem de bize zarar veriyor görmüyor musun ? Geçmiş unut ! Yargılama kızım çünkü artık hiçbirimiz orada yaşamıyoruz . Bak bebeğim Dostoyevski nin de dediği gibi “ bir iple intihar da edebilirsin salıncak da kurabilirsin . Hayatın ipleri senin elinde !
Katrina – peki ya ben o iple birilerini asarsam ? ( Fred Katrina ya şaşkınca bajar bu sırada Thomas gelir)
Thomas – Fred amca ellerimi yıkarken ıslandı ama ben çıkartıp tişörtümü giydim. ( Kapı çalar ) Heyy pizzalar geldi .
Katrina – hadi koşup alalım
( Fred Katrina ya şaşkınca bakmakta kızının tuhaf davranışlarından korkmaktadır .
Jason evde yemek masasına oturur Jane gelir . )
Jason – Yerleştin mi ?
Jane – evet . Bay Jason ... Teşekkürler
Jason – sana söyledim . Teşekküre gerek yok.
Jane – öyleyse özür dilerim.
Jason – neden ?
Jane - sabah söylediklerim için .
Jason – bu konuyu konuşmayalım
Jane - Bay Jason lütfen dinleyin. Ben öyle şeylere alışkın değilim steven sizin oğlunuz o da belki böyle biriydi, bilmiyorum ama benim yanımda böyle şeyler söylemezdi , yapmazdı . Amacım sizi kırmak değildi . Sadece .... Alışkın olmadığım şeylerle karşılaştım , ilk defa böyle bir olayın içindeyim. Lütfen beni anlayın.
Jason – biliyorum Jane . Bu tür şeyler sana garip geliyor ama benim hayatım bu . Ben böyle biriyim , benim dünyam böyle. Sen benim sözümü dinle , bir daha sorun yaşamayalım.
Jane – pekala. ( Yemek yemeye başlarlar. ) Bay Jason ! Ona ne oldu ? Lütfen merak ettim.
Jason – vurdum ve gömdüm . Başka soru sorma.
Jane – ( tuhaf olur şaşkın ve tedirgindir ) pekala. Elinize sağlık
Jason – afiyet olsun
( Fred odasında fotoğraflara bakmaktadır Katrina telefonla konuşuyordur )
Robert – çok mu kızdı ?
Katrina – Evet. Ona neden söylemiyormuşum ? Tuhaflaşıyormuşum ...
Robert – Katy . Belki kızacaksın ama .... babam haklı
Katrina – ne ? Tanrı aşkına yapma Rob
Robert – Bak Fred amca senin baban ve o bir baba olarak sadece kızını düşünüyor . Onu anlamaya çalış lütfen. Her şeyi anlatabilirsin, bana bir şey söylemiyorsun ama ben anlıyorum. Öfke kontrolü yaşıyorsun. Kafanın içinde bir sürü düşünce var lütfen Katy. Babana anlat , konuşmak iyi gelecektir.
Katrina – Öyle mi düşünüyorsun ?
Robert – evet. Hiç değilse deneyebilirsin . Hayattaki en şahane şey risk almaktır
Katrina – ( derin bir nefes alır ) deneyeceğim . Umarım iyi şeyler olur Rob.
Robert – Umarım. Ama ummaktan daha fazlasını yapabilirsin Katy.
Katrina – Teşekkürler Rob , iyi geceler
Robert – iyi geceler
( Telefonu kapatır yatağın üzerine fırlatır . Eline masanın üzerindeki fotoğrafı alır ve biraz bakar . Derin bir nefes alır ve kalkıp mutfağa gider . Fred odasında fotoğraflara bakarak ağlamaktadır )
Fred – Keşke burada olsaydın Angel ! Sana ihtiyacım oluyor , seninle konuşup dertleşmeye . Kızımız büyüyor ama ... Ama bi şey var . Bilmiyorum ... Sorun bende mi ? Söylesene sence ben kötü bir baba mıyım ?
Katrina – asla ! Fred Stone , sen benim bu hayatta gördüğüm en iyi babasın. ( Elinde tepsi vardır masanın üzerine koyup Fred in yanına oturur. )
Fred – ( gözyaşlarını siler ) yalancı ! Ben sana sormadım zaten.
Katrina – yalancı olabilirim ama bu konuda kesinlikle doğruyu söylüyorum . Babam olduğun için değil , senin gerçek bir baba olduğun için böyle söyledim . Baba ! Özür dilerim . ..
Fred – şşş ... lütfen Katy !
Katrina – biliyorum , bunu konuştuk evet ... Sana söz verdim... Ama ... Ama kendime hakim olamıyorum . Haklıydın , bugün çok sinirlendim . Steven la tartıştım , senin hakkında ileri geri konuşunca tutamadım kendimi .
Fred – ne söyledi ki ?
Katrina - başta rahibin başına gelen kaza yüzünden beni suçladı. Daha sonra senin hakkında .... Sana sakat bunak dedi . aşağılık herif orada öldürecektim
Fred - gerçekler böyle Katy . Can yakıcıdır ama değişmez
Katrina - gerçek mi ? Baba sen sakat bir bunak değilsin
Fred – neyim peki ?
Katrina – yaptığın kaza yüzünden bacaklarını kullanamıyorsun ve her insan gibi yaşlısın
Fred - aynı şey. Sen sadece dahaki Bartın ve kırıcı olmamaya çalıştın
Katrina – Tanrı aşkına yapma baba !
Fred - bak bebeğim , insan kendini gerçekleri ne kadar çabuk alıştırırsan o kadar iyi olur . Yoksa diğer türlü sadece kendimizi kandırırız ve bu daha çok acıtır .
Katrina - bunu çok iyi biliyorum emin olabilirsin . Ama ... Bilmiyorum baba . Kendime hakim olamıyorum, içimden bir ses bana bunları yaptırıyor .
Fred - sen kimin kızısın ?
Katrina – fred stone nin
Fred – kimin kızısın ? Kimsin ?
Katrina – ben Katrina stone , fred stone nin kızıyım
Fred - işte böyle ! İçindeki ses sana kötülük yapmanı söylediğinde kim olduğunu düşün . Baban çok şey yaşadığı halde sabredebildiyse , o içindeki sesi dinlemediyse sen de kendine hakim olabilirsin. Başarabilirsin Katy. Sen iyi birisin. Unutma iyiler kaybetmez kaybedilir . Ve ben senin kaybetmeni de kaybolmanı da istemiyorum !
Katrina - evet baba haklısın . Ben iyi biriyim ( güler ) Kaybetmeyeceğim
Fred - aferin bebeğim ( sarılırlar ) hey ! Onlar kakaolu süt mü ?
Katrina – evet içeriz diye getirdim.
Fred – aaa aman Tanrım . ( Güler ) 80 yaşındaki adamın bunu içtiğini görseler benimle dalga geçerler .
Katrina – yapma baba ! Ben de 27 yaşındayım ama hala çocuk gibi içiyorum bunu, tadı çok güzel .
Fred – ( kızına bakar tebessüm ederek ) sen hayatımdaki en güzel şeysin , iyi ki senin gibi bir kızım var .
Katrina – hadi ama ... Gözyaşlarımın sütüme karışmasını istemiyorum !
Fred – ( güler ) öyleyse sütünü içip uyu .
Katrina – masal da anlatacak mısın ?
Fred – ( güler ) tamam koca bebek . hadi odana git yat , geliyorum .
( sabah olur Katrina hapishaneye aracı ile girer )
Robert – günaydın Katy
Katrina – günaydın Rob . Mahkumlar yemekhanede mi ?
Robert – evet . Çaylak hala hücrede.
Katrina – Cezası bitti , çıkarabilirsiniz , yemekhaneye gelsin.
Robert – sanırım babanla konuştun .
Katrina – evet. Dün gece konuştuk , haklıymışsın iyi geldi .
Robert – aranızın iyi olmasına sevindim. Umarım hep iyi olursunuz
Katrina – evet , umarım. Ben gidiyorum içeri sen de gelirsin.
( Katrina yemekhaneye gider rahip oradadır )
Katrina - günaydın rahip nasılsın ?
Rahip – günaydın Katy , iyiyim . Bacağım biraz ağrıyor ama geçer.
Katrina – umarım . Keşke revirde yatsaydın , çok hareket etme alçı otursun .
Rahip – Ah , merak etme. Ben bu konuda uzmanım ; bedenimde ruhumda çatlakları alışkın. Biraz sıvalarsam çatlakları yapıştırınca her şey geçer. Tek ihtiyacımız olan şey sadece birazcık zaman .
Katrina - zaman her yarayı iyileştirir . Ama ya zamanın kendisi bir hastalıksa ?
Rahip - ben o hastalığa yakalansam bile eminim ki sen o hastalığa atlatacak güce sahipsin.
Katrina - ( güler ) yaşlanmışsın rahip artık eskisi gibi göremiyorsun
Rahip – bak twain in şöyle bir sözü var açık sözlü olmak iyidir. En kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin. Yani açık sözlü ol kısaca körsün desene şuna.
Katrina - güzel söylemiş ama ben sana kötüsün demedim rahip
Rahip - görmüyorsun dedin ikisi de aynı şey sonuçta
Katrina - bence aynı değil. Kör bir insan etrafında olup bitenlerden habersizdir , bir şeyin etkisindedir ve bu yüzden etkilendiği şey gözüne perde çeker. Ama görmeyen bir insan öyle değildir. Görmeyen insanında etrafındakilerden haberi yoktur çünkü habersiz kalmak istemiştir. Onun da gözünde bir perde vardır ama o perdeyi kendi çeker. Yani kör olmak çevremizin görmemek bizim elimizde olan bir şey.
Rahip - ben niye görmüyorum peki , daha doğrusu görmek istemiyorum ?
Katrina - bana güçlü olduğunu söyledin
Rahip - çünkü sana baktığımda güçlü olduğunu gögörüyoru
Katrina - Güçlü görünebilirim ama inan bana yorgunum
Rahip - sen inşaatın kaçıncı katındaydın seni görmedim. Yorgun olduğuna göre orada çalışmış olmalısın
Katrğna- işte bu yüzden sana görmüyorsun dedim. Yorgun olmak için taş taşımak şart değil. En yorgun insan kafasının içindeki düşünceleri taşıyan insandır, daha doğrusu taşımak zorunda olan.
Rahip - vay canına bana bu yaşta görmem gerektiğini öğrettin teşekkürler küçük kız
Katrina - rica ederim öğrenmenin yaşı yoktur ne zaman istersen. Mikelenjelo'nun da dediği gibi ben de hala öğreniyorum
( Bu sırada Steven yemekhaneye girer ve Katrina yerinden kalkıp gider )
Katrina – günaydın çaylak seni iyi gördüm
Steven - git başımdan benimle uğraşmaktan vazgeç
Katrina - güzel akıllanma ya başlamışsın. Bu yolda yürümeye devam et yol insanı terbiye eder. Eğer böyle akıllı olursan sana bir şey yapmam . Yani her şey sana bağlı , afiyet olsun
Steven – Tanrım nasıl bir yere düştüm
Rahip - çaylak gel yanıma otur
Steven - yapma rahip bari sen bana çaylak deme
Rahip - ama öylesin , ben de.. herkes çaylaktır .
Steven – nasıl yani ? Neden sadece bana diyorsunuz o zaman ?
Rahip – Richard Bach ın da dediği gibi yaşadıklarınızın ustası yaşamakta olduklarınızın kalfası yaşayacaklarınızın çırağısınız. O yüzden herkes çırak tır ama sen çaylak sın çünkü sana böyle demek hoşumuza gidiyor ( güler )
Steven – ama benim gitmiyor hele ki o kızı gördüğümde sesini duyduğunda deliye dönüyorum.
Rahip - yapma evlat Katy gerçekten göründüğü gibi bir kız değil daha doğrusu senin gördüğün gibi biri değil
Steven - nasıl biri öyleyse ? Tanrı aşkına o kızı nasıl görüyorsam öyle biri
Rahip - hayır hayır gerçekten değil o çok cana yakın samimi komik iyi kalpli bir kız ayrıca çok da güzel
Steven – ya ne demezsin yüzünün güzelliği kalbinin yansımasından kaynaklı
Rahip ( güler ) - evet sonunda kabul ettin
Steven - hayır etmedim benim gözümde bir canavar
Rahip – öyleyse neden yüzünün güzelliği kalbinden yansıyor dedin ? Sen de onun güzel akıllı ve iyi biri olduğunu biliyorsun ama inanmak istemiyorsun .
Steven - yapma rahip öyle dedim çünkü kalbi de yüzü de çirkin biri
Rahip - sevgilin vardı ve o daha güzeldi bunu mu demek istedin
Steven – sayılır Jane sarışın ve çok güzel bir kadındı. Hey , nereden anladın ?
Rahip – Katy e yaklaşmaktan korkuyorsun. Aklına sevgilini getiriyorsun ve bu sayede kendini ondan uzak tutmaya çalışıyorsun
Steven – ne ? ( Güler ) ben mi ? Ciddi olamazsın rahip hadi ama...
Rahip - öyleyse neden katy'nin adı geçtiğinde öyle bakıyorsun ?
Steven - nasıl bakıyormuşum ?
Rahip – gözlerinden belli aşık olacak gibisin
Steven - saçmalama rahip o delinin nesine aşık olayım ? Çaylak olabilir ama akılsız değilim !
Rahip - fazla büyük cümleler kuruyorsun çaylak
Steven – bak bu konuyu kapatalım tamam mı ? Kurt gibi açım