• JP Saxe - If the world was ending •
1 yıl sonra,
"Eğer dünya sonra eriyor olsaydı..." diye mırıldandım, o çok sevdiğimiz şarkıdan alıntı yaparak. "Bana gelirdin, değil mi?"
İkimizin elleri arasında oluşan ateşe bakarken, onun ellerindeki bütün iyileştirici gücü hissedebiliyordum. Ateşimi söndürmek istiyordu, bütün vücudumu cayır cayır yakan ateşten kurtarmak istiyordu beni. Gözlerimi kapattım, sanki her şey ağır ağır ilerleyen bir an gibi avuçlarımızın arasında hareket ediyordu.
"Eğer dünya sona eriyorsa," diye fısıldadı ağlamak üzere çatlayan sesiyle. Büyük parmakları küçük elimi içine alıp yanan ateşi sıcacık bir suya çevirirken "büyük ihtimalle bunu biz yapıyoruzdur." dedi. Büyük gözleri yüzümde dolaşıyordu, gözlerim kapalı olmasına rağmen içindeki sıcaklığı hissedebiliyordum.
"Gitme." dedim, ona doğru bir adım daha atarak başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. "Kaderin ne söylediği umurumda değil!" Acıyla kaşlarım çatılırken birbirine geçen parmaklarımız daha sıkı sarıldı. "Benim ruh eşim sensin. Lütfen gitme."
"Azelya..." Adım dudaklarında acıyla asılı kalırken "Kolyeler..." diye fısıldadı. "Yalan söylemezler." Elini kaldırıp kendi kolyesini tuttu ve kaldırdığında içinde hiç hayat ışığı yoktu. Gözlerini yeniden bana çevirdiğinde bende kendi kolyemi kavrayıp kaldırdım ve bir elimiz sımsıkı sarılmış olmasına rağmen ikimizin de hayat eşi kolyelerinde hiçbir ışık yoktu. Ellerim acıyordu sanki, kalbim...Çok ağır bir taşın altında eziliyordu, ağrıyordu, bu sancı dayanılacak gibi değildi.
"Benden vaz mı geçiyorsun?" diye fısıldadım titreyen elimi saklamaya çalışarak yumruk yaparken ve vücuduma yaslarken, bir arada duran ellerimizden kendi elimi kurtardım. Buna karşılık ellerini yüzüme uzatıp yanaklarımı kavradı ve vücudum onu cayır cayır yaksa da geriye çekilmedi. Gözlerini yumarak alnını alnıma yaslarken "Benim dünyam," diye fısıldadı. "Sensin."
Hıçkırarak gözlerimi yumdum ve dudaklarımı birbirine bastırırken ayakta kalmaya çalışıyordum.
"Lütfen," diye fısıldadım ona tutunmaya çalışırken. Dudaklarını dudaklarıma bastırırken elim güçlükle tişörtünü sıkıca kavradı. Beni son kez öpüyordu.
Hayatımın aşkı, beni son kez öpüyordu.
Göz kapaklarım titreyerek kapanırken dudaklarını dudaklarımdan yavaşça ayırdı, ona dokunmak bile aramızda çok güçlü bir güce sebep oluyordu ama buna rağmen sevgimiz hayat ışıklarımızı yakmaya yetmiyordu.
"Yapamam," diye fısıldadı dudaklarımın üzerine doğru. "Bitirmek zorundayım."
"Yapma."
"Seni seviyorum."
"Hayır!" diye bağırdım o bir adım geriye çekilirken onu tutmaya çalışarak. "Yapma."
Dudakları titriyordu, elleti titriyordu, kalbi...Titriyordu. Hissettiğim acının belki binlerce katını çekiyordu biliyordum, onu kalbimde hissediyordum. Birkaç adım geriye çekildiğinde "Ben senin için kraliçe olmaktan vazgeçmiştim." diye fısıldadım. "Her şeyi geride bırakmaya hazırdım."
"Yapamam."
"Her şeyi!" diye bağırdım hıçkırarak ağlarken. "Nasıl yaparsın!"
Arkasını döndü.
O an, dünya sona erse bana geleceğini biliyordum.
Tek sorun sona ermiyordu, hatta onun varlığıyla yeniden yeşerecekti.
Onun gücüyle yeniden yeşerecekti.
Ben solarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAYIF HALKA
Fantasy"Gitme." dedim, ona doğru bir adım daha atarak başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. "Kaderin ne söylediği umurumda değil!" Acıyla kaşlarım çatılırken birbirine geçen parmaklarımız daha sıkı sarıldı. "Benim ruh eşim sensin. Lütfen gitme."