Robert onu içeri almıştır ve Katrina banyo yapıp üzerine Robert kıyafetlerini giymiştir. Koltukta oturmaktadır
Robert- çay yaptım içersin iyi gelir yatıştırır biraz .
Katrina - teşekkürler Rob .
Robert - şimdi nasılsın ?
Katrina - biraz daha iyi . Babana söyledin mi merak etmesin
Robert - evet sen duştayken aradım haber verdim
Katrina - iyi . ( Çaydan bir yudum alır ) Rob sence Bir psikologa gitmeli miyim ?
Robert - nereden çıktı bu şimdi ?
Katrina - tuhaflaştı mı söylüyorsunuz değiştiğimi . Bir yardım almalı mıyım işe yarar mı ?
Robert - bak Katy evet sana öyle söyledik ama sen deli değilsin . Bak tatlım sen sadece öfke kontrolü yaşıyorsun ve istersen bunu yenebilirsin kendi başına . Baban sana ne demişti ? Kimin kızı olduğunu unutma . Adam Fawer nereden geldiğinizi bilmeden nereye gideceğinizi de bilemezsiniz . Bunu hatırlamaya çalışın diyor. Sen de bunu hiç unutma. Ne olursa olsun baban da ben de senin yanındayız ikimiz de seni çok seviyoruz bunu asla unutma.
Katrina - biliyorum ve asla unutmayacağım ben de sizi çok seviyorum siz de bunu unutmayın. İyi ki varsın ( sarılırlar )
Jason eve gelmiştir Charlie yi yanına çağırır
Jason - Charlie Jane evde mi ?
Charlie - hayır efendim öğleden sonra çıkmış ve henüz gelmemiş
Jason - güzel seninle şu kız hakkında konuşalım biraz otur şöyle. Steven iyi ama umarım biraz daha dayanabilir
Charlie - ne zamana kadar orada kalacak ?
Jason - istediğimi alana kadar. Bak Charlie beni tanırsın işimi sağlama alırım her zaman. Yıllar önce de böyle yapmak istedim ve Fırat stone nin elindeki belgeleri almaya çalıştım o belgeler benim için çok önemliydi çünkü o belgelerde yaptığımız bütün işlerin kayıtları vardı. İçimizdeki hain scott denen o herif bizi polise satmıştı. Belgeler Fırat stonenin eline geçti ama bugüne kadar polis kapımıza dayanmadı . Bu durumda o belgeler hala o herif de demektir .
Charlie - yani City ona o hapishaneye yatırmanız da ki asıl amaç buydu sevdiğin kızı kendine aşık edip içlerine girecek ve belgeleri alabilecek , alamasa bile ihtiyar Freddy kızının mutluluğu için müstakbel damadını kısaca sizi polise şikayet etmeyecek.
Jason - eğer oğlum becerebilirsen tam da böyle olacak . Ama ...
Charlie - Ama ? Kız dediğim gibi titanyumdan yapılmış bir dağ çıktı.
Jason - evet. Sen şimdiye kadar fred'in bir kızı daha olduğunu duydun mu? Yani yanlış hatırlamıyorsam kızı trafik kazasında ölmüştü
Charlie - evet o trafik kazasında öldüğünü ben de duymuştum ama büyük ihtimalle Fred kızını korumak için böyle bir yalan uydurdu . Sürekli İngiltere'ye gidip geldiğini söylemiştiniz Büyük ihtimal kızına zarar gelmemesi için orada sakladı. En azından emekli olana kadar kızı güvende olacak ve onun istediği gibi yetiştirilebilecekti. Kız babasının mezun olduğu okulda okumuş. Ama annesi ve kardeşi ölünce polis olmaktan vazgeçip okulu bırakıp babasının yanına gelmiş. Yani kızını bizden kurmaya çalıştığı için yıllarca başka ülkede yaşatmış.
Jason - peki şu yanlarındaki sarı oğlan kim araştırdın mı ?
Charlie - Robert kızın yani Katrina nın kuzeni büyük teyzesi Eva oğluymuş o da aynı okulda okumuş. Fırat de kızını ona emanet etmiş anlaşılan çünkü yanından hiç ayrılmıyor. Oğlanın kimsesi yok babası akciğer kanserinden annesini de trafik kazasında kaybetmiş.
Jason - eğer ayak bağı olursa işine bakarız. Gerçi olacak gibi duruyor
Charlie - bir şey mi yaptı ?
Jason - kıza aşık. Steven a büyük rakip , işini zorlaştıracak gibi.
Charlie - efendim peki ya Steven ? Gerçekten ... Aşık olursa ?
Jason - o zaman felaketimiz olur. Ama başka çaremiz yok dikkatli olmalıyız attığımız her adım sağlam olmalı. Olursa da yapacak bir şey yok . Sevgili gelinim müstakbel kayınpederine öldürecek değil herhalde
Charlie - efendim peki Jane ne olacak ? Ona unuttunuz galiba
Jason - şimdilik burada kalsın ama ayağımıza dolanmaması lazım. Aslında ... Onu bir yere göndersek. Uğraşabileceği bir şeyler bulsak ne bileyim bir hayır işi gibi. En azından ilgilenebilecek bir şeyler olursa biz dikkat çekmemiş oluruz . Bir şeyler bulmaya çalış Charlie en kısa zamanda.
Charlie - peki efendim
Charlie ayağa kalkıp kapıyı açar bir dışarı çıktığında Jane i görür . Jane kapının önünde dikilmektedir
Jane - aaa merhaba Charlie
Charlie - iyi akşamlar bayan Jane nereden geliyorsunuz ?
Jane - evimden birkaç eşya almam gerekiyordu. Komşularım geldi arkadaşlarımla buluştuk zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışım.
Charlie - zamanınızı dikkatli harcayın bayan Jane . Çünkü zaman da sizi harcıyor olacak .
Jane - ımm .. anladım . Pekala ben eşyalarımı yerleştireceğim iyi geceler
Jane elinde küçük bir valizle odasına gider . Katrina koltukta uyuya kalmıştır . Robert yanına gelir ve üzerini örter kenara oturup onu seyreder .
Robert - kaç yaşına geldin hala uyuyunca geçer yalanına inanıyorsun . Tabii sen de haklısın acıyı dindirmenin en güzel yolu uykudur çünkü uyku acıyı dindiren bir illüzyondur. Kaybolmaya ihtiyacın olduğunu sanıyorsun ama sen en çok bulunmaya muhtaçsın . Yanındayım merak etme , her şey düzelecek.
Robert Katrina saçlarını okşar ve koltuğun diğer ucuna uzanır. Katrina uyku sırasında rüya görmektedir. Sisli bir ormanda yürümektedir , biraz ileride bir kalabalık görür ve yanlarına gider. Robert ve Fred de oradadır , herkes ağlamaktadır.
Katrina - baba ne oldu? Neden ağlıyorsunuz ? ( Robert a dönüp ) Robert babam neden ağlıyor söyler misin , ne oldu ?
Katrina şaşırmıştır kimse ona cevap vermez . Ne Robert ne de fred onu görmez . Katrina bağırmaya başlar.
Katrina - beni görmüyor musunuz ? Hey ben buradayım size diyorum ! Lütfen biriniz bir şey söyleyin . Beni nasıl görmezsiniz ? O kadar insansınız hiçbiriniz beni nasıl fark etmiyor ?
Birkaç adım atar bu sırada ayağı bir şeye çarpar Katrina arkasını dönüp çarptığı şeye bakar bu bir tabuttur. Şaşkın ve meraklı gözlerle tabutun kapağını yavaşça açar ve birden kendini geri çeker çok şaşırmıştır ve korkmuştur çünkü tabutta gördüğü kişi Katrina nın kendisidir.
Katrina - aman tanrım! Hayır hayır hayır !! Ben yaşıyorum buradayım ! Babaaa ! Robert Robert bak bana ben ölmedim lütfen beni görün duyun sesimi ! Yaşıyorum karşınızdayım işte ben buradayım !
Bu sırada ayağa takılır ve yere Bir çukura düşer ve insanlar üzerine Toprak atmaya başlar Katrina yalvarıp ağlamaktadır . Şaşkın korkmuş bir şekilde ve Robert a ve Fred e sesini duyurmaya çalışmaktadır ama hiç kimse onu duymaz. Bu sırada bağırarak uyanır nefes nefese kalmıştır .
Katrina - hayır ben ölmedim !
Robert - katy ! Katy iyi misin ? Tamam tamam sakin ol !
Katrina - beni görüyorsun değil mi Rob ? Ben ölmedim yaşıyorum görüyorsun değil mi duyuyorsun sesimi ?
Robert - evet tatlım sakin ol . ( Sarılır ) nefes al . İşte böyle evet aferin güzelim. Rahatla . iyi misin ? Al su iç biraz.
Katrina - iyiyim . Kötü bir kabus gördüm Rob. Sisli Bir ormanda adam Bir kalabalık vardı yanlarına gittiğimde siz de oradaydınız. Bağırdım ama beni bir türlü görmüyorsunuz bir tabut vardı yaklaşıp tabut açtım içinde bir ölü vardı. O bendim . Ben ölmüştüm , bağırdım ağladım ama beni duymadınız ... Çok kötüydü
Robert - tamam tatlım sakin ol dediğin gibi kötü bir kabus görmüşsün. Ama iyisin bak buradasın yaşıyorsun hiçbir şey olmadı. Ben yanındayım
Katrina - ölmek değil sizin beni görmüyor olmanız çok korkutucuydu. Ne yaptıysam sesimi duyuramadım size . Robert çok kötüydü ...
Robert - yaşananlar bilincine işlemiş. Özür dilerim sana söylediklerim için
Katrina - hayır Rob saçmalama alt tarafı bir kabus. Sadece etkisinde kaldım kendini suçlama seninle alakası yok .
Robert - Picasso hayal ettiğiniz herşey gerçektir demiş. Biz seni görmüyoruz Katrina haklısın. Sana sadece değiştim tuhaflaşıyorsun gibi sözler söylüyoruz ama senin içinde verdiğin savaşı görmüyoruz.
Katrina - Rob sadece bir kabustu ben sizin beni sevdiğinizi bana güvendiğinizi yanımda olduğunuzu ve kim olduğumu asla unutmayacağım. Çünkü hatırladıkları bir insan nasıl Bahar ederse unuttukları da yok eder hiçleştirir. Merak etme ben iyiyim ve iyi olacağım bu savaşı birlikte atlatacağız
Robert - umarım Katy. Seni çok seviyoruz bunu asla unutma.
Katrina - ben de sizi seviyorum gel buraya . ( Sarılırlar )
Rahip gece yatağında uyumaktadır ve bu sırada kabus görmek de ve sayıklamaktadır. Steve'in kalkıp yanına gider onu uyandırmaya çalışır .
Steven - rahip ! Hey rahip uyan . ( Rahip birden gözünü açar ve doğrulur ) iyi misin rahip ?
Rahip - kabus gördüm evlat
Steven - al şu suyu iç iyi gelir.
Rahip- sağ ol evlat şimdi daha iyiyim . korkunç bir kabus gördüm burası yanıyordu bağırdın ama sana elimi uzatsam adım sonra Katrina geldi seni kurtarmak için ateşe atladı ama sonra o yanmaya başladı. Sen hiçbir şey yapmıyordum sadece onun yanışını izliyordun.
Steven- yapma rahip ben o kadar kötü biri değilim beni az çok tanıyorsun.
Rahip - evet haklısın seni az tanıyorum ama insanları sadece izin verdiği kadarıyla tanıyabilirsin geri kalanı sadece zannettiklerindir. Ayrıca edgar Allen poe'nun da dediği gibi en korkunç canavarlar ruhlarımızda gizlenenlerdir.
Steven - evet öyle ama ben kötü biri değilim rahip benim içimdeki canavar olsa olsa Tazmanya canavarı falandır . ( Güler )
Rahip - o kadar emin olma evlat insan kendini bile tanıyamaz. Hepimiz aydınlık ay gibiyiz ama hala karanlık bir yanımız var. İçindeki canavarı asla hafife alma.
Steven - her neyse rahip bence uyusan iyi olur gece gece bu kadar konuşmak yeter .
Rahip - ( güler ) ne zaman içim sıkılsa başıma bir şey gelse uyurum zaten.
Steven - haklısın uyku en iyi saklanma ve kaçış yoludur.
Rahip - hayır evlat. Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun der Gorki. İz ahını sartre yapar uyursan gece biter uyumazsan sen . Ve son noktayı Freud koyar çok uyumak kaçmaktır uyuyamamak ise yakalanmak.
Steven - sanırım sen çok bildiğin için kendini bitiriyorsun bu durumda da yakalanıyorsun.
Rahip - evet. Uyumak ölüme benzer evlat. Ben ölmeyi beceremediğim için uyuyorum.
Steven - ımm ... İyi uykular o zaman. Bir şey olursa seslen
Rahip- sana da evlat. Tamam.
Sabah olmuştur Katrina uyanır , Robert uyumaktadır . Katrina Robert in üzerini örter , saate bakar . Kalkıp lavaboya gider yüzünü yıkar ve mutfağa girer. Biraz sonra Robert uyanır , Katrina etrafta yoktur , ses de gelmez ve Robert onun gittiğini düşünür.
Robert - (güler ) Aptal ! Ne sandın ki ?
Katrina - Sana kahvaltı hazırlayacağımı sandıysan doğru tahmin .
Robert - ( şaşırır ) aaa sen gitmedin mi ? Göremeyince ben ...
Katrina - hayır tabi ki . Neden gideyim ki ? Hadi sen de üzerini değiştir kahvaltıya gel.
Robert - pekala . ( Mutlu olmuştur , tebessüm ederek kalkar ve üzerindeki battaniyeyi kenara koyar merdivenlere yönelir ) Hemen geliyorum .
Katrina - Rob ! Gömleğini ütüledim yatağının üzerinde .
Robert - ( sırıtır ) Tamam ( giderken sehpaya çarpar )
Katrina - iyi misin ? Koskoca sehpayı nasıl görmedin ?
Robert - iyiyim . Uyku sersemliği işte ... Geliyorum
Katrina - merdivenleri çıkabileceğinden emin misin? ( Güler ) kucağıma alabilirim .
Robert - ( güler ) hayır gerek yok . Sanırım bunu tek başıma yapabilirim
Katrina - tamam çabuk ol o zaman . Rob ! hava biraz serin bir hırka giyin .
Robert - Tamam
Katrina mutfağa döner. Robert odasında üzerini değiştirir , bu sırada telefonu çalar Fred aramaktadır.
Fred - Günaydın evlat . Nasılsınız ?
Robert - Günaydın baba. İyi . Yani Katrina iyi merak etme . Kahvaltı hazırlıyor ben de üzerimi değiştirip ineceğim. Sonra da hapishaneye gideriz galiba .
Fred - Umarım kızım iyidir evlat .
Robert - hayır hayır bir sorun yok merak etme. Akşam eve gelir zaten ben onula konuşurum. İçin rahat olsun sadece duş alıp uyudu.
Fred - size güvendiğimi biliyorsun çocuk. Yetişkin insanlarsınız benim düşündüğüm tek şey kızımın iyiliği.
Robert - emin ol aynı şeyi düşünüyoruz. Kapatmam lazım , görüşürüz.
Robert merdivenlerden iner ve mutfağa girer. Katrina güzel bir sofra hazırlamıştır.
Robert - vay canına ! Gerçekten harika görünüyor eline sağlık. Sözde sen benim misafirimsin ama benden önce uyanıp kahvaltı hazırlıyorsun.
Katrina - hadi ama Rob . Ben misafir değilim . Ne var ki bunda alt tarafı bi kahvaltı hazırladım .
Robert - ütümü bile yapmışsın. Katy tabi ki aileden birisin. Daha doğrusu benim ailemsin. Yani ... Sen ve baban . Siz benim ..
Katrina - anlıyorum . Teşekkürler Rob ..her şey için.
Robert - teşekküre gerek yok . Ben etmeliyim asıl . İyi ki varsın Katy . Neyse hadi kahvaltımızı yapıp gidelim.
Rahip yemekhanededir tepsisine alır ve masaya oturup kahvaltı yapmaya başlar bu sırada Steven yanına gelip oturur .
Steven- afiyet olsun nasılsın rahip daha iyi misin ?
Rahip - sağ ol evlat evet daha iyiyim.
Steven - güzel iyi olmana sevindim.
Rahip - teşekkürler. Sen nasılsın peki ?
Steven - iyi. Rahip söylediklerini düşündüm de ... Galiba haklısın
Rahip- hangi konuda ? Katrina ile ilgili mi ?
Steven - evet yani ona nasıl davranıyorsam o şekilde karşılık alıyorum. Belki de onu yakından tanıma alayım daha düzgün davranmalıyım. Kendime bir şans vermeliyim öyle değil mi ?
Rahip- evet peki düşüncelerinin değişmesine ne sebep oldu?
Steven - bana buraya geldiğim ilk gün tırtılın yolun sonu dediğine Tanrı kelebek demiş. Hiçbirimiz bizi bekleyen güzellikleri bilemeyiz belki de tanrı buralara bir yerlere senin için bir sürpriz saklamıştır . Demiştim ben de düşündüm ve ... Belki de o sürpriz o kızdır
Rahip - bir yerde duymuştum şöyle diyordu; insanın duyguları sanat eserine benzer. sahteleri yapılabilir. Tıpkı gerçek gibi görünebilir ama aslında sahtedirler .
Steven - sahte mi?
Rahip - evet her şeyin sahtesi yapılabilir evlat. Sevincin acının nefretin hastalığın iyileşmenin. Aşkın bile !
Steven - yani benim yalan söylediğimi mi düşünüyorsun rahip ?
Rahip- bunu ben değil sen söylüyorsun evlat. Baksana bir öğüt vereyim Dostoyevski suç ve ceza kitabında şöyle demiş her şeyde aşınması tehlikeli olan bir sınır vardır. o sanır bir kez aşıldı mı bir daha geri dönüşü yoktur. Senin açmaya çalıştığınız sınır çok tehlikeli farkında mısın bilmiyorum ama ölüme koşuyorsun
Steven - ( güler ) hadi ama rahip biraz abartmıyor musun ? Tanrı aşkına sana gerçekleri içimden geçenleri söylüyorum dürüstçe
Rahip - kendini kandırılmayı adamış birini ikna odaları kurulsa da fayda etmez
Steven - kendini kandırmak mı ? Yalan söylemiyorum rahip ister inan ister inanma .
Rahip - tamam sakin ol evlat . Seni sadece uyarıyorum , dikkatli ol Katrina sıradan biri değil.
Steven - fark ettim ve bunun için onu tanımak keşfetmek istiyorum
Bu sırada Katrina var Robert arabayla hapishanenin bahçesine girer .
Robert - Katrina akşam babanla konuşacak mısın ?
Katrina - elbette . Robert siz benim ailemsiniz ona da sana da kızamam küsemem. Tartışabiliriz sorunlar olabilir ama asla size sırtını dönmem olsanız bile yine gelir .
Robert - teşekkürler ama bu güzel sözlerle kurtulamazsın
Katrina - ımm .. pekii yemek yaparsam ?
Robert - biraz düşüneyim . Sevdiğim o tatlı da varsa olabilir.
( İkisi de güler , arabadan inmiş yürüyorlardır bu sırada yanlarına Steven gelir . )
Steven - merhaba
Katrina - evet bir sorun mu var ?
Steven - hayır sorun falan yok neden olsun ki ?
Katrina - her gün beni kapıda karşılayıp kibarca konuşmadığın için olabilir mi ? Genelde kavga etmek için hakaret etmek için gelirsin yanıma.
Steven - bu sefer günaydın demeye geldim. Şaşırttım galiba seni insanları şaşırtmayı severim
Katrina - ama ben şaşırmaktan hoşlanmam . Her neyse . Rob hadi gidelim
Steven - neden benimle konuşmuyorsun ? Ben sadece arkadaş olmak istiyorum sohbet etmek seni tanımak. Ama sen hemen vahşileşiyorsun
Katrina- ak amacın ne bilmiyorum ama benden uzak dur. Ayrıca sanıldığı kadar kötü biri değilim ama sanıldığından daha iyi de olmayabilirim .
Steven-tamam bak bugüne kadar yaptığım şeyler için söylediğim kötü sözler için özür dilerim. Seni yanlış tanımış olabilirim ama inan bana sen de beni yanlış tanıyorsun. İzin ver birbirimizi tanıyalım
Katrina- anlaşılan peşimi bırakmayacaksın . . Tamam çaylak özrün kabul edildi . Ama akıllı ol ki bu sözlerini kanıtla işlerime karışma ve benden uzak dur.
Robert a başıyla işaret eder ve arkasını dönüp içeri gider.
Robert - neden böyle davranıyor acaba? Kafasına taş falan mı düştü ?
Katrina - ne hali varsa görsün bizden uzak ve akıllı dursun yeter. Yine de gözün üstünde olsun Rob
Robert - merak etme takipteyim
Steven bankta oturan rahibin yanına gelir
Rahip- ne oldu evlat tanıdınız mı iyice birbirinizi ? ( Güler )
Steven - dalga geçme rahip. Ben zeytin dalı uzatmaya çalışıyorum ama o vahşice dişlerini gösteriyor . Gözleri öyle bir bakıyor ki öldürecek gibi
Rahip - ( güler ) o kızın sert bakan gözlerini gördünüz kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak olmaz
Steven - bu Jack london'un kitabından değil mi?
Rahip- evet ama Katrina için de geçerli. Çünkü o kız acı çekti evlat. Acı insanı dünyaya bakışını değiştirir derler.
Katrina odasında oturmaktadır ve Robert gelir
Robert- Katy Charlie gelmiş arka taraftan siteyi bana görünmemek için . By Jason oğluna kıyafet göndermiş Bir de mahkumlar için birkaç bir şey
Katrina- tamam içeri gelsin söyle
Charlie asansörden iner ve Robert onu karşılar birlikte Katrina nın odasına gelirler
Katrina - hoş geldin Charlie . Getirdiklerini çaylağa teslim ederiz , ayrıca mahkumları getirdiklerin için de bay jason a teşekkür ederiz .
Charlie - ne demek biz teşekkür ederiz . By Jason size selam gönderdi .
Katrina - teşekkürler. Buraya kadar gelmişsin ne içersin ?
Charlie - soğuk çay olabilir , gazlı içecekler dokunuyor mideme
Katrina Robert a başı ile işaret eder , Robert odanın kenarındaki küçük dolaptan bir ıce tea çıkarır ve Charlie ye servis eder .
Charlie - teşekkürler . Bayan Katrina sizinle bir şey konuşmak isterim
Katrina - tabii buyurun.
Charlie - açıkçası sizi fazla tanımam sadece hakkınızda araştırma yapmıştım ve babanızı tanırım . Ben Jason Morgan yanına yıllar önce girdim Steven çocuktu elimde büyüdü. Yaşadığı olaylar onu etkilediği için babası tarafından garip yetiştirildi . Yani hem çok kıymetliydi hem de aile sevgisine muhtaç büyüdü. Kaybetti ya aynısı onda büyük boşluk oluşturdu , zor zamanlar geçirdi .
Katrina - anlıyorum. Ama bana ne bundan ?
Charlie- mahkum larımızı tanımanız konusunda size yardım ediyorum
Katrina - bakın bay Charlie ben kimseyi tanımak istemiyorum beni tanımak isteyen de tanırız zaten. Herkes az çok bir veya bir kaç insanın yüzünden kötüdür. Her düşüşün altında bir başkası vardır ve herkes kendinin mezarıdır. Ve ben mezarlara saygı duyarım kurcalamam , siz de öyle yapın.
Charlie - ( güler ) kazanacağımı biliyordun
Katrina - neyi ?
Charlie- by Jason a izin titanyumdan bir dağ olduğunuzu söyledim o da aksini iddia etti.
Katrina -(Güler) ben bir dağ falan değilim . Sandığınız kadar güçlü bir insan da değilim ama titanium olduğum doğrudur
Charlie - öyle görünmüyorsunuz ama
Katrina- insanlar sizin ancak kabuğunu görebilir . Benim böyle görünmem ne kadar iyi bilmiyorum ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir
Charlie - evet. Her neyse ben artık gideyim by Jason merak eder . İyi günler bayan
Katrina - iyi günler
Robert Charlie yi dışarı çıkarır ve Charlie aracına binip gider.
Robert- neden öyle söyledin Katy ? Sen çok güçlü bir kadınsın bu gerçeği herkes çok iyi biliyor
Katrina- ( güler ) nasıl oldun hiç önemli değil bu dünyada önemli olan insanları nasıl olduğuna inandırdığındır Rob
Robert - sana hayranım gerçekten . Güzel olduğunuz kadar zeki güçlü ve harika birisiniz bayan . ( Güler )
Katrina - ( tebessüm ederek) ben de size bu yüzden hayranım bayım . Ama kusura bakmayın babama daha çok hayranım
Robert - ah yapma fred stone a ben de hayranım o muhteşem bir insan ve harika bir baba. Kızı da ona benziyor
Katrina - keşke babam kadar iyi bir insan olabilseydim
Robert - yapma Katy bunu konuştuk. Bak sen kötü biri değilsin başına kötü şeyler gelmiş çok iyi birisin. Suya düştüğün için değil sudan çıkamadığın için boğulursun bu hayatta . Boğulmak da kurtulmak da senin elinde . Hatırla ...
Katrina-haklısın . Ben Katrina stone fred stone nin kızıyım. Ben çok güçlüyüm bir titanyumum bir kasırgayım.
Robert - evet işte böyle. Şimdi git babanla konuş.
Katrina -konuşacağım ama akşama daha çok var erken değil mi ?
Robert - biliyorum ama akşama kadar bekleme şimdi git konuş babanla. Ayrıca akşama bana yemek sözün var unutma amca hazırlık yaparsın.
Katrina- seni küçük domuz ( ikisi de Güler ) tamam öyleyse şu belgeleri imzalayıp çıkayım .
Hapishanenin kapısında bekleyen güvenlikler birinin geldiğini fark eder ve yanına gider
Güvenlik - buyurun nasıl yardımcı olabilirim ?
Gelen Jane dir Charlie takip edip hapishaneye gelmiştir. Daha önce de Jason ve Charlie'nin konuşmasını dinlemiş ve her şeyi öğrenmiştir.
Jane - merhaba ben buraya birini görmeye gelmiştim
Güvenlik- pekala bunun için izin belgeniz görebilir miyim ?
Jane - şey izin belgem yok. İlk defa geliyorum buraya
Güvenlik - üzgünüm bayan sizi içeri alamam.
Jane - lütfen girmem lazım çok önemli.
Bu sırada kapı açılır ve Katrina dışarı çıkar güvenliğin yanına gelir
Katrina - beyler! Bir sorun mu var ?
Güvenlik - efendim bu bayan içeri girmek istiyor ama izin belgesi yok .
Katrina - tamam ben hallederim siz yerinize geçin . Evet bayan konu nedir ?
Jane - siz görevli misiniz ?
Katrina - evet müdürüm. Konu ne nasıl yardımcı olabilirim ?
Jane - ben buraya bir mahkumu görmeye geldim ama izin belgem yok İlk defa geliyorum.
Katrina - evet sizi ilk defa görüyorum ama kurallar gereği giriş belgeniz olmadığı için sizi içeri alamam . Üzgünüm.
Jane - lütfen bayan . Bakın gerçekten çok önemli bir şeyler yapamaz mısınız ? Yalvarırım yardımcı olun .
Katrina - bakın kurallar gereği bunu yapamam ama özel bir durum varsa sizi içeri alabilirim. Yani mahkum çok rahatsızsa falan. Mahkumun adını öğrenebilir miyim ?
Jane - Teşekkürler . Evet adı Steven . Steven Morgan ( Katrina şaşırmıştır )
Katrina - Steve Morgan ? Pekala bir dakika bekleyin lütfen .
( Güvenlik kabini ne girip bir kitap alır )
Stive Morgan dı değil mi ? Evet işte burada papaz edgar ın numarası , yazıp vereyim o size yardımcı olur , bizim ölülerle bağlantımız yok .
Jane - ( şaşkınca bakar ) siz benimle dalga mı geçiyorsunuz ?
Katrina - hayır tabii ki . Mezarlıklarla papazlar ilgilenmez mi ?
Jane - bakın gerçekten komik değil. Sadece Steven ı görmek istiyorum ama siz benimle dalga geçiyorsunuz.
Katrina - ( kitabın kapağını serçe kapatır ) asıl siz benimle dalga geçiyorsunuz bayan. Farkında mısınız bilmiyorum ama hapishanede ölmüş birini arıyorsunuz
Jane - bakın sizi tanımıyorum ama beni uğraştırmayın zor kullanmak da istemiyorum. Sadece sevgilimi görmek istiyorum onun içerde olduğunu biliyorum , beni içeri alın !
Katrina - ben de sizi tanımıyorum bakın bayan burayı terk edin yoksa sizi zorla göndereceğim. Sorun çıksın istemiyorum iyi günler .
Katrina arkasını dönüp kapıya yönelir Jane kolundan tutup çeker.
Jane - sorun çıksın istemiyorsan beni içeri al ! İşleri zorlaştırma , benim kim olduğumu bilmiyorsun
Katrina - ( jane nin elini iter ve sertçe kolunu tutar ) kim olduğun umurumda değil . Sen de benim kim olduğumu bilmiyorsun ve aklınca bana ahkam kesiyorsun . Sana burada öyle biri yok diyorum eğer gitmezsen 911 arayıp bir akıl hastasının hapishaneye girmeye çalıştığını söylerim. ( Jane yi iter ) şimdi defol buradan.
Katrina sinirlenmiştir içeriye girer , Jane yerden kalkar ve bağırmaya başlar
Jane - seni lanet olası ! Steven ! Steven sevgilim içerdesin biliyorum. Ben buradayım seni kurtaracağım lütfen dayan !
Steven Jane nin sesini duyup kapının önüne gelmiştir Katrina kapıyı kapatır ve öfkeli bir şekilde onun üzerine yürür.
Steven - neler oluyor burada ?
Katrina - eğer sesini çıkartırsan onu da seni de gebertirim sonsuza dek kavuşursunuz !
( Steven ın omzuna çarpar ve gider . Steven sessizce ve şaşkınca kapıya bakar . Sesleri duyan Robert dışarı çıkmıştır . )
Robert - neler oluyor ?
Katrina - geri zekalı ihtiyar takip edilmiş. Sevgilisi kapıya dayandı
Robert- lanet olsun
Katrina - sakin olmaya çalışıyorum ama şu durumda nasıl sakin kalabilirim ki ? Aptal herif!
Robert - ne yapacağız peki ? Bu kız böyle bağırmaya devam mı edecek ?
Katrina - ihtiyar gelip götürsün . Bir de onunla mı uğraşacağım ?
Katrina telefonu eline alır ve Jason u arar .
Jason - merhaba küçük kız nasılsın ?
Katrina - iyi olmak isterdim ihtiyar ama sayende çok sinirliyim
Jason - steven la mı ilgi ? Yine ne yaptı ?
Katrina - müstakbel gelinin kapıya dayandı. Takip edilmişsin veya bir şekilde kendini ele vermişsin. Kız geldi Steven yaşıyor , içerde olduğunu biliyorum diye kapıya dayandı.
Jason - Jane hapishaneye mi geldi ? Lanet olsun!
Katrina - ben de aynısını söyledim. Bak ihtiyar beni uğraştırma gel al şu kızı yoksa kötü şeyler olur .
Jason - hemen geliyorum . (telefonu kapatırlar , Jason sinirlenmiştir ) Charlie ! Charlie!
Charlie- ( koşarak gelir ) buyurun efendim
Jason - Arabayı hazırla hapishaneye gidiyoruz. Jame her şeyi öğrenmiş hapishaneyi basmış.
( Steven dışarıda şaşkın bir şekilde oturup ne yapacağını düşünmektedir . Bu sırada yanına rahip gelir. )
Rahip - evlat ! İyi misin ? Neler oluyor ?
Steven - Jane . Yaşadığımız ve burada olduğumu öğrenmiş. Kapıda ! Ne yapacağım ben şimdi ?
Rahip - sen katrinayı sevmiyor muydun ? Neden korkuyorsun ki o kızın burada olmaz hiçbir şey ifade etmez .
Steven - bilmiyorum rahip. Şu an çok karışık bir haldeyim. Bir yanım herkese kafa tut çık dışarıya Jane ye sarıl onu al git diyor. Diğer yanım ısı sessizce gitmesini bekle eninde sonunda yorulup gidecektir ayrıca bu senin umrunda bile olmamalı ne de olsa Katrina yı seviyorsun diyor. Ne yapacağım ?
Rahip - kararsızsın evlat ama eminim doğruyu bulacaksın .
Steven - bir seçim yapmalıyım öyle değil mi ? Rahip! Bana yardım et lütfen !
Rahip - üzgünüm insan kendi karanlığında boğulurken başkalarına nasıl ışık dağıtır ki ? Bak evlat bu senin kararın ve unutma ki kararlarımızın sonuçlarına katlanmalıyız . Seçim yapmak tehlikelidir. Seçim yapınca diğer bütün seçeneklerden vazgeçmek zorunda kalırsın iyi düşün.
Steven - bilmece gibi konuşma rahip lütfen bana bir yol göster !
Rahip - sana yol gösterecek tek şey vicdanın . Vicdan insanın pusulasıdır evlat. Akıl şaşırtabilir kalp şaşırtabilir ama vicdanına güven.
Steven rahibi tam anlayamamıştır ve düşünmeye devam eder. Jane hala dışarıda bağırmaktadır. Bu sırada Jason ve Charlie hapishane önüne gelir.
Jason - ( sinirli bir şekilde arabadan iner ) hey ! Ne işin var burada ?
Jane - siz nasıl bir insansınız ? Oğlumuz içeride , onu neden saklıyorsunuz ? Her şeyi biliyorum by Jason. Sizi duydum neden böyle bir şey yaptınız ?
Jason - sen ne saçmalıyorsun ? Steven öldü.
Jane - ben salak değilim beni kandırmaktan vazgeçin , her şeyi biliyorum .
Jason - hayır tam da öylesin salaksın
Jane - inanın bana hakaretleriniz de , beni korkutmaya çalışmanızda umrumda değil . Polisi çağırıp Steven ı kurtaracağım. ( Çantasından telefonu çıkarır )
Jason - ( jane nin elinden telefonu alır ) arabaya bin ! gidiyoruz.
Jane - hayır gelmiyorum
Jason- sana gelir misin demedim gel dedim
Jane - ben de gelmiyorum dedim. Sizi dinlemiyorum
Jason - bana bak sarıkız hemen arabaya bin yoksa sana öyle şeyler yaparım ki seni öldürmem için bana yalvarırsın .
Jane - ( tedirgin olmuştur ama belli etmemeye çalışır ) sizden korkmuyorum
Jason - emin ol oğlum bile benden korkardı ki ben bile korkuyorum kendimden. Sana daha önce de söyledim benim gibi adamların ne yapacağını tahmin edemezsin tahmin etsem bile önüne geçemezsin. Şimdi canını yapmamı istemiyorsan bin şu arabaya yoksa seni o saçlarından tutup sürükleyerek bildiririm ve emin ol bunu istemezsin !
Jane biraz duraksar sonra Jason a çarpar ve arabaya biner
Charlie - nereye gidiyoruz efendim ?
Jason - şimdilik eve !
Charlie arabayı çalıştırır ve evin yolunu tutarlar . Robert ve Katrina odada oturmaktadır.
Robert - Katy eve gidecektin baban merak etmiştir git artık.
Katrina - evet gideceğim. Hatta şimdi gidiyorum burası sana emanet Rob.
Robert - tamamdır. ( Katrina kapıya yönelir ) Katy ! Merak etme her şey çok güzel olacak
Katrina - ( tebessüm ederek ) biliyorum . İyi ki varsın Rob
Katrina dışarı çıkar aracına yönelir Steven onu görür ve hızlıca yanına gelir .
Steven - Katy beklesene ! Nereye gidiyorsun?
Katrina- bana sadece ailem Katy der. Nereden geliyor bu samimiyet ? Ayrıca nereye gittim seni ilgilendirmez.
Steven - sabah da böyle yaptın. Bak ben sadece seninle konuşmak arkadaş olmak istiyorum
Katrina - bak Steven ben senin sandığın gibi biri değilim . Tamam arkadaş olmak isteyebilirsin anlıyorum. Aman şu an gerginim sana ayırabilecek vaktim yok. Yarın uzun uzun konuşuruz olur mu ?
Steven - bu bir teklif mi ? ( Güler . Katrina ciddi bir şekilde bakar ) Ne ? Sadece şaka yaptım
Katrina - her neyse yarın görüşürüz.
Steven - pekala güle güle
Katrina aracına biner ve hapishaneden gider. Robert onların konuştuklarını pencereden görmüştür . Katrina gidince Steven un yanına gelir.
Robert - hey çaylak ! Az önce Katrina ile ne konuştunuz ?
Steven - bu seni hiç ilgilendirmez dostum
Robert - ben senin dostun değilim ayrıca burada olup biten her şey beni ilgilendirir. Özellikle de Katrina ile ilgiliyse .
Steven - sen Katrina nın kuzeni değil misin ? Bu tavırların kuzenlikten çok başka bir şey gibi geldi , sanki onu kıskanıyorsun
Robert - sen ne saçmalıyorsun ?
Steven - ( güler ayağa kalkıp Robert ın karşısına dikilir ) hadi ama onun ağzının içine bakıyorsun , fark etmedim mi sandın ?
Robert - ( Steven ın yakasından tutar sinirlenmiştir ) ağzını topla seni lanet olası pislik
Steven - ne oldu ? Gerçekleri duymak zoruna mı gitti ?
Robert çok sinirlenmiştir ve daha fazla dayanamaz Steven a kafa atar
Robert - sakın katrina nın adını ağzına alma aşağılık herif.
Steven da sinirlenmiştir ve Robert a yumruk atar. Robert tekrar Steven a yumruk atar . Tartışmaktadırlar , bu sırada rahip gelir
Rahip - hey hey ! Durun ! Durun dedim ! Ne oluyor size ? Aklınızı mı kaçırdınız ? Koskoca adamlar ne yapıyorsunuz ?
Robert - ( Steven a bağırır ) Bir daha Katrina hakkında doğru konuş ! Ona bir adım bile yaklaşma !
Steven - aaa öyle mi ? Bu seni alakadar etmez , istediğimi yaparım. Ayrıca o da benimle konuşmak istiyor .
Robert - ( üzerine yürür ) Seni aşağılık herif !
Rahip - hey ! Yeter artık kesin saçmalamayı . Robert lütfen git Katrina bir sorun çıksın istemez öyle değil mi ? Git sakinleş . Sen de kapa çeneni Stev
Robert - şimdi gidiyorum ama katrina için
Steven - hı hıı
Robert yere tükürür mü içeri gider .
Rahip - Steven sen aklını mı kaçırdın ? Tanrı aşkına ne yapıyorsun ?
Steven - hadi ama William . Beni suçlamayı bırakır mısın artık , o başlattı !
Rahip - çocuk gibisiniz. Katrina yı böyle kazanamazsın Robert onun için çok önemli. Yaşadığı kazada kardeşini kaybettiğini biliyorsundur Robert ı kardeşi yerine koyuyor onu çok seviyor .
Steven - öyleyse ben de ona göre oynarım. Sağ ol rahip bunu öğrendiğim iyi oldu
Rahip - evlat seni bir kez daha uyarıyorum tehlikeli sularda yüzüyorsun. Üstelik yüzme bilmeden. Hoş bilsen bile pek fayda etmez umarım fazla hasar görmezsin .
Steven - rahip sadece şaka yaptım . Lütfen benimle böyle konuşmayı bırak . Bu konuyu kapatalım tamam mı ?
Rahip- pekala evlat sen bilirsin
Rahip içeri gider. Katrina eve gelmiştir aracından iner ve kapıdan içeri girer onu gören general koşarak üzerine atlar
Katrina - hey ! General nasılsın oğlum ? Özledin mi beni ? Evet ben de seni çok özledim yakışıklımm
Fred - peki beni ? Bu yakışıklıyım özlemedin mi kızım ? ( Fred salonun önünde durmaktadır Katrina başını kaldırıp ona bakar )
Katrina - elbette . Bu yakışıklıyı çok özledim . ( Gidip babasına sarılır)
Fred - ben de seni çok özledim güzelim
Katrina - özür dilerim baba . Lütfen affet beni. Artık daha iyi olacağım söz veriyorum
Fred - tamam tatlım. Bak Katy biliyorum isteyerek yapmıyorsun. Sen güçlü bir kızsın ama böyle davranmana ben de fazla tepki gösterdiğimin farkındayım .
Katrina - hayır baba sen haklıydın
Fred - bak bebeğim aslında o kadar da güçlü değiliz bazı zorluklara yenilememiz gerekiyor yeniliyoruz . Sen de sakin kalamıyor Sun ama lütfen sana söylediklerimi hatırla
Katina - hatırlıyorum ve unutmayacağım. Çünkü hatırladıkları bir insanı nasıl var ediyorsa unuttukları da yok eder hiçleştirir. Ben yok olmak istemiyorum baba. Bu yüzden kim olduğumu asla unutmayacağım
Fred - evet tatlım aferin işte böyle sen bir titanyumsun kızım
Katrina - evet bir titanyumum . Ne olursa olsun kim vurursa vursun asla düşmeyeceğim
Fred - ( güler ) çok iddialısınız bayan kasırga
Katrina - ( güler ) evet ben bir kasırgayım yoluma çıkacak fırtınalardan da korkmuyorum bayım
Fred - ama bir karar vermen gerekiyor . Kasırga mısın titanyum mu ?
Katrina - ımm . Sanırım bunu yapamam çünkü seçim yapmak tehlikelidir seçim yapınca diğer seçeneklerden vazgeçmek zorunda kalırsın. Ama ben tehlikeye düşmek vazgeçmek istemiyorum. Sanırım ... Sanırım ben bir titanyum kasırgasıyım . Bir fırtınadan geçeceğim ama kırılmayacağım.
Fred - ( güler ) vay canına titanyum kasırgası ha ? Kulağa hoş geliyor gibi
Katrina - evet . Aaa bu arada gelmek demişken akşam yemeğe gelecek baba
Fred - pekala gelsin onu da görelim öyle değil mi general ?
Katrina - seni çok seviyorum ihtiyar iyi ki benim babamsın ( der ve fred in yanağından öper)
Fred - ben de seni tatlım . Hey! İhtiyar sensin ben henüz 80 yaşındayım !
Katrina - ( güler ) özür dilerim delikanlı
Fred - bana baksana ! Sen babanla dalga mı geçiyorsun ? Şimdi görürsün general yakala oğlum ! ( General katrina yı kovalar ve fred onları izleyip Güler )
Katrina - hey hey hayır hayır !
Jason Jason ve Charlie eve gelmiştir arabadan inerler. Charlie arabayı garaja götürür Jason ve Jane eve girer. Jane merdivenlere yönelir .
Jason - benim odama geliyorsun !
Jason Jason a bakar ve birlikte odasına giderler. Kapıdan içeri girerler
Jane - ay Jason ne istiyorsunuz ? Yorgunum ve uyuyacağım
Jason - demek yorgunsun ? ( Jane e bir adım yaklaşır ve birden boğazını sıkıp duvara yapıştırır )
Jane - ne yapıyorsunuz ? Beni mi öldüreceksiniz ?
Jason - kafanın dikine gidersen evet. Seni sadece uyarıyorum. beni buna zorlama eğer yine saçma bir şey yaparsan ve sözümü dinlemezsen gerçekten seni öldürürüm . Ve emin ol bunu tereddüt etmeden gözümü kırpmadan yaparım !
Jane - bırakın ... By Jason ... Nefes alamıyorum !
Jason - eğer nefes almak istiyorsan aklını kullan . Tabii kullanabileceğin bir aklın varsa .
( Jane in boğazını sıkmayı bırakır , Jane nefes nefesedir öksürür )
Jason - odana git dinlen . Ve benim ayağıma dolanma !
Jason eliyle boğazını tutar öksürür , Jason a sinirlenmiştir , odasına gitmek için kapıyı açar
Jadon - jane ! Yaşamak nefes almak güzel şey ! ( Pencerenin önündedir ) gel dışarıya bak!
( Jane yanına gider . ) Şu koca ağacı görüyor musun ? Yıllardır yaşıyor ama yanındaki küçük Fidan solup gitti öldü.
Jane pencereden baktığında Charlie nin elinde kazma ve kürekle beklediğini görür.
Jane - by Jason Charlie orada ne yapıyor?
Jason - mezar kazıyor. ( Jane şaşırır ve ürperir)
Jane - mezar mı ? Ne mezarı ?
Jason -ölen fidanı görmek için. Yazık oldu henüz çok gençti ama tutunamadı.
Jane - ımm .. by Jason ben gidebilir miyim artık ?
Jason - elbette git. Unutma Jane yaşamak güzeldir
Jane dışarı çıkar ve kapıyı kapatır. Derin bir nefes alır ve odasına gider. Katrina mutfakta yemek hazırlamaktadır , fred yanına gelir
Fred - ev çok güzel koktu. Hey neden robert ın sevdiği yemekleri yaptın ?
Katina - yapma Baba bu yemeklerin hepsini sen de çok seviyorsun
Fred - yalancı. Kesin Robert bir şey yaptı bu da bir teşekkür yemeği
Katina - evet. Her zaman yanımda olduğunuz için size sevdiğiniz yemekleri yaptım . Sana bir ona teşekkür etmek istiyorum . Dur bir dakika nereden anladın baba ?
Fred - sana söyledim kızımı tanıyorum. Öyle değil mi general ?
General havlar. Bu sırada kapı çalar Robert gelmiştir
Fred - evet beklenen misafir de geldi. Hadi kapıyı aç
Katrina - tamam. ( Gidip kapıyı açar ) hoş geldin Rob
Robert - hoş bulduk ( içeri girer ) vay canına enfes kokular geliyor. Katy bu senin için ( bir demet papatya verir )
Katrina - aaa teşekkürler rob . Çok naziksin
Fred - eğer istemiyorsan ben alabilirim . ( Gülerler ) hoş geldin evlat
Robert - merhaba baba bu da senin için . ( Bulmaca defteri verir )
Fred - hey ben şaka yapmıştım . Teşekkürler ( bu sırada general havlar )
Robert- aa seni unuttum sanma general . Bunlar da senin oğlum ( bir paket köpek bisküvisi çıkarır ve verir )
Fred - dur bir dakika . aman tanrım ! Bu yeni çıkmıştı . Aradım ama bulamamıştım teşekkürler evlat
Robert - tahmin ettim senin aradığını. Geçen kitapçıda gezerken gözüme çarptı ben de aldım
Katrina - evet beyler masayı geçebiliriz yemekler hazır
Masaya otururlar .
Robert - vay canına gerçekten harika görünüyorlar .
Katrina - evet sizin için hazırladım. Hayatımdaki en önemli iki erkek için . ( Bu sırada general havlar ) aslında 3 . ( Hepsi Güler. Bu sırada Katrina dikkatlice robert ın yüzüne bakar ve yüzündeki kızarıklığı fark eder ) Robert senin yüzüne ne oldu ?
Robert - ımm önemli değil .
Fred - sana bir soru soruldu evlat. Ne oldu biriyle mi tartıştın ?
Robert - evet Steven la biraz atıştık ama önemli değil hallettik
Katrina -yine mi ? Tanrı aşkına bu adam ne zaman akıllanacak ? Dur biraz buz getireyim şişmesin .
Robert - hayır Katy iyiyim gerçekten gerek yok.
Fred - biraz şişmiş buz iyi gelir. Koskoca adamlar neyi paylaşamıyorsunuz ?
Katrina Robert in yanına oturur. Dolaptan aldığı buzu yüzüne koyar
Katrina - kesin bir şeyler yapmıştır Bir gün de sorunsuz geçsin. Acıyor mu ?
Robert - hayır. Dedim ya önemli değil atıştık sadece.
Fred- bakın bunu ikinize de söylüyorum. Siz güçlü akıllı insanlarsınız ve en önemlisi iyi insanlarsınız.. kim olduğunuzu ne olduğunuzu unutmayın .
Katrina - tamam haklısın baba. Ama babası da oğlu da hala bize karşı siper almış ve savaş açmış durumda .
Fred - bunu bilmediğimi mi sanıyorsun ? Bak kızım canavarlarla savaşırken kendinde bir canavara dönüşmemeye dikkat et. Çünkü uçuruma uzun süre baktığında uçurum da sana bakar.
Robert - Nietzsche güzel söylemiş. Ama Katrina haklı baba. Onları gelmek için aynı dilden konuşmalıyız
Fred - hayır evlat buna hiç gerek yok. Onları iyi olarak da yenebilirsiniz.
Katrina - peki ama nasıl ?
Fred - hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan onları yendin demektir. Kolay olmadığını biliyorum ama denemeye değer.
Gece olmuştur ve bırt evine gidecektir dışarıya çıkarlar Katrina onu yolcu edecektir
Robert - eline sağlık her şey harikaydı Katy . Sanırım bu gece 10 kilo aldım ( güler )
Katrina -( güler ) afiyet olsun hayır Rob . ( Eliyle Robert ın omzuna vurur ) hala çakı gibisin
İkisi de Güler .
Robert - sen de öyle. Imm ben gideyim artık iyi geceler . Yarın görüşürüz hoşça kal
Katrina - güle güle Rob görüşürüz. İyi geceler.
Robert aracına biner ve gider Katrina ona el sallar ve içeri girer.
Fred - gitti mi çakı çocuk ?
Katrina - evet gitti. Hey ! Bir dakika sen bizi mi dinledin ?
Fred - hayır sadece sokak ortasında kahkaha atıyordun sesini duydum
Katrina - eminim öyledir ( güler ) neyse iyi geceler baba
Fred - Katrina ! Yemekte dediklerimi iyi düşün lütfen sana güveniyorum kızım. İyi geceler.
Katrina tebessüm eder ve odasına gider. Sabah olmuştur Katrina aracıyla hapishanenin kapısından girer . Steven önüne çıkar
Steven - günaydın Katrina
Katrina - günaydın çaylak
Steven - lütfen bana adımla seslen. Bana bir kahve borcun var
Katrina - pekala Steven ama alışmam zaman alacak. Eğer işin yoksa şimdi bir kahve içebiliriz.
Steven - ( şaşırmıştır ) hey bir dakika bana kızmayacak mısın ?
Katrina - neden kızayım ki ne yaptın ?
Steven - bir şey yapmadım ama kahve içmek istediğimi söylemem yeterli değil mi ?
Katrina - kahve teklif ettin diye mi kızacağım yani ? daha fazla saçmalama istersen hadi gidelim. ( Katrina yürür Steven arkasından gelip kolundan tutar ve onu durdurur )
Steven - hey ! Sen iyi olduğundan emin misin ?
Katrina - senin sorunun ne ? Kahve içmek istedin ben de tamam dedim neden bu kadar şaşırdın ki ?
Steven - evet bu normal insanlar için normal bir şey . Şaşırmama gelince Her gün bu kadar sıcakkanlı olmadığın için olabilir mi ?
Katrina - yalancı ben hep sıcakkanlıydım
Steven - aaa evet o yüzden mi suratına tepsi ile vurdun ? Ve burnumu çatlattın ? Vahşice bağırıp saldırdın ?
Katrina - evet bunların hepsini yaptım çünkü o zaman sinirlenmiştim. Bana vahşi ve tehlikeli bir kadın olduğumu söylediler. Ben gerçekleri söylüyorum gerçekler de acı ve tehlikelidir .
Steven - evet anladım.
Katrina - eğer burada dikilmeye devam edersek kahve içemeyeceğiz .
Steven - Hadi gidelim öyleyse. Kahve içerken sohbet ederiz değil mi ?
Konuşarak içeri girerler kahve alırlar ve dışarı çıkıp bir banka otururlar.
Steven - vay canına gerçekten doğruymuş .
Katrina - neymiş doğru olan şey ?
Steven - bir şeyi gerçekten istersen onu gerçekleştirmeniz sağlamak için bütün Evren işbirliği yapar demişlerdi daha doğrusu bir yerde görmüştüm bu sözü. Haklılarmış
Katrina - ( güler ) ne yani benimle kahve içmeye mi istiyordun ?
Steven - evet hey gülme ben ciddiyim. Ya da ... Gülebilirsin sana çok yakışıyormuş
Katrina - ( ciddileşir ) sevgilini de böyle mi tavladın ?
Steven - jane yi mi diyorsun ?
Katrina- buraya gelip kapıyı yumruklayan sarışın güzel ve seksi kız işte. sevgilin.
Steven - o benim sevgilim değil yani artık değil. Bak ben ondan uzun süredir ayrılmayı düşünüyordum zaten. Eski kocası ile tartıştım sorunlar yaşadık az kalsın babamla onun yüzünden aram bozuluyordu. Benim ölümüm de fırsat oldu işte . Yani o benim sevgilim değil beni hala seviyor olabilir ama ben onu unuttum.
Katrina- bana neden anlatıyorsun bunları ? O kız deli mi neden buraya geldi o zaman ? Ya da boş ver her neyse .. ( banktan kalkar. Steven kolundan tutar )
Steven - Katy ! Az önce de söyledim ya o beni hala seviyor olabilir. Deli değil ama ilaç kullanıyor benim ölümümü kaldıramadı galiba her neyse. Bak ben... Ben sadece seni tanımak istiyorum . Ben ... Ben senden hoşlanıyorum
Katrina - yanlış yoldasın , geri dön çaylak . Çünkü tüm yollar sonunda aynı yere varır.
Steven - nereye varır ?
Katrina - hayal kırıklığı. Bak Steven akıllanmış gibi gözüküyorsun yani umarım öyledir. Gerçi dün robert la tartışmış olman beni sinirlendirdi. Söylesene neden tartıştınız ? Geldiğimden beri yüzünü fark ettim ama sormadım .
Steven - önemli değil . Her zamanki şeyler işte bana emir verdi ben de kafa tuttum tartıştık hepsi bu.. Her neyse. Neden yanlış yoldayım ?
Katrina- ben senin istediğin gibi biri değilim Steven. Bizim aramızda arkadaşlıktan öte bir ilişki yaşanamaz gerçi arkadaşlıktan bile emin değilim .
Steven - ama neden ? Bir nedeni olmalı öyle değil mi ? Bak her insan ikinci bir şansı hak eder ayrıca sen bana ilk şansı bile vermedin. Belki her şey güzel olacak , mutlu olacağız . Söylesene sen neden korkuyorsun ?
Katrina - korkmak mı ? Saçmalaması Steven ben hiçbir şeyden korkmuyorum !
Steven- babamgil yüzünden mi ? Yoksa başka biri mi seviyorsun ? Robert mı ? Ona mı aşıksın yoksa ? Bak eğer öyle bir şey varsa ...
Katrina- yine saçmalamaya başladın Kapa çeneni ! Yoksa ağzını dikerim.
Steven - neden hemen dişlerini gösteriyorsun ? Beni korkutmaya çalışıyorsun evet. Evet senden korkmamı istiyorsun . Böylelikle senden uzak duracağımı düşünüyorsun değil mi ? Böyle yapmanın sebebi beni korkutmak istemen .
Katrina - Sana bir tavsiye vereyim Çaylak Stev ;
bu haytta kaybedecek çok şeyi olan birinden kork . Çünkü hırslıdır yenilgiyi kaybetmeyi sevmez aksine daha fazla kazanmak ister . Elindekileri korumak için gözünü karartır ve elinden gelen her şeyi yapar tehlikelidir .
Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinden de kork . Çünkü yenilmiştir ama bu yenilgi onu hırslandırdığı için kaybettiklerini geri kazanmak için güçlü olduğunu kanıtlamak için her şeyi yapabilecek biridir . Elinden gelen her şeyi yapar tehlikelidir
Ama kaybetmiş birinden daha çok kork . çünkü bir zamanlar kaybedecek çok şeyi vardır ama şimdi geriye kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır canından başka ... onun da Gözü karadır öfkelidir ama planlıdır çünkü kaybettiklerinin telafisinin olmayacağını bilir canını hiçe sayar ve her şeyi yapabilir ölümü de göze alır çünkü intikam için yaşıyordur .. aslında zaten yaşayan bir ölüdür bu yüzden kaybetmiş birinden kork çaylak çünkü yaşayan bir ölü ruhunu ve içindeki meleği gömmüştür . aklını ve içindeki şeytanı değil ...
Steven - kaybetmiş birinden daha çok kork dedin ama kaybetmiş birinin de hala kaybetmediği şeyler var. içindeki şeytan , intikam duygusu özellikle de aklı . bence hala kaybetmiş sayılmaz .
Katrina - Başka birine dönüşmüş sonuçta öyle değil mi ?
Steven - evet , öyle gözüküyor .
Katrina - artık aynaya baktığında kendini göremez , bu durumda kendini de kaybetmiş oluyor . Sence bu ondan korkmak için yetmez mi ?
Steven - haklısın böyle düşünmemiştim . Peki sen hangisisin ?
Katrina - bilmem. Sanırım kaybetmiş biriyim. Daha doğrusu kaybolmuş ...
Steven - yani senden çok çok korkmam gerektiğini mi söylüyorsun ?
Katrina - ( güler ) bilmem . Aslında korksan iyi edersin. Çünkü en korkunç canavarlar ruhlarımızda gizlenenlerdir. Her insanın içinde bir canavar vardır .
Steven - bu durumda sen de benden korkmalısın . Ne de olsa benim de içimde bir canavar var . ( Güler )
Katrina - yoluma çıkacak fırtınalardan korkmuyorum. Çünkü ben bir kasırgayım . ( Arkasını dönüp gider biraz ilerler ve Steven a bakar ) kahve için sağ ol çaylak görüşürüz
Steven - görüşürüz . ( Katrina gider ) ne tuhaf bir kız .
Katrina giderken rahip karşısına çıkar .
Rahip - merhaba Katy nasılsın ?
Katrina - günaydın rahip iyiyim sen nasılsın? Bacağın nasıl oldu ?
Rahip - daha iyi artık üzerine basabiliyorum.
Katrina - iyi olmana sevindim.
Rahip - teşekkürler. Çaylakla samimiyet kurmuşsunuz gördüğüm kadarıyla ?
Katrina - sayılır . Yani sorun çıksın istemiyorum. arkadaş olmaya çalışıyor, ben de düzen ve huzur sağlamaya çalışıyorum .
Rahip - bu duruma sevinsem mi üzülsem mi korksan mı bilemedim açıkçası .
Katrina - neden ? Steven la tartışmayı bırakıp sohbet etmemiz çok mu tuhaf ?
Rahip - bilemiyorum . Yani daha dün kızıyordum öldürmek istiyorum şimdi ne değişti de böyle arkadaş oldunuz söyler misin ?
Katrina - evet haklısın. Kızıyordum ama artık kızmıyorum kimsenin beni öldüremeyeceksiniz fark ettim.
Rahip - kimin öyle bir niyeti vardı ki ?
Katrina - herkes
Rahip - herkes mi ? Yapma Katy ben senin yanındayım bunu sana yapmam .
Katrina - yanındayım kelimesi laf kalabalığı Iğdır kimse yanında değildir tek başınasındır bu dünyada.
Rahip - belki yanındakiler arkanda kalmıştır ha? Geri dönüp onları bulabilirsin .
Katrina - yapamam. Arkamda bıraktığım köprüleri yıkarım ki ilerlemekten başka çarem kalmasın. ( Rahip şaşkınca Katrina ya bakmaktadır Katrina Güler. ) Merak etme rahip henüz kafayı yemedim korkma. Sorun çıksın istemiyorum babam üzülsün istemiyorum hepsi bu. Hiç yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan onları yendin demektir dedi babam. Bu yüzden onları insan kalarak yeneceğim ve mutlu olacağım. Her neyse görüşürüz . ( Katrina arkasını dönüp gider )
Rahip - Katrina stone ! ( Katrina dönüp rahibe bakar ) asla unutma sen inandığından daha cesur göründüğünden daha güçlü ve düşündüğünden daha zekisin.
Katrina - teşekkürler rahip . ( İçeri gider )
Rahip - yüce Tanrım sen bu meleği ve sevdiklerini felaket kasırgadan koru. Amen .
Katyn odasına girer Roberts içeride onu beklemektedir.
Robert - günaydın Katy
Katrina - günaydın Rob . Nasılsın ?
Robert - iyi. Sen bayağı neşelisin galiba .
Katrina - hayır . Nereden çıkardın ki ?
Robert - Az önce çaylakla bayağı yakındınız. Yeni arkadaşın komik galiba.
Katrina - sadece kahve içtik Rob . Abartma lütfen. Sorun çıksın istemiyorum biliyorsun.
Robert - aaaa evet . Sorun çıkmasın diye çaylığı pohpohlayacağız . Görünüşe göre sen de memnunsun halinden.
Katrina - ne ? Robert saçmalama . Sen aklını mı kaçırdın yoksa kıskandın mı onu ?
Robert - ne ? ( Güler ) çok komik gerçekten . Ben onu neden kıskanayım ki ?
Katrina - bak Robert çaylakla aramızda sadece babam iyi olsun diye kurulan bir samimiyet var. Hatta yok bile sadece kahve içtik biraz konuştuk. Ayrıca bizim aramıza kimse giremez bunu unutma.
Robert - hiç öyle görünmüyordunuz ama !
Katrina - önemli olan ne yaptığın değil ne yaptığına inandırdığın. Ben sadece herkes biz dost sansın istiyorum bu sayede de babamı korumaya çalışıyorum ve seni de.
Robert - korumak mı ?
Katrina - evet korumak. Yoksa tartışmaya devam edeceğiz ve yıpranacağız. Sizi kaybetmek istemiyorum Rob . Beni anla lütfen siz benim ailemsiniz sizin için her şeyi yaparım.
Robert - Katy . Dürüst ol . Yoksa ona karşı bir şeyler mi hissediyorsun ?
Katrina bi an cevap vermeden Robert e bakar .
Robert- yalan söyleme Katy
Katrina - ağzımı bile açmadım Robert ne yalanı ?
Robert - insan susarak da yalan söyleyebilir Katy , susma !
Katrina - bazen insanlarla aynı dilde konuşamayacağını fark edince farklı dilde susmayı seçersin.
Robert - benimle aynı dili konuşmak istemeyen sensin Katy . Yanlış yoldasın beni karşına alma !
Katrina - ben seni karşıma almıyorum sen benim önümde duruyorsun. Ayrıca yanlışlar insana tecrübe katar. Sen de benimle gel biraz da yanlış yoldan gidelim hem gezmiş oluruz.
Robert- seninle gözümü kırpmadan ölüme gideceğimi biliyorsun. Hangi yolda olursan ol yanındayım. Katrina sen de kalbinin yolundan git ama aklını da yanına al .
Katrina - zaten onun için sen yanımdasın . Merak etme her şey yoluna girecek.
Robert - hiçbir şey yoluna girmese bile ben hep seninle olacağım.
Gülümserler ve sarılırlar . Jane evde dolaşmaktadır.
Lola - efendim bir isteğiniz var mı ?
Jane - hayır. Sadece sıkıldım biraz yürüsem iyi olacak . Lola , bay jason nerede ?
Lola - bilmem Charlie ile çıkmışlardı işleri var galiba.
Jane - pekala kolay gelsin.
Jane odasına gider. Jason ve Charlie bir depoya girerler . Birkaç adam vardır. Jason arabadan iner ve adamların yanına gelir .
Birinci adam - hoşgeldiniz bay Jason
Jason - merhaba Beyler umarım çok bekletmedim
İkinci adam - hayır hayır sadece birkaç haftadır bekliyoruz.
Jason - keşke beklemeyip siz beni ziyaret etseydiniz . Zevkle ağırlardım .
Birinci adam - Beyler lütfen sakin olalım . By Jason bize önemli bir şey söyleyeceğim dediniz konu nedir ?
Jason - evet . Konu ... İhanet !
Üçüncü adam - ihanet mi ? İçimizde hain olduğunu mu düşünüyorsunuz ?
Jason - hayır düşünmüyorum. İçimizde bir hain var diyorum.
İkinci adam - benden şüpheleniyorsanız o kadar aşağılık biri değilim ! Sizi pek sevmem by Jason bilirsiniz ama ihanet de etmem .
Jason - evet biliyorum. Siz şerefli bir düşmansınız. Ama içimizde şerefsiz bir dost var. ( Silahı çıkarır ve birinci adama ateş eder) bana dost gibi yaklaşarak ihanetini gizlemeye çalışsın ama yakalandın.
Birinci adam - ( yerde yaralı yatmaktadır ) lütfen by Jason bir şans verin . size tüm gerçekleri anlatmama izin verin .
Jason - senin gerçeklerin umurumda değil. Tek gerçek var oda zamanın dolduğunda dünyada olmayacağın. Öyle bir gerçek varken hiçbir şey sandığın kadar gerçek değildir aslında. ( Ateş eder ve adamı öldürür )
İkinci adam - by Jason neler oluyor ? ( Jason oturur ve Bir sigara yakar )
Jason - bize ihanet etti. Ona güvenip sattığımı silahları onun ekibi ile gönderdik ama ekibindeki bazı ahmaklar silahları gizlice çalıp sattı. Yani bizi dolandırdıklarını sandılar .
Üçüncü adam - peki onun bundan haberi var mıydı ?
Jason - bilmiyorum
Üçüncü adam - peki neden sormadınız ?
Jason - sorsam ne değişecekti ki ? Eğer sorsaydın ya susardı ya da konuşurdu. Ama her iki ihtimalde de yalan söylemiş olurdu. İnsan susarak da yalan söyleyebilir çünkü.
İkinci adam - haklısınız. Ama sorduğumuzda tüm detayları öğrenebilirdik ..
Jason - ( güler ) bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilmemektir. Siz her şeye harika bir güzellik katar. Ayrıca aldığımız cevaplar da bizim için iyi sonuçlar doğurmayabilirdi. Bir sürü şey düşünecek tik ve insanı düşünceler tüketir beyler. ( Yerinden kalkar ) konu kapandı görüşmemiz bitmiştir iyi günler.
Sigaranın izmaritini atar ve depodan dışarı çıkıp arabaya biner .
Charlie - nereye gidiyoruz efendim ?
Jason - eve . Biraz dinlensem iyi olacak .
Charlie - depoyu temizlemeye gelecekler efendim .
Jason - güzel. İyice ilaçla sınlar haşere görmek istemiyorum. Charlie ! Sence sormalı mıydın?
Charlie - belki de. Ama sormuş olsaydınız belki cevap alamayacaksınız belki de sizi kandıracak bir cevap alacaksınız ve onun işinize yazabileceğini düşünüp affedecektiniz. O da size daha sadık olacaktı.
Jason - haklısın. Friedrich hegel in şöyle bir sözü var kopan bir ipe düğüm attığınızda ipin en sağlam yeri o düğüm olur ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür.
Charlie - güzel söylemiş. Baktınız düğün çözülmüyor sizde ipi kestiniz .
Jason - ( güler ) evet öyle oldu Keskin bir bıçağa elini uzatırsan seni keser.
Charlie -evet efendim.
Arabayı sürmeye devam eder. Katrina ve Robert içeride oturmakta ve satranç oynamaktadırlar.
Robert - vay canına bayağı ilerlemişsin.
Katrina - evet. Öğretmenim çok iyiydir.
Robert - ( güler ) sen zeki bir öğrencisin öğretmeni boş ver.
Katrina - hayır onun emeğini hiçe sayamam. Eğer o olmasaydı başaramazdım .
Robert - asıl sen olmasan ben burada olmazdım.
Katrina - hey salıyorsun bir ağlamayacağız değil mi ? ( Güler )
Robert - hayır Katy . Sen ağlayacaksın çünkü kaybettin .
Katrina - aaa yine mi ? Sen bu konuda uzmansın . Tebrikler .
Robert - teşekkürler. Saat geç olmuş hava da karardı yağmur yağıyor . hadi sen eve git ben de birkaç saat sonra çıkarım.
Katrina - pekala birazdan çıkarım ben de.
Biraz sonra Katrina asansöre biner. Dışarı çıkıp arabasına biner ve kapıda güvenliğin yanına gider.
Katrina - iyi görevler beyler ben gidiyorum bir sorun olursa Robert içeride.
Güvenlik - teşekkürler efendim. Bu arada yeni asistan az önce geldi.
Katrina - ( şaşkın bir şekilde ) asistan mı ?
Güvenlik - evet . Bay barny nin asistan iyiymiş size dosyalar ve raporlar için yardım göndermiş .
Katrina - ( hapishaneye doğru bakar ) lanet olsun ! Hemen tüm çıkışları kilitle sakın alarma basmayın. ( Telefonu çıkartır ve Robert i arar )
Robert - katy . Bir şey mi unuttun ? ( Pencerenin önündedir ) hala çıkmadın.
Katrina - Rob içeri biri girmiş
Robert - ne ? Lanet olsun !
Katrina - her yeri kontrol et ve odayı kilitle. Steven ı kaybet bir yere kilitle bir şey yap ortada gezmesin. Mahkumlara dikkat et ben de hemen geliyorum.
Robert - tamam. Dikkat et sen de
Robert hemen dışarı çıkar ve odanın kapısını kilitler. Asansöre binip aşağıya iner. Katı ile arabadan inip hızlı hızlı yürüyerek içer gelir ve katları dolaşmaya başlar. İçeri giren kadın katlarda dolaşmaktadır ve hücrelere girip odalarda kimin kaldığına bakar. Tam Steven ın olduğu kata gelmiştir elini hücrenin kapısına uzatır tam kapıyı açacaktır. Bu sırada birisi arkadan başına silah dayar.
Katrina - hemen elini o kapıdan çek .
Katrina kadına fırsat vermeden sertçe kolundan tutup yüzümü çevirir ve kızın Jane olduğunu görür .
Katrina - peruk takıp kılık değiştirerek tanımayacağını mı düşündün ? Aptal !
Jane - bırak beni lanet olası . Senin adamları Zeki olsaydı şimdi ben burada olmazdım .
Katrina - eğer sen de birazcık beyin olsaydı şimdi burada olmazdın .
Jane -Steven burada biliyorum. By Jason a da söyledim onu zorla tutuyorsunuz ama ben çıkaracağım , kurtaracağım onu .
Katrina - Kapa çeneni aptal sarışın ! Düş önüme ! ( İter ) gidiyorsun.
Johnny önde Katrina arkada yürürler ve bu sırada Robert gelir .
Katrina - Robert sunum sahibini ara gelip alsın yoksa elimde kalacak. ( Robert telefonu alıp gider . )
Jane - beni öldürmekle mi tehdit ediyorsun ? Senden korkmuyorum !
Katrina - sana bir akıl vereyim kendini fazla ciddiye alma.
Jane - sen o aklı adamlarına versen iyi olur ayrıca sana da lazım.
Katrina - ( jane nin kolundan tutar ) Eğer bana akıl lazım olsaydı seni yakalayabilir miydim? Peki eğer sende akıl olsaydı bana yakalanır mıydın ?
Jane - sen öyle san yakalandığımı kim söyledi ? ( Jane Katrina nın karnına dirseği ile vurur ve kaçar . Biraz koşar ve koridorun sonuna gelir . )
Katrina - işte akılsız olduğunu bir kez daha kanıtladım sence tek bir hamleyle beni düşürebilir misin ?
Jane - evet birayı gücünde olduğunu unutmuşum . Ama sende şunu unutuyorsun ayılar da yıkılabilir. ( Jane cebinden çıkardığı bıçağı Katrina ya doğrultur ) eğer seni kesmemi istemiyorsan önümden çekil !
Katrina - ( güler ) çekilmezsem ne yaparsın ? Ne yani o bıçakla beni mi öldüreceksin ?
Jane - kim bilir belki de . ( Bıçağı Katrina ya doğru sallar Katrina geri çekilir. Jane bir kaç defa Katrina nin üzerine yürüyüp bıçağı sallar katina bıçağı almak için yaklaşır ve bu sırada kolu çizilir . Bu sırada Robert koridorun diğer ucundan koşarak gelir . Jane kaçmaya çalışır ama Robert üzerine yürüyüp onu tutar ve bileğinden kıvırarak bıçağı elinden alıp kelepçe takar . Katrina nın kolu kanamaktadır . )
Robert - katy ! İyi misin ?
Katrina - evet iyiyim.
Robert - kolun kanıyor !
Katrina - merak etme ufak sıyırık sadece iyiyim. ( Yaklaşıp Jane nin saçından tutar ) beni bir bıçakla da öldüremezsin. Bomba da tank da beni öldürmez. Çünkü ben kurşun geçirmezim.
Jane - kendini üzmeye ne kadar da bayılıyorsun . Ama bunların hepsi laf kalabalığı . Sen de beni koluma kelepçe takarak durduramazsın .
Katrina - şu an seni saçından tutup sürüklerdim hatta öyle şeyler yapardım ki ...
Jane - ( güler ) hadi yapsana ! Ben neden yapmadığını biliyorum ; korkuyorsun . Bay Jason dan korkuyorsun ve bu yüzden bana hiçbir şey yapamazsın. Onun ne kadar güçlü olduğunu biliyorsun eğer bana zarar verirsen o da sana neler yapar biliyorsun.
Katrina - ( güler ) ne o ihtiyardan ne de senden korkmuyorum. Ama sen hem benden hem de o ihtiyardan korksan iyi edersin. Sözünü çiğnediğin için seni öldürebilir dua et de sakat bıraksın. Şimdi Kapa çeneni ve yürü.
Robert jane yi kolundan tutar ve bir odaya getirir kapıyı kapatıp üzerine kilitler. Jane bağırmaya başlar .
Jane - hey ! Çıkar beni buradan ! Sana söylüyorum lanet olası fahişe ! Steven ! Steven ben buradayım ! Göreceksin aşağılık pislik , buradan çıkacağım ve steven la birlikte gideceğiz !
Katrina - lanet olsun Kapa şu çeneni yoksa gelip dilini keseceğim !
Robert - tamam sakin ol Katrina. Gel dışarı çıkalım hava alalım biraz . Hem koluna da bakmış olurum .
Birlikte dışarı çıkarlar Robert Katrina nın kolunu sargı bezi ile Sarar
Katrina - Robert Steven nerede ? Ve mahkumlar
Robert - sen arayınca hemen herkesi aşağıya indirdim salonda film izliyorlar.. Steven da lavabodaymış ben de onu tuvalete kilitledim.
Katrina - iyi , biraz beklesin şimdi bir de onunla uğraşamam .
Robert - tamam , şimdilik idare eder bu sargı bezi .
Katrina - sağ ol Robert . ( Bir sigara çıkarır ve içmeye başlar , robert a da uztır )
Robert - Katy kolunu sardık ama yine de bir doktora gitsen iyi olur . Çok acıyor mu ?
Katrina - gerek yok Robert. Ufak bir sıyırık bundan daha fazlasını yaşadım sen de biliyorsun
Robert - Katrina gerçekten iyi misin ?
Katrina - ( sigaradan bir nefes alır ) iyi değilim. Hayata tutunmak ve kafamı toplamak için ihtiyaç duyduğu enerji ile piramitleri inşa edebilirim ama iyi değilim .
Robert- yapma Katy. Bak içinde bir savaş olduğunu biliyorum kaybolduğunun da farkındayım. Kendimizi bulmaya ancak kaybolunca başlarız. Katrina ! Gözlerime bak ! Ben yanındayım sana inanıyorum her zaman burada olacağım . Yorgunsan bana yaslan ve kendine inan . Birlikte aşacağız her şeyi lütfen arkana bakma Katy tüm hayatın önünde .
Katrina - bu hayatta yaptığın yaşadığım hiçbir şey için pişman olmadım. Ne yaptıysam bir sebebi vardı. Ama hayatımda yaptığım en iyi en doğru şey sana güvenmek ve yanında olmak. Bunu bir kez daha anladım .
Robert - asıl benim hayatımdaki en doğru şey senin yanında olmak
Katrina - bunu bir kez daha düşün derim ( güler )
Robert - hayır binlerce kez düşünsem de kararım aynı olacak. Katy kafandan kötü düşünceleri at kendi iyiliğin için.
Katrina - haklısın . ( Bu sırada Jason hapishanenin kapısından girer onlara doğru yürür. Katrina ve Robert Jason a bakar ) beni boğmadan onları ben yok etmeliyim . ( Katrina sigaradan bir nefes daha alır ve izmariti yere atıp ezerek söndürür )
Jason - merhaba çelik zırhlı kız .
Katrina - ne zırhı ihtiyar , sen gün geçtikçe bunuyorsun galiba.
Jason - ben buna mı yorum ama sen gün geçtikçe sınırını ve haddini aşıyorsun küçük kız.
Katrina - hadi mi bilmem ama sınırlar aşılmak için vardır
Jason - cesur ve gözüpek arasın anladım ama benim gibi güçlü birini tek başına cephe alman da salaklıktır.
Katrina - ( güler ) tek başına olmam yalnız olduğum anlamına gelmez. Bu bir şeyleri tek başına halledecek kadar güçlü olduğu anlamına gelir.
Jason - yalnız değilsin ha ? Babana mı güveniyorsun ?
Katrina - yürümeyi öğrendiğimden beridir koşuyorum uçmayı öğrendiğimden beri kimseye ihtiyaç duymadan havalanıyorum
Jason- yürümeyi kim öğretti bilmem ama uçmayı babandan öğrendiğin kesin. O da böyle havalı cümleler kurar
Katrina - evet babam çok iyi bir öğretmendir
Jason - Belli ( katinanın sarılmış kolunu işaret eder ) kendini korumayı çok güzel öğretmiş
Katrina - ( güler ) merak etme acımıyor. Babam yaraların izi kalması kötü değildir eğer sana iyileştiğini hatırlatıyorsa der. Ayrıca ben nasıl davranmam ve kendimi nasıl koymam gerektiğini çok iyi biliyorum. Siz gelininiz ve oğlumuza öğretiniz iyi olur .
Jason - evet çok iyi biliyorsun aptallar akıllılardan pek az şey öğrenir ama akıllılar aptallardan çok şey öğrenirler.
Katrina - öyleyse boşa çabalıyorum hiçbir şey öğrenemeyeceksiniz.
Jason - bak kız çocuğu bana kafa tutuyorsun anlaşılan beni hala tanıyamamışsın. Neye veya kime güveniyorsun bilmiyorum ama güçlü olmak istiyorsan yalnız savaşmayı öğren baban her zaman yanında olamaz.
Katrina - ( güler ) sadece kendime güveniyorum. İhtiyarın biri bana eğer güçlü olmak istiyorsan kendine şunu sor ne kadarına dayanabilirim ? Unutmak Elmas kesilmeden güzelleşmez. Demişti. Hiç kimse umursamıyor ama ben çok daha güçlüyüm. Sonuna kadar savaşacağım. Hiçbir zorluktan da korkmuyorum.
Jason - yoluna çıkacak fırtınalardan da korkmuyorsun değil mi ?
Katrina - evet. Korkularının esiri olmamak için korkularını esir etmelisin ben de öyle yaptım.
Jason - ( güler ) bunu yaşlı bir kurda mı söylüyorsun ? Ben hiçbir şeyden korkmam her şeyi de esirim yaparım. Sana akıl vereyim küçük kız ayağını denk almalısın. Yanlış ve çok tehlikeli bir patikadan gidiyorsun. Bin sürü gücündeki bir kurdun olduğu patikadan gitmek çok tehlikeli ve sen o kurda kafa tutuyorsun.
Katrina - bana hiçbir şey olmaz ihtiyar. Beni kurtları atabilirsin yarın sapasağlam ve tüm sürünün lideri olarak geri geleceğim. Robert ! Şu kızı getirin ihtiyarı yeterince beklettik.
Robert içeri gider . Jason Katrina ya uzun uzun bakar .
Jason - kendimi bilmesem senin benim kızım olduğunu söylerdim. Evet. Bu kız Jason Morgan ın kızı derdim. Bu kız tıpkı babası gibi cesur çok güçlü gözü kara ve çok zeki. İşte bu benim kızım gülerken de savaşırken de benim gibi bakıyor , pes etmek vazgeçmek nedir bilmiyor. İnan bana küçük kız doğduğunda senin benim kollarımda olmanı isterdim .
Katrina - bu bir teklif mi ?
Jason - ( güler ) Zeki kız anlayacağını biliyordum
Katrina - öyleyse kabul etmeyeceğimi de biliyorsundur. Benim bir babam var zaten. Gülerken savaşırken onun gibi baktığım, cesur çok güçlü Zeki pes etmek nedir bilmeyen harika bir babam var. O benimle gurur duyuyor mu bilmiyorum ama ben onunla böyle bir baba olduğu için gurur duyuyorum.
Bu sırada Robert Jane yi getirir .
Katrina - güle güle bay Jason .
Jason - Hoşçakal küçük kız
Charlie gelir ve Jane nin kolundan tutup arabaya doğru götürür.
Katrina - Jane ! Charlie izin ver iki dakika konuşalım .
Jane katrina nın yanına gelir .
Jane - şimdi gidiyorum ama tekrar geleceğim ve bu sefer Steven ile birlikte gideceğiz seni de ...
Katrina - Kapa çeneni ve beni dinle . Benden nefret ettiğini biliyorum ben de seni sevmiyorum. Bak belki de bu seni son uyarışımdır. Git Jane ! Buradan bu eyaletten git. O ihtiyar ve benim gibilerin olduğu yerler sana göre değil. Dünya hassas kalpler için cehennemdir bu dünya sana göre değil. Burada vahşi ve cani katiller var. Merhamet arama burada duygu yok burada hisler ölüm onlar insan değil birer canavar. Kendini düşün yaşamak istiyorsan git.
Jane - beni tehdit mi ediyorsun ? Beni böyle masallar anlatarak korkutamazsın. Ben sizden kurtulacağım ve Steven la birlikte buradan gideceğiz siz yok olunca her şey güzel olacak.
Katrina - ( acıyarak ve şaşkınca bakar ) Tüm bu söylediklerime rağmen böyle mi düşünüyorsun ? Sen gerçekten salaksın kızım. Ahmak ! Hiçbir şey yoluna girmeyecek kaç buradan ! Arkana bakma koş !
Jane - merak etme gideceğim önce polise gidip Steven in eşyaların bu hapishaneye getirildiğini ve onu burada zorla tuttuğunuzu söyleyeceğim.
Katrina - git. Hadi git söyle bunların hepsini. Polisler burayı bassın ve Steven ın eşyalarını bulsun. Ben de bay Jason un düzenli yardım yaptığını ve oldun eşyalarını hapishanedeki mahkumlara dağıttığını söylerim. Hepsini tutanağı da var zaten . Ha bir de jane adında akıl hastanesinden kaçmış bir hastanın hapishaneye zorla girdiğini mahkumları rahatsız ettiğini eşyaları karıştırıp hırsızlık yaptığını ve beni bıçakladığını söylerim . Çok onlara kanıt olarak da kamera kayıtlarını gösteririm . Sence polisler hiçbir delil olmayan ne olduğu belirsiz bir fahişe olan sana mı yoksa kanıtı olan kendi halinde bir kadın olan bana mı inanırlar ? Arkandaki ihtiyara güveniyorsan yanılıyorsun kazanamazsın aksine iki kat kaybedersin. Seni uyardım istersen ders alır gidersin buradan , kalmak istersen de sonuçlara katlanırsın. Şimdi defol !
Jane - seni aşağılık orospu ! Lanet olsun !
Jane Katrina nın üzerine yürür ve Charlie koşup onu tutar ..
Charlie - jane Kapa çeneni ve bin arabaya by Jason yeterince sinirli .
Ceylin arabada sinirli sinirli oturan by Jason ile göz göze gelir ve sessizce gidip arabaya biner. Katrina kapıya yönelir .
Robert - ne söyledin ona ?
Katrina - hiç sadece olacakları söyledim ve uyardım . Ama beyinsiz beni anlamadı. Her neyse!
Bu sırada içerden Steven ın sesleri gelir. Tuvalette kilitli kalmıştır ve kapıyı yumruklayıp çağırmaktadır.
Steven - hey ! Neden beni kilitlediniz ? Açın şu kapıyı size söylüyorum .
Katrina - Lanet olsun bunu unuttuk. Gidip su mu çıkaralım yoksa hapishaneyi yıkacak
Robert ve Katrina içeri girip kapıyı açar Steven dışarı çıkar.
Robert - yangın çıkmış gibi bağırmayı keser misin ? Geldik işte !
Steven - senin sorunun ne neden kapıyı üzerimi kitlediniz ?
Robert - sana hesap verecek değilim çaylak. Öyle olması gerekiyordu.
Steven - elbette vereceksin . Durup dururken beni içeri kilitleyen sensin .
Robert- sen kimsin ki sana hesap vereyim ?
Steven - sana kim olduğumu göstereyim gel hadi.
Katrina - Hey ! Kendinize gelin beyler , ne oluyor ?
Steven - onu sevgili kuzenine sor beni durup dururken içeri kilitledi ve ben burada neredeyse ...
Katrina - abartmayı kes. Ben söyledim kapıyı kilitlemesini .
Steven - sen mi söyledin ? Neden böyle bir şey yaptın ki ?
Katrina - ( sinirlenmiştir ) çünkü ben öyle istedim ve öyle oldu .
Steven -iyi ama neden ? Ne yaptım ki ? Hani artık tartışmayacaktık ? Ortada hiçbir sebep yokken neden Katy ?
Katrina- bak çaylak evet sana tartışmak yok sorun çıksın istemiyorum dedim. Ama ben böyle biriyim sinirlenince babamı bile kafa tutuyorum ki babam benim her şeyim. O nedenle kendini fazla önemseme sen de bu hapishanedeki mahkumlardan birisin.
Arkasını dönüp gider bir kaç adım atar ve geri döner
Katrina - haa eğer sebebini çok merak ediyorsan söyleyeyim sevgilin veya eski sevgilim her neyse hapishaneye gizlice girdim seni arıyordu . Beni seni burada zorla tuttuğum için polise ihbar edecekti ve bunun için bir delil gerekiyordu seni burada olduğunu kanıtlayacak bir şey. Seni görmemesi için Robert a seni buraya kilitlenmesini söyledim. Tamam mı ?
Steven - neden beni Jane den saklıyorsunuz ki ? Evet eski sevgilim ama benim yaşadığımı bilmesin neyi değiştirir ki ?
Katrina - neyi mi değiştirir ? Haklısın aslında bunu bilse iyi olur. İstediği zaman buraya girip çıkar rahatça görüşürsünüz sonra da babanın düşmanları hapishaneyi basar ve tüm mahkumları da seni de bizi de öldürür tabii seni korumadığım için baban da babamı öldürür. Evet gerçekten hiçbir şey değiştirmezmiş !
Steven - özür dilerim ben .. ben böyle düşünmemiştim .
Katrina - milan daki evi ateşe veren hizmetçiyi duydun mu ?
Steven - (şaşkındır ) hangi evi ?
Katrina - çalıştığı evi . Güneydeki evini ve ailesi o kadar özlemiş ki geri dönmesini engelleyen şeyi yakıp kül etmiş. Tıpkı benim yapacağım gibi. Eğer sevdiklerime zarar gelirse ben de yakıp kül ederim hiç kimseyi düşünmem. Kendimi bile !
Arkasını dönüp gider. Jane ve Jason arabada gitmektedir
Jane - by Jason ben ...
Jason - ne kadar kaldı Charlie ?
Charlie - geldik efendim biraz ileride
Jane - nereye gidiyoruz ?
Jason - yeni evine !
Jane - yeni evim mi ? İyi ama burası bir orman ne işimiz var burada?
Jason- iyi ya fotosentez yapan bitkiler de burada Yaşar zaten.
Charlie arabayı durdurur ve Jason aşağı iner
Jane - by Jason ne yapmaya çalışıyorsunuz hiç komik değil.
Jason- şaka yaptığımı kim söyledi ? Aşağı in .
Jane Arabadan iner Jason Charlie ye başıyla işaret eder Charlie jane nin kolundan tutup götürür.
Jane - hey Charlie . Bırak kolumu ne yapıyorsun canım acıyor.
Charlie jane yi büyük bir ağacın altına götürüp iter hava yağmurlu ve bulanıktır.
Jane - ne yapıyorsun sen ? Sizin amacınız ne ? by Jason ..
Jason - Kapa çeneni ( bir sigara yakar ) Tanrı ademoğluna akıl vermiş düşünsün öyle hareket etsin diye. Ama anlaşılan sen payını almamışsın. Seni defalarca uyardım değil mi ? Ama sen beni dinlemedin. Dostoyevski'nin şöyle bir sözü vardır ya hatalarınla yüzleşir yada hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı pislik olmak ayrıdır. Sen uyarılarına rağmen iyice yüzsüzleştin ve bana kalırsa bir cezayı hak ettin !
Jane - ne yani beni öldürecek misiniz? ( Tedirgin olmuş ve korkmuştur ) ciddi olamazsınız yapamazsınız by Jason. Steven a söz vermiştiniz hani ? Yapamazsınız beni öldüremezsiniz
Jason - ( belinden silahı çıkarır ) emin ol bunu yaparım. ( Ve ateş eder )